Türkiye'de dizi raporu: Çok eşlilik normalleştiriliyor, kadına şiddet ve baskı ilk sırada

Türkiye'de dizi raporu: Çok eşlilik normalleştiriliyor, kadına şiddet ve baskı ilk sırada

Yerli Televizyon Dizilerinin Toplumsal Cinsiyet ve Şiddet Karnesi Proje Raporu'nun sonuçlarına göre yerli dizilerin büyük çoğunluğunda kadına şiddet ve baskı işlenirken çok evlilik de normalleştiriliyor. Öte yandan bu dizilerde kadının öğrenilmiş çaresizliği ise benimsetiliyor.

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği tarafından hazırlanan "Yerli Televizyon Dizilerinin Toplumsal Cinsiyet ve Şiddet Karnesi Proje Raporu"nun yönetici özeti yayımlandı.

Kadına yönelik şiddet ilk sırada

2023 yayın döneminde yayın programına alınan dizilerden 1-7 Mayıs haftasında en yüksek seyretme oranı (reyting) yakalayan 11 dizinin dörder bölümü çalışma kapsamında izlendi. 33 kişilik proje ekibi tarafından hazırlanan inceleme, maruz kalınan şiddet sahnelerinin toplam sayılarını, türlerini ve sıklıklarını ortaya koydu. Bu kapsamda çalışma kapsamındaki dizilerde tespit edilen şiddet sahnelerinin sıklığına yöneldiği cinsiyet/yaş grubuna göre bakıldığında, kadına yönelik şiddetin toplam 274 şiddet sahnesi ile genel toplamın yüzde 46’sını temsil ettiği; erkeğe yönelik şiddetin de toplam 265 şiddet sahnesi, ile genel toplamın yüzde 44’ünü temsil ettiği, gençlere yönelik şiddetin toplam 34 şiddet sahnesi ile genel toplamın yüzde 6’sını temsil ettiği bulundu.

Çocuklara yönelik şiddetin toplam 24 şiddet sahnesi ile genel toplamın sadece yüzde 4’ü. Bu bulgular kadına yönelik şiddet sahneleri ile erkeğe yönelik şiddet sahneleri arasında sıklık açısından önemli bir fark olmadığını, her iki grubun da sözel ve psikolojik şiddete maruz bırakıldığını gösterdi.

11 dizinin 8’inde kadına yönelik baskı ve şiddet var

Dizilerin toplumsal cinsiyet yaklaşımını tespit etmek üzere yanıt aranan sorular, 11 dizinin 8’inde (yüzde 73) kadına yönelik baskı ve/veya şiddet olduğunu, ancak bu dizilerden sadece 1’inde (yüzde 9) baskı ve şiddet gören kadınların başvurabileceği kurumsal destekler hakkında bilgi bulunduğunu; 11 dizinin 7’sinde (yüzde 64) kadın karakterlerin baskı ve şiddete başkaldıran bir rolde göründüğünü; ancak sadece 5 dizide (yüzde 45) ana kadın karakterlere mesleki ortamlarda görünürlük kazandırıldığını ve sadece 6 dizide (yüzde 55) rol model olabilecek güçlü ve eğitimli kadınların ön planda olduğunu; öte yandan 11 dizinin 8’inde (yüzde 73) ana kadın karakterlerin kadınlar hakkında olumsuz önyargıları besleyecek rollerde gösterildiğini; 4 dizide (yüzde 36) şiddet uygulayan erkeklerin kahramanlaştırıldığını; ve 8 dizide (yüzde 73) şiddetin çözümü olarak karşı şiddet gösterildiğini ortaya koydu.

Çok eşlilik normalleştiriliyor

Çalışma kapsamındaki dizilerin şiddet içeren veya şiddete kaynaklık eden olumsuz toplumsal olgu ve olaylara yaklaşımını irdeleyen sorulara dayanan en önemli bulguları da, çok eşlilik ve/veya sadakatsizliğin 11 dizinin 5’inde (yüzde 45) normalleştirilirken sadece 2’sinde (yüzde 18) eleştirildiğini; yine 5 dizide (yüzde 45) kadın karakterlerin öğrenilmiş çaresizliği normalleştirilirken sadece 3’ünde (yüzde 27) eleştirildiğini; 11 dizinin 6’sında (yüzde 55) kadınlar arasında erkekler için rekabet ve /veya entrikaların normalleştirildiğini, sadece 2 dizide (yüzde 18) eleştirildiğini; yine 5 dizide (yüzde 45) erkekler arasında kadınlar için rekabet ve /veya entrikaların normalleştirildiğini, sadece 2’sinde (yüzde 18) eleştirildiğini; 11 dizinin 6’sında (yüzde 55) toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin normalleştirildiğini, 5 dizide (yüzde 45) eleştirildiğini; 6 dizide (yüzde 55) erkekler üzerinde toplumsal cinsiyet rolü baskılarının normalleştirildiğini, sadece 1’inde (yüzde 9) eleştirildiğini; 11 dizinin 6’sında (yüzde 55) kültürel bağnazlık ve mahalle baskılarının normalleştirildiğini, sadece 2 dizide (yüzde 18) eleştirildiğini; 7 dizide (%64) ataerkil zihniyet ve erkek egemen kültürün normalleştirildiğini, sadece 3’ünde (yüzde 27) eleştirildiğini; 11 dizinin 7’sinde (yüzde 64) şiddetin erkeğin doğasında olduğu anlayışının normalleştirildiğini, 3 dizide (yüzde 27) eleştirildiğini; 7 dizide (yüzde 64) şiddetin erkeğin doğasında olduğu anlayışının normalleştirildiğini, 3 dizide (yüzde 27) eleştirildiğini; 11 dizinin 7’sinde (yüzde 64) toplumsal şiddet olgusunun yaygınlığının normalleştirildiğini, 3 dizide (yüzde 27) eleştirildiğini ortaya koydu.

Kadın karakterlerin öğrenilmiş çaresizliği benimsetiliyor

İncelenen dizilerden en çok iki veya üçü toplumsal şiddetin kaynağı olan olayları eleştirme gayreti içinde bulunduğu tespit edilirken büyük bir çoğunluğunun toplumsal sorunları ortaya koyuyoruz iddiası ile çok eşliliği, kadın karakterlerin öğrenilmiş çaresizliğini, kadınlar ve erkekler arasında kirli rekabet ve entrikaları, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini, kültürel bağnazlık ve mahalle baskılarını, ataerkil zihniyet ve erkek egemen kültürü, şiddetin erkeğin doğasında olduğu kabulünü ve toplumsal şiddet olgusunun yaygınlığını olay örgüleri içinde tekrar tekrar canlandırarak, etkisini yükseltecek gerilimli, merak uyandırıcı senaryolarla destekleyerek, bölüm sonlarını izleyiciyi diziye bağlayacak heyecanlı olaylarla keserek normalleştirmekte, hatta bazıları meşrulaştırmakta ve bu içerikleri doğru biçimde yorumlama şansı olmayan kırılgan izleyici grupları üzerinde şiddete dayalı iletişim tarzını benimseterek rol model olduğu kaydedildi.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.