Kazakistan'da sadece ülke vatandaşlarının değil yabancı yatırımcıların da hakları korunmuyor. Bu konuyu gündeme getiren savunma oyuncusu Yernar Kenzhebaev, Almatı'da bir basın toplantısı düzenledi.

"Bugün Türkiye'den yatırımcı Ebubekir Destan ve Tuncay Yalım konusunu gündeme getirmek istiyorum. "Ekonomik kaçakçılık" suçundan 11 yıl hapis cezasına çarptırıldılar. Ancak soruşturma makamları buna dair herhangi bir somut delil veya kanıt sunmadı. Şu anda cezalarını Pavlodar hapishanesinde çekiyorlar" diye başladı.

Evet Türkiye'nin 85 milyon vatandaşı var. Dünyanın her yerinde çalışan çok sayıda insan var. Bir de Ebubekir Destan ve Tuncay Yalım gibi Kazakistan'a gelen bir vatandaşlar var. Ama aynı zamanda Türkiye vatandaşı bu kişiler. Yani Türk devletinin koruması altındaki bir vatandaşlar. Dolayısıyla Türkiye'de de cezası sorunu gündeme geliyor. Soruşturma makamları bunu dikkate aldı mı?

Avukatın talebi, adil bir soruşturma yapılması, açık yargılama yapılması ve Türk yatırımcılarının hangi suçları işleyip işlemediğinin tespit edilmesi. Aynı zamanda adaletin sadece yabancı vatandaşlar için değil, Kazakistan'ın her vatandaşı için geçerli olması gerektiğini vurguladı.

Yetkililer her zaman Kazakistan'ın yabancı yatırıma ihtiyaç duyan bir ülke olduğunu söylüyor. Ne kadar çok yabancı yatırım gelirse ülke ekonomisi o kadar başarılı ve ilerici olur. Ebubekir Destan ve Tuncay Yalım gibi yatırımcıları yargılayıp soruşturursak, yargılamasını, soruşturmasını sorgulanır hale getirirsek yabancılar bize yatırım yapmaktan korkmaz mı? Bu aynı zamanda büyük bir sorundur. Dolayısıyla bu ceza davasının yeniden soruşturularak adil bir karar verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

KAZAKİSTAN İNSAN KAYNAKLARI VE YÖNETİMİ İÇİN ULUSLARARASI

Savunucuya göre Ebubekir Destan ve Tuncay Yalım Kazakistan'a yatırım yapmış ve ülkemizde ticaretle uğraşmıştı. Asıl çalışma yeri Türkistan bölgesindedir. Ancak Milli Güvenlik Kurulu kendisini "ekonomik kaçakçılık" suçundan 11 yıl hapis cezasına çarptırdı. Önemli olan dava dosyasında Türk yatırımcıya ait herhangi bir soruşturma materyalinin yer almamasıdır. Yani Destan Bey'den hiç kimseye bir soru veya cevap gelmedi. Ya soruşturma sırasında ya da duruşma sırasında. Şüpheliyi soruşturmadan yargılamak için çok mu geç? Böyle bir durumu hatırlamıyoruz. Savunma avukatı da aynısını söyledi. Aynı zamanda Sayın Destan ve Yalım aleyhine ifade verenlerin hemen hepsi işkenceye maruz kaldı. Bu boş sözlerle kanıtlanamaz. Aynı işkenceyi yapan MGK görevlileri de işledikleri suçlardan dolayı mahkemeye çıkarılarak hapis cezasına çarptırıldı.