Akdoğan: Bir şey demokratik siyasetin önünü açacaksa buna fırsat vermek lazım

Akdoğan: Bir şey demokratik siyasetin önünü açacaksa buna fırsat vermek lazım

Geçmiş dönem çözüm sürecinin önemli aktörlerinden Yalçın Akdoğan, “Bir şey demokratik siyasetin önünü açacaksa buna fırsat vermek lazım” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısı ile başlayan süreçte Abdullah Öcalan’ın silah bırakma çağrısı yapması bekleniyor.

2015 yılında Dolmabahçe Mutabakatında yer alan ve bir önceki çözüm sürecinin önemli aktörlerinden döneminin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, süreci değerlendirdi.

Habertürk TV konuşan Akdoğan, Bahçeli'nin açıklamalarını duyduğunda şok olduğunu söyledi.

Akdoğan şunları ifade etti:

Bahçeli’nin çağrısı

Kahvaltı yapıyoruz, bir an çatal elimden düştü. Hanım gayriihtiyari 'deprem mi oluyor' diye irkildi. 'Yok' dedim 'Daha önemli bir şey oluyor'. Devlet Bey konuşuyordu. Söylediği şeyler çok ileriydi.

Umut hakkından bahsetti. Çalışılmış bir şeydi bu. Çok önemli hamleydi. O günlerde şöyle yorum yaptım; ya çok büyük dalga geliyor, bir risk, tehlike var. Onun için içeride bütünlüğü muhafaza etmemiz lazım. Veya Suriye'de yeni bir denklem kuruluyor. Buna ön hazırlık olarak böyle bir şey yapılabilir. Veya Öcalan yaşlandı devlete hizmet etsin diye düşünüldü diye kafamdan geçiriyorum.

Günlük siyasetin ötesinde yüksek siyaset yapmak demektir bu. Kimileri kartları yeniden karar, kimileri kart sallar. Günlük siyaset yaparsanız kart sallarsınız. Yüksek siyaset yaparsanız kart kararsınız.

dolmabahce.jpg

Terörizmle mücadele

Terörle mücadele etmek ile terörizmle mücadele etmek arasında fark vardır. Terörle mücadele örgütü yok etmeye çalışırsınız. Terörizmle mücadele güvenlik güçlerini aşan, devlet kurumlarının içinde olduğu terörün kaynaklarını ortadan kaldırmak, sebeplerini ortadan kaldırmak, ileri sürülen tezleri çökertmek için yapılır.

Örgütle pazarlık meselesi yapılamaz

O süreçte bir pazarlık yoktu. Bir al-ver yoktu. Birtakım şeylerin konuşulması gerekiyordu. Diyelim ki örgüt silah bırakacak. Türkiye'den çekilmesi, silahların gömülmesi. Bu planlama gerektiren bir şey. Devletin bunu birileriyle konuşup, yapması gerekiyor. Öbür türlü adam 'ben gömdüm silahları' diyor, nereden bileceğiz gömüp, gömmediğini. Biz bildirimizi okuduk, onlar bildirilerini okudu. O gün de al-ver süreci yoktu bugün de olacağını düşünmüyorum. Bugün işi yürütenler yürütüyor. Biz şimdi evimizde çocuk bakıyoruz. Devlet kendi halkının hiçbir meselesini terörle pazarlık etmez. Biz çok önemli adımlar attık. Bunu örgütle pazarlık olarak mı yaptık? Temel hak ve özgürlükler referandum konusu yapılmazsa, bu halkın ihtiyaç ve sorunları herhangi bir örgütle pazarlık meselesi yapılamaz.

imraliheyet-001.jpg

Öcalan kim?

DEM şu anda gerçek aktör müdür? Vekillerini kim tayin etmektir. Bu süreçte daha görünür oldular, daha ön plana çıkıyor, söylemler ortaya koyuyorlar. Bu bile önemli değil midir?
Rastgele bir adamdan bahsetmiyoruz. 40-50 yıllık bir örgüt neticede. Ulusal örgütler vardır bir de ulus üstü örgütler vardır. Suriye, Lübnan'da, Beka Vadisi'nde bu örgütün, Öcalan'ın faaliyetler yürüttüğünü biliyoruz. Birçok gizli servisle düşüp, kalkmış, farklı devletlerin desteğini görmüş bir adamı çok küçümseyip de hata etmemek lazım.

1999'da Öcalan yakalandı. Türk bayrağının önünde 'devletin hizmetindeyim' diyordu. En tükenmiş aciz haliydi. Ondan sonra yaptığı açıklamalar var, 'yeni bir sürece geçmemiz' lazım diyordu. Demokratik konfederalizmden bahsediyordu. Adamın en tükendiği andaki önerdiği şey. Konfederalizm üç dört ülkedeki yapıların birleştiren bir şey. En çaresiz göründüğü zaman sana yeni bir paketle geliyor. Burada Öcalan şu noktaya gelip de 'devrimci şiddet yok, silah yok, demokratik siyaset' noktasına geldiyse önemli noktadır. PKK'ya silah bıraktırırsa önemli noktadır.

imrali.jpg

Yaşlılık ayrı bir psikoloji. Ömrünüzü bir şeye adamışsınız, bir sürü plan yapmışsınız. Ömrünüz son döneminde bir şeye varmak istersiniz. O bir şey demokratik siyasetin önünü açacaksa buna fırsat vermek lazım. Biz demokratik zeminde yapacaklarımız yaptık. Onun dışında görüşmeler teknik mevzular. Türkiye'den unsurların çekilmesi, silahların bırakılması. Görüşülen bunlardır. Yoksa oturup da sen ne alacaksın ben ne vereceğim meselesi değil. Suriye meselesi önemli. Suriye'nin geleceği nasıl şekillenecek, PYD varlığı nasıl tasfiye edilecek? Bunun üzerinden bir formül üretiliyordur diye düşünüyorum.

Siyasi oyun çevirme günü değil

Abdullah Öcalan herhangi bir kişi değil örgüt açısından. Öcalan vardır ondan sonra ikinci, üçüncü adam yoktur, ellinci adam vardır. Herkes sıraya girer. Önce bu Apoculuk hareketidir Öcalan'ın sözleri tesir eder. Kararlı bir şekilde talimat verse çoğu sabaha uykudan kalkamaz. Öcalan başka ülkelere kaçtı, farklı yerlere gitti, saklandı, hiç görünmedi ama onun örgütü olarak kurdu, örgüte etkisi devam etti. Burada herhangi birinin Öcalan'a rağmen tavır geliştirebileceğini sanmıyorum. Geçmiş dönemde Öcalan bir şey söyleyince Kandil mırın kırın etti. Örgüt, Kandil bilerek ayak diredi, elini yükseltmek içni bu tür şeyler yaptı geçmişte. Bugün o gün değil. Siyasi oyunlar çevirme günü değil. Bir noktaya gelindi. Eğer dinlememe gibi durum olursa iyot gibi ortada kalırlar.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.