Uğur Dündar... Engin Özkoç... Sedef Kabaş... Ali Mahir Başarır...  Lozan özel programında gündeme damga vuran açıklamalar!

Uğur Dündar... Engin Özkoç... Sedef Kabaş... Ali Mahir Başarır... Lozan özel programında gündeme damga vuran açıklamalar!

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır ve gazeteci Sedef Kabaş; Lozan Barış Antlaşması'nın 98. yıl dönümüne özel, TELE 1'in, İzmir Karşıyaka-Bostanlı Suat Taşer Sahnesi'nde yapılan Uğur Dündar'la Demokrasi Arenası programının canlı yayınına konuk oldu. Programda gündem yaratacak açıklamalarda bulunuldu. İşte ayrıntılar...

CHP'li Özkoç, Lozan'a ilişkin şu açıklamalarda bulundu:

Şimdi 2023'te ‘Acaba hayallerimiz gerçekleşebilir mi' diye; amaçları Türkiye Cumhuriyeti olmadığı belli olanlar, içlerinde 100 yıllık bir kini ve öfkeyi besleyenler, hayatları boyunca insanlara eşit bir yurttaş muamelesi göstermeyenler, ‘Lozan'ın gizli bir anlaşması var mı' hesabını yapıyorlar.

Lozan Antlaşması'nı küçümsemeye çalışıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin itibarını 20 yılda yerle yeksan edenler, Türkiye Cumhuriyeti ile ilgili artık hiçbir beklentisi olmayanlar, ‘Türkiye'nin itibarını biz kaybettirdik, acaba Mustafa Kemal Atatürk'ün, İsmet Paşa'nın Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarken yaptıkları antlaşmanın da itibarını yok edebilir miyiz' hevesi içerisindeler.

“BU LANETLİ DÜŞÜNCE İÇERİSİNDE OLANLAR KENDİ KARANLIĞINDA BOĞULACAK”

Buna asla kimse cüret etmesin.  Biz bu Cumhuriyet'i şehitlerimizin kanıyla, biz bu Cumhuriyet'i kadınlarımızın ve gençlerimizin mücadelesiyle, biz bu Cumhuriyet'i akılla, biz bu Cumhuriyet'i vicdanımızla inşa ettik, kurduk, yaşatıyoruz.

Hevesi olanlar varsa, hevesleri kursaklarında kalacak. Biz bütün mücadelemizi, onların yok ettiği Türkiye Cumhuriyeti'nin itibarıyla ilgili bundan sonra tesis etmek için milletimizle beraber en yakın zamanda önümüze sandık konduğunda bunu başaracağız. Ve bu lanetli düşünce içerisinde olanlar kendi karanlığında boğulacaklar.

“BEN OLMADIĞIMA GÖRE KANALIN KAPANMA TEHLİKESİ YOKTUR”

Uğur Dündar, usta sanatçı Müjdat Gezen'den gelen şu mesajı da okudu:

Canım kardeşim, ‘Demokrasi Arenası'nın yeniden dönüşünden dolayı çok mutlu oldum. Ben o programda olmadığıma göre kanalın kapanma tehlikesi de yoktur. Başarılar diler, ellerinden öperim ağabeycim.

“HERHANGİ BİR ÜLKE VAR MI Kİ BÖYLE BİR ANTLAŞMAYI TARTIŞMA KONUSU HALİNE GETİRSİN”

Gazeteci Kabaş ise Lozan'a ilişkin şu ifadeleri kullandı:

98. yıl dönümünü kutluyoruz Lozan'ın. Lozan bu ülkenin tapusu. Evinizin tapusunu düşünün; birileri geliyor diyor ki, ‘bu tapu geçerli değil.' Öyle düşünebilirsiniz Lozan'la ilgili tartışmaları. Herhangi bir ülke var mı ki büyük bir İstiklal Harbi'nden sonra uluslararası camia tarafından tanınmış ve bize bugünleri bahşetmiş, özgürlüğümüzü vermiş bir antlaşmayı tartışma konusu haline getirsin…

Bir kere bunu zaten baştan inkar ediyor olmamız lazım, bunu reddediyor olmamız lazım. Bizim sormamız gereken soru şu: Biz niçin bugün Lozan'ı tartışalım ki? Niye ‘Lozan 2023'te miadını dolduracakmış da, Lozan aslında Sevr'den beter bir anlaşmaymış da…' gibi tartışmalara muhatap olalım? Bir kere baştan bunu reddediyor olmamız lazım.

“CUMHURBAŞKANI'NIN TARİHİMİZİ BİLDİĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUM”

CHP’li Başarır ise şu sözlere yer verdi:

Tarihimizi doğru anlamalıyız ve doğru anlatmalıyız. Ben Cumhurbaşkanı'ndan böyle bir davranış beklemiyorum. Çünkü tarihimizi iyi bir şekilde bildiğini, anladığını ve anlattığını düşünmüyorum.

Şunu herkes bilsin: Benim ülkemde çocuklarımız, torunlarımız, yetişen nesillerimiz var oldukça ne Lozan, ne laik Cumhuriyet, ne Gazi Mustafa Kemal Atatürk unutulmaz. Onlar bakidir. Dönem dönem böyle yönetimler gelir geçer ama kötü bir örnek olarak tarihte kalır. Bunu herkes öyle bilsin.

“BU ÜLKENİN TEK EŞSİZ LİDERİ ATATÜRK”

Ülkemizde Hasan Tahsin'i görmezden gelip İskilipli Atıf'ı anlatma cüretinde bulunan aydın geçinen ya da bu ülkeyi yönettiğini düşünen insanlar olabilir. Dönem dönem Cumhuriyet'i, laikliği tartışmaya açanlar olabilir.

2023'teki seçimlerde kendini kurucu bir lider olarak görmek isteyenler olabilir Ya da kendini baş komutan olarak görmek isteyenler olabilir. Bu ülkenin bir tek kurucu lideri var, bir tek baş komutanı var, bir tek eşsiz lideri var; Gazi Mustafa Kemal Atatürk.

“BİZİ KİMSEYLE KARIŞTIRMAYIN”

Hükümete, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik eleştirilerde bulunan Başarır, şöyle dedi:

Genel başkanımız çok güzel bir şey söyledi, ‘Lütfen beni onunla karıştırmayın' dedi. Bizi kimseyle karıştırmayın.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Bülent Ecevit, Erdal İnönü, Altan Öymen, Hikmet Çetin, Deniz Baykal, Kemal Kılıçdaroğlu, Murat Karayalçın, bunların ortak özelliği; devletin bir kağıdını bile kullanırken, ‘tüyü bitmemiş yetimin hakkını yer miyim' diye düşünmeleri.

“BEYEFENDİ 650 MİLYON LİRAYA MARMARİS'TE SARAY YAPTI”

Bunlar; emekli olduktan sonra da, görevlerindeyken de 100-120 metrekare evlerinde oturan insanlar. Ama bugün, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kötü ekonomik günlerini yaşarken bu beyefendi 650 milyon liraya Marmaris'te saray yaptı.

Bizi, asla ve asla bu insanla karıştırmayın. Bizler işçimizi, köylümüzü, insanımızı seviyoruz. Onlara iftira atmıyoruz. Biz onlar gibi yaşıyoruz. Onlar gibi yaşamak, onlar gibi gezmek, onlarla aynı yemeği yemek, aynı evde oturmak bize mutluluk veriyor.

Bize hiçbir zaman saraylar mutluluk vermedi, hiçbir zaman da vermeyecek. Biz çok farklıyız bu beyefendiden.

“TÜRKİYE 19 YILIN SONUNDA BU GERÇEKLERİ GÖRÜYOR”

Ama çok mutluyum ki Türkiye şimdi bunu görüyor. 19 yılın sonunda bu gerçekleri görüyor.

Hani diyorlar ya, ‘bu adam konuştukça uykularımız kaçıyor…' Hayır. Recep Tayyip Erdoğan'ın uykuları kaçıyor diyeceğim ama bazen ayakta uyuyor… Onların uykuları kaçıyor. Çünkü biz geliyoruz. Namuslu, vatanını seven insanlar geliyor.

“ATATÜRK'ÜN EMANETİNE ASLA HIYANET ETMEYECEĞİZ”

CHP'li Özkoç ise şu değerlendirmelerde bulundu:

Yerel yönetimlerle ilgili, ‘Bunlar İstanbul'u, Ankara'yı vermez. Alamazsınız' diyorlardı. Ancak bu ülkenin insanları, ilk önce İstanbul seçimlerini kazandığımız halde Yüksek Seçim Kurulu'nun üzerine çökerek haksız bir şekilde İstanbul seçimlerini iptal ettirdikten sonra 800 bin fark atarak tekrar İstanbul'u Ekrem İmamoğlu'na kazandırdılar.

Öyle korku salmakla falan olmaz. Türk milletini korkutarak bir yerde duramazsın. Biz Atatürk'ün emanetine asla hıyanet etmeyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti'ni dahili ve harici bedbahtlara da asla teslim etmeyeceğiz.

Bu ülkede yaşayan herkes huzur istiyor, mutluluk istiyor. Bu ülkede herkes demokrasi, özgürlük, eşitlik istiyor. Bunun üstüne karabasan gibi çöken 20 yıllık bir iktidara bu millet Türkiye'yi asla teslim etmeyecek.

“FETÖ SAVCISI ZEKERİYA ÖZ'ÜN ARKASINDA DURARAK…”

Amerikan emperyalizmi Orta Doğu'da Müslüman kanı akıtırken, siz ‘onun eş başkanıyım' dediğiniz zamanlarda aynı zamanda Fetullahçı Terör Örgütü'nün savcısı Zekeriya Öz'ün arkasında durarak; Balyoz ve Ergenekon davalarında Türkiye'nin vatansever subaylarını, generallerini zindanlara koydunuz.

Hatta Türkiye Cumhuriyeti'nin Genelkurmay Başkanı'nı hücrede tuttunuz, müebbet hapse çarptırdınız. 15 Temmuz kalkışmasını gerçekleştiren subay ve generalleri göreve getirdiniz, ısrarla orada tuttunuz.

Savcı Zekeriya Öz'ün arkasında durarak gazetecileri, yazarları, akademisyenleri cezaevinde yıllarca hücrede çürütmeye çalıştınız.

Onların her biri vatan evladıydı. Onlar aklandılar, çıktılar, o kara yazı sizin alnınızda. Hepsi alınlarının akıyla bu milletin içerisinde dolaşıyorlar; sizin alnınızdaysa, Fetullahçı Terör Örgütü'nün arkasında durmuş bir iktidarın kara lekesi var.

“MECLİS'E BOMBALAR YAĞARKEN HİÇ SESİNİZ ÇIKMIYORDU”

Siz bu milletin vatansever evlatlarına karşı samimi davranmadınız. O kalkışmanın olduğu gece bir telefon ekranına çıkıp da millete seslendiniz; ‘Çıkın kalkışma oluyor, tankların önüne çıkın' dediniz. Siz neredeydiniz, tankın önüne mi çıktınız? Devletin başkanı olarak nasıl bir cesaret gösterdiniz?

Ne yaptınız, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne mi geldiniz? Türkiye Büyük Millet Meclisi bombalanırken, Meclis'in kapısını ilk önce CHP'li milletvekilleri açtılar. Ondan sonra diğer siyasi partilerin milletvekilleri de geldiler.

Meclis'e bombalar yağarken sizin hiç sesiniz çıkmıyordu. ‘Kaçtı' dediğiniz Kemal Kılıçdaroğlu, ilk önce havaalanından, tankların arasından geçti, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki başkanımızı aradı, ‘Ben geliyorum, beni bekleyin. Orada birlikte bu kalkışmaya karşı mücadele edeceğiz' dedi. Senin başbakanın, sen, hepiniz, nerede saklandığınızın hesabını bu millete hala veremediniz.

“HÂLÂ ONUN HESABINI VERMİYORSUNUZ”

Savcı Zekeriya Öz, elini kolunu sallayarak nasıl dışarı çıktı? O günkü İçişleri Bakanı'na sesleniyorum, bugünkü İçişleri Bakanı'na sesleniyorum: Adil Öksüz nerede?

Hani yakalanıp da, çırılçıplak soyulup da tutulan Adil Öksüz'den; terör örgütünün o günkü kalkışmasının bütün planlarını yaptığı söylenen Adil Öksüz'den bahsediyorum. Nerede olduğunu biliyorsunuz. Tıpkı Zekeriya Öz gibi…

Elini kelepçeye vurduğunuz adamı ayağa kaldırdınız, giydirdiniz, pasaportlarını verdiniz, kaçırdınız. Hâlâ onun hesabını vermiyorsunuz.

“BU MİLLETİ SİNDİRMEYE ÇALIŞIYORSUNUZ”    

Adil Öksüz'ü yakalayıp getiriyor musunuz? Hala getirmiyorsunuz. Ondan sonra fiyaka yapıyorsunuz, efeleniyorsunuz ve diyorsunuz ki bu millete, ‘Biz her şeyin hesabını sorarız.' Bu milleti sindirmeye çalışıyorsunuz. Yahu utanın.

“İLK SEÇİMDE BU KORKU İMPARATORLUĞUNU HEP BERABER YIKACAĞIZ”

İlk seçimde iktidarın değişeceğini söyleyen CHP'li Başarır, şöyle konuştu:

Bütün diktatörler korkudan beslenir. Neden? Umut veremezler, umut yükleyemezler, umut olamazlar. O yüzden korku siyaseti yaparlar. Ama biz umutla geliyoruz, umut veriyoruz, umut olmaya çalışıyoruz.

İlk seçimde, söz veriyoruz, bu korku imparatorluğunu hep beraber yıkacağız. Cumhurbaşkanı ne demişti? ‘İstanbul'u alan, Türkiye'yi alır.' İstanbul'u bir değil, iki kez aldık mı? Paşa paşa verdi mi?

Ankara'yı, Hatay'ı, Mersin'i, Kırşehir'i, Ardahan'ı aldık mı? Ne yaptı? Verdi. Yarın seçim olsun, sandıktan çıkalım, (iktidarı) paşa paşa verecek.

“BİZ KAZANACAĞIZ, O VERMEYECEK? HADİ CANIM SEN DE…”

Hiç şüpheniz olmasın. Ama bir gerçeği de görelim. Özellikle ikinci İstanbul seçimlerinde her sandıkta inanın 20 tane yurttaşımız vardı. Cumhuriyet'in bekçisi gibi durdular.

Demek ki biz sandığı beklediğimiz sürece, o ıslak imzaları aldığımız sürece, onları bir merkezde topladığımız sürece Recep Tayyip Erdoğan değil; kim gelirse gelsin biz kazanacağız, o vermeyecek? Hadi canım sen de…

Hep beraber, bir arada bu seçimlere inanmalıyız. Tüm anket sonuçları, tüm araştırmalar, sokakta gördüğümüz tüm olgular şunu gösteriyor: Ne zaman seçim olursa olsun biz seçimi kazanıyoruz. İşte beyefendinin o yüzden uykuları kaçıyor. Beyefendi o yüzden stresli.
 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.