Yenidoğan çetesi: Dava 3'üncü gününde
Yenidoğan Çetesinin yargılandığı davaya bugün devam ediliyor.
22’si tutuklu 47 sanığın yargılandığı Yenidoğan Çetesi Davası'nın yargılamasında Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki devam ediliyor.
Pazartesi günü başlayan duruşma perdiyor hafta boyunca devam edecek. Duruşmada sanıkların savunmaları alınmaya devam ediliyor. Duruşma tutuklu sanık hemşire Cansu Akyıldırım'ın savunmasıyla başladı.
Şimdiye kadar
Sanık hemşire Hakan Doğukan Taşçı, Hasan Basri Gök ,hemşire Deniz Korkmaz, hemşire Hüseyin Günerhan, Fehmi Alperen’in ifadesi alındı. Sanıklar örgüt oldukları iddialarını reddediyorlar.
Tutuklu sanık hemşire Hakan Doğukan Taşçı, ifadesinde “Neden sadece biz hemşireler tutukluyuz, neden hastane sahipleri tutuklanmıyor? Neden bebek ölümleri olurken müdahale edilmiyor? Kasten öldürme suçuyla yargılananlar tutuklu değil” diye sordu.
Sanık hemşire Hasan Basri Gök’ün dava dosyasında yer alan telefon katıları dökümünde “Bebeği öldür” diye cümlesi vardı. Duruşmada dün kendisine soruldu. “Çirkin bir cümle Sürekli kalbi durup döndürülen bir bebek vardı o yüzden söyledim” diye yanıtladı.
Çeteyle ilgili soruşturma ortaya çıkınca başkaca şüpheli bebek ölümleri yaşayan aileler de davaya müdahil olmak için başvurdu ancak mahkeme heyeti talepleri kabul etmedi.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı'nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtiliyor.
İddianamede, suç örgütünün esas amacının, işletmesini devir aldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor.
Sanıklar tarafından hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK'den yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor.
Bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı aktarılan iddianamede, karın çoğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor.
Esas amacın, bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil, maddi açıdan en fazla kazanç elde edilmesi olduğu iddianamede bildiriliyor.
İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere, toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Sanık Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis isteniyor.
Diğer sanıklar hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.
İddianamede, "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bunların kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor.
Soruşturma kapsamında, İstanbul'da 9, Tekirdağ Çorlu'da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.