TTB’den Ayşe Barım raporu: Cezaevinde kalması ölüm riski yaratıyor
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Bilim Kurulu, Gezi eylemleri gerekçe yapılarak "hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamasıyla yargılanan menajer Ayşe Barım’ın ciddi sağlık sorunları nedeniyle cezaevinde koşullarında kalmasının uygun olmadığını belirtti.
Gezi Parkı eylemleri gerekçe yapılarak tutuklanan menajer Ayşe Barım’ın sağlık durumuna ilişkin avukatının talebi üzerine Türk Tabipleri Birliği (TTB), ilgili uzmanlık alanlarından sekiz hekimin katılımıyla bir kurul oluşturdu. Tıbbi değerlendirme ve görüş raporu hazırlamak üzere oluşturulan kurul, Barım hakkında tıbbi belgeleri inceledi, yaşam ve sağlığa erişim hakkıyla sağlığının tutukluluğuna engel oluşturup oluşturmadığı yönünden değerlendirmeler yaptı. Kurul, 19 sayfalık görüş raporuyla birlikte 16 sayfalık hukuki değerlendirme raporu da hazırladı.
Kurulun raporundan öne çıkanlar şöyle:
"Ölümcül hastalıkları var"
- Barım’ın tutuklanmadan önceki ve tutuklandıktan sonraki muayene raporlarının ve tetkik sonuçlarının değerlendirilmesi neticesinde, her biri kendi başına ani ölüm ve sakatlık riski taşıyan beyin anevrizması, kalp kası bozukluğu nedeniyle sol karıncık çıkışında daralma ve kapak yetmezliği, uykuda solunum durması hastalıkları ve bu üç hastalığa bağlı risklerin hapishane koşullarında gerçekleşmesinden endişe etmesi nedeniyle gelişen ağır kaygı bozukluğu ve panik atakları olduğu anlaşılıyor.
- Hapishane koşulları bu hastalıkların birbirini tetikleyerek ağırlaşmasına neden oluyor. Ağır kaygı bozukluğu ve panik atakları uykuda solunum durması hastalığı için kullanması gereken cihazı kullanmasına engel oluyor. Ayrıca beyin dolaşımını bozarak anevrizma yırtılmasına bağlı beyin kanaması riskini artırıyor. Bir yandan da mevcut kalp hastalığından kaynaklanabilecek kalp ritim bozukluğu ve ani kalp durması riskini artırıyor. Özellikle kalp sorunları ve beyin anevrizması için yapılması gereken tedaviler tecrübeli ekiplerin çalıştığı, ileri teknolojik olanaklara sahip merkezlerde bile ciddi ölüm ve sakatlık riski taşıyan tedaviler.
"Sağlık ve yaşam hakkı ihlali yaşanabilir"
- Barım bunun farkında olarak tutuklanmadan önce farklı merkezlerden ve doktorlardan görüş almış ve kendisince en uygun gördüğü merkezde bu tedavileri yaptırmaya karar vermiştir. Tutuklanması nedeniyle tedaviler gerçekleştirilememiştir. Tutukluluk sonrasında gönderildiği hastanelerde doktorların önerdiği benzer tedavileri bu nedenle kabul etmeyip araştırmaları sonucunda kendi karar verdiği merkezde yapılmasını talep etmektedir.
- Sağlığın hak olarak kabulü ve sosyal belirleyenlerinin varlığı, özgürlüğünden alıkonulan kişilerin, saygınlıklarını koruyabileceği ve bakım gereksinimlerinin yerine getirilebileceği koşullarda tutulmasını gerekli kılar. Barım’ın mevcut hapishane koşullarında müdahale edilmediği takdirde kalıcı sağlık hakkı/yaşam hakkı ihlaline yol açabileceği anlaşılan tıbbi rahatsızlıklarla baş edemeyeceği, sağlık durumunun kötüleşeceği ve tutukluluğa bağlı kaçınılmaz acı eşiğini aşan yoğunlukta bir sıkıntıya veya zorluğa maruz bırakabilecektir.
- Mevcut rahatsızlıkları göz önüne alındığında sağlık hakkının ihlalinin yanı sıra işkence ve kötü muamele yasağının ihlali anlamına da gelebileceğinden; uluslararası sözleşmeler, BM İstanbul Protokolü, BM Mandela Kuralları ve AİHM kararları da göz önünde bulundurularak hastanın tanı ve tedavisinin kendi seçeceği hekim/hekimler tarafından yapılacağı bir ortama bir an önce kavuşması gerekmektedir.
"Adli kontrol hükümleri uygulanabilir"
Hukuki değerlendirmelerin yer aldığı rapordaysa, Barım’ın cezaevi koşullarında kalmasının uygun olmadığı belirtildi.
Raporda, Barım'ın sağlık koşulları gereği adli kontrol hükümlerinin uygulanabileceği, sağlığı bakımından kaçma tehlikesinin olmadığı şeklinde değerlendirilebileceği belirtildi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.