Tutuklu İBB şoförleri hakkında somut delil aranıyor
İBB operasyonları kapsamında tutuklanan şoförlerin çanta taşımak, araç kullanmak gibi rutin işler suç gerekçesi olarak gösteriliyor. Ancak dosyada somut deliller bulunmuyor.
İBB operasyonları kapsamında şimdiye kadar 8 makam şoförü gözaltına alındı, ikisi etkin pişmanlıktan faydalanıp serbest bırakıldı.
6 şoförün tutuklanmasına sebep olan ise itirafçı olan Ekrem İmamoğlu’nun danışmanlığını yapmış Ertan Yıldız’ın şoförü Bayram Yıldırım'ın ifadeleri...
'İlk defa duydum, hiç şahit olmadım'
Halk TV'den Bahadır Özgür'ün yazısına göre, Yıldırım’ın iddiası şu:
“Florya’daki eski başkanlık konutunda özel toplantılar yapılıyordu. Fatih Keleş’in kullandığı konuta pick-up cinsi araç yanaşırdı. Aracın arkasındaki yemek sepetleri binaya alınır, sonra boş çıkardı. Paraları Ongun, Kasapoğlu ve Keleş’in şoförleri alıp giderdi. Şoförler defalarca bana bunu anlattı.”
Yani yemek sepetleri geliyor, sonra boş çıkıyor. İddiasına bakılırsa içleri para dolu. Lakin somut delil sunmuyor. Diğer şoförleri işaret ediyor sadece.
O halde tutuklanan şoförlerin ifadelerine bakalım şimdi.
Ongun’un şoförü Kadir Öztürk’ün ifadesi: “Böyle bir olayı ilk defa duydum. Hiç şahit olmadım. Ben sadece Ongun’un el çantasını taşırdım. İçinde laptop vardı. Bayram Yıldırım ile 2023’ten beri hiç görüşmedim. Kadir Topbaş döneminden beri İBB’de şoförlük yapıyorum.”
Kadriye Kasapoğlu’nun şoförü Kırca’nın ifadesi: “Ben bahsedilen pick-up araçlar ve yemek sepetlerine asla tanık olmadım. Bayram Yıldırım ile işimiz gereği aynı yerde bulunsak da hiç konuşmayız. Kendini kurtarmak için iftira atıyor. 3 gündür (gözaltında) düşünüp duruyorum. Neden bunu yaptığını anlamıyorum. Tutuldum kaldım. Bir şey bilsem anlatırım. Delil olsa boynum kıldan ince. Ne ceza verseniz razıyım.”
'Makama ait kutuları açmayız'
İbrahim Özkan’ın şoförü Hüseyin Bostancı’nın ifadesi: (Bayram Yıldırım’ın, kutular içinde son model iPhone’ların İbrahim Özkan’a verilmek üzere teslim edildiği iddiası üzerine) Yıldırım kutuyu bana Özkan’a teslim edilmek üzere verdi. Özkan’ın şoförüyüm. Kutuyu açtığım şeklindeki iddiayı kabul etmiyorum. Makama ait kutuları açamayız. 10-15 gün sonra Özkan’ın Ataşehir’deki makam odasında o kutu veya benzerini gördüm. Özkan şehit yakınları, muhtaç aileler ve öğrencilere tablet ve telefon yardımı yaptığı için içinde tablet veya telefon olabileceğine yordum. Suçlamaları kabul etmiyorum. İçeriğini bilmediğim bir konudan ötürü buradayım.”
Yakup Öner’in şoförü Kamuran Ataç’a sorulan sorularda da yine kendisini ilgilendiren tek cümleye rastlanmıyor.
Daha ziyade Taş Yapı’nın sahibi Emrullah Turanlı’nın ve ‘gizli tanık Rüzgar’ın, Öner ile ilgili iddiaları soruluyor. Ataç sadece makam aracını kullandığını, ne bahsedilen olayları ne de kişileri tanıdığını söylüyor. Ataç’a bazı para transferleri gösteriliyor. Sordukları kişiler kardeşi, kayınpederi ve kayınvalidesi. Telefon görüşmeleri ve meşhur ‘baz sinyalleri’ de sunuluyor ayrıca. Onlar da Yakup Öner, kayınbiraderi İlker Hamal ve Ongun’un şoförüne ait. Ataç, bu kişilerle irtibatın yaptığı iş icabı normal olduğunu vurguluyor.
Son ifade de Fatih Keleş’in şoförü Hüseyin Yurddaş’ın: “Bayram Yıldırım’ın bahsettiği olayı ilk kez duyuyorum. Keleş, Florya’daki binaya genelde sabah erken gelip kahvaltısını yapar, fazla da durmazdı. Ben de çoğunlukla arabayı yıkardım. Pick-up cinsi araç ve yemek sepetleri ile neyin kastedildiğini anlamadım. İPA binası büyük bir yer. Makam şoförleri olarak oradaki toplantılara vakıf olmamız imkansız. Şoförler olarak dışarıda çay içip beklerdik. Bahsi geçen (Yıldırım’ın ifadesindeki) sohbetlere hiç dahil olmadım.”
'İtirafçı olurlarsa belki'
Yurddaş’a sorulan bazı WhatsApp mesajları ise dikkat çekici. Soru şöyle:
“K.İ.V. isimli şahsın ekran görüntüsü gönderdiği, bu ekran görüntüsünün içeriğinde ‘İBB Spor Başkanı Fatih Keleş’in oğlu ve yeğeni örgüt üyeliği gerekçesi ile tutuklandı’ yazıldığı görülmüş, devamında ‘Abi bunlar s…ler çıkamazlar haberin olsun’ yazıldığı görülmüş, Hüseyin Yurddaş isimli şahsın bu mesaja cevaben ‘İtirafçı olurlarsa belki’ yazdığı görülmüştür.”
Benzer şekilde A.E.A. isimli birisiyle yapılan yazışmada Yurddaş’ın “Senin eski çalıştığın adam kimdi” diye sorduğu, “Noldu, itirafçı mı” yanıtı da soruluyor.
Yurddaş’ın savunmasına bakalım:
“Mesajlar bana aittir. K.İ.V. adlı şahıs bir iş adamının korumasıdır. Konuşmanın içeriği Keleş’in yeğeni ve oğlunun tutuklanması haberi üzerineydi. ‘İtirafçı olurlarsa belki çıkar’ cevabından kastım, medyada duyduğumuz kadarıyla bu dosyadan dışarı çıkanların yalnızca itirafçılar olduğuydu… A.E.A. ise Keleş’in asistanıdır. İkimiz de Keleş’in çalışanı olduğumuz için Türkiye’deki hemen her vatandaş gibi İBB dosyasını kendi aramızda konuşuruz.”
Neden tutuklandılar?
İşte şoförlere sorulan iddialar ve yanıtlar böyle. Hiç birisine doğrudan bir itham, suçlama bulunmuyor. Öyleyse neden tutuklandılar?
Onu da sulh ceza hakimliğinin tutuklamaya sevk yazısından aktaralım:
“… İşverenleri pozisyonunda bulunan şahıslarla birebir ve uzun süre çalıştıkları ve icra ettikleri mesleklerin dışına çıkarak bir çok eylemlerinde aracılık ettikleri, işverenleri konumunda bulunan şahısların rüşvet ya da irtikap adı altında toplanan paraları ilgili kişilerden doğrudan elden aldıkları/naklettikleri, işverenleri ile uzun süredir güvene dayalı olarak çalıştıkları nazara alındığından söz konusu para, telefon ya da tabletlerin suçtan kaynaklanan malvarlığı olduğunu bilemeyecek olmalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, kendileri ile aynı mesleği yapan Bayram Yıldırım’ın ifadeleri ile ortaya çıktığı…”
İddiaları, ifadeleri ve tutuklama gerekçesini okuyunca akla “aha sır küplerini yakaladılar” düşüncesi geliyor mu?
Benim gelmedi açıkçası. Şimdiye kadar delil diye sunulanlara bakınca, kimisi Kadir Topbaş döneminden beri makam şoförlüğü yapan isimlerin uzun süre çalışmaları, bir makam şoförünün yaptığı araç kullanma, paket/çanta taşıma vb. rutin işleri yerine getirmeleri ve itirafçılıkla serbest kalan birinin beyanı üzerine tutuklandıkları görülüyor.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.