Teğmenlerin ihracı: 'İdari amirlere baskı yapıldı, askerlerin yerleri değiştirildi'
Cumhuriyet yazarı Terkoğlu, teğmenlerin ihraç edilme sürecinde teğmenler için olumlu kanaat bildiren amirlere baskı yapıldığını yazdı: 'Hükümete yakın isimlerin yaptığı yorumları gönderip izlemesini istedi.'
Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Kara Harp Okulu mezunu teğmenler 30-31 Ağustos 2024’teki yemin töreninin bitmesinin ardından kılıçlarını çekip “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye slogan atmış, demokratik ve laik cumhuriyete bağlılıklarını bildirmişti. Teğmenler kısa süre sonra ihraç talebiyle disipline sevk edilmişti. 5 teğmen ve 3 idari amirleri hakkında ihraç kararı verildi.
Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, TSK'dan ihraç edilen 5 teğmen için kanaat bildiren birinci ve ikinci sicil amirlerine baskı yapıldığı iddialarını aktardı.
‘Sicil amirlerini defalarca odasına çağırdı’
Terkoğlu, teğmenlerin mezuniyet töreninden iki hafta kadar sonra, kritik görevdeki bir komutanın Topçu Okulu’nu ziyaret ederek, 10 teğmenle 6 saatlik bir görüşme yaptığını ve Teğmen Ebru Eroğlu'na yönelik sert ifadeler kullandığını iddia etti.
Barış Terkoğlu, "Yenilmeyen teğmenler" başlıklı yazısında, şunları kaleme aldı:
"Hepimiz biliyoruz. Aslında karar, bakanın açıkladığı gibi 25 Kasım’da çıkacaktı. Ancak soruşturma dosyası için hazırlanan amir kanaatleri istenildiği gibi yazılmamıştı. Ve dosyalar bu gerilim nedeniyle 25 Kasım’a yetişmedi. Dosyaya yukarıdan bir müdahale olduğunu okuyanlar görüyordu. Öyle ki... Anlatılana göre adını herkesin bildiği o komutan, kanaat formunun üzerine kendi el yazısıyla 'düzeltip tekrar gönderin' notunu düşmüştü. Sonra...
Yine adını herkesin bildiği bir başka komutanın, teğmenlerin birinci ve ikinci sicil amirleri olan askerlere yaptığı baskı başladı. Defalarca odasına çağırdı. İkna etmeye çalıştı. O kadar ileri gitti ki... Televizyon kanallarında hükümete yakın isimlerin yaptığı yorumları gönderip izlemesini istedi. Sicil amirleri yine direndi. Bu kez, yurtdışı geçici görevlere gönderilmemekle, isteneni yazmadıkları takdirde başka yerlere görevlendirilecekleri tehdidiyle karşılaştılar. Hatta isteneni yazacak asker aranmaya başladı bile.
Sonunda 14 Aralık günü, 'o odada', baskı ile iki sicil amirine, istenen kanaat yazdırıldı.”
‘En sert konuşmayı Teğmen Ebru ile yaptı’
Cumhuriyet yazarı Terkoğlu, yazısını şöyle sürdürdü:
“Teğmenlerin mezuniyet töreninden iki hafta kadar sonra, kritik görevdeki bir komutan Topçu Okulu’nu ziyaret etti. Önce bütün teğmenlerin karşısına çıktı. Ardından 10 teğmenin sicil numarasını verdi. Bu isimlerle özel konuşacağını söyledi. Toplam 6 saatlik bir görüşme yaşandı. En sert konuşmayı Teğmen Ebru ile yaptı. Ona, yaşananların baş sorumlusunun kendisi olduğunu söyledi. 'TSK’de hiçbir disiplinsizlik cezasız kalmaz' cümlesi zaten aylar sonra gelecek kararı haber veriyordu."
‘Teğmenlere sahip çıkacağı düşünülen askerlerin yeri değişti’
Terkoğlu, soruşturma sürecinde atılan adımlara dair “Bir müdahale daha oldu. Bu süreçte teğmenlere sahip çıkacağı düşünülen ve karara bu şekilde etki etmesi beklenen askerlerin de yeri değişti. Kızağa alınarak aksi yönde müdahalelerin önüne geçildi” ifadelerini kullandı.
Hakkındaki soruşturmalar kapatılan askerler
Cumhuriyet yazarı Terkoğlu, yaşananları anlatmaya şöyle devam etti:
“Biliyorsunuz bu köşede sıkça vurguluyorum. İster savcı olsun ister hâkim. “Verilmesi istenen kararlar”da üstünde gölge olan insanlar hep kritik rol oynuyor. “Yap” denileni yapmaları, yapmazsa kellesinin alınması daha kolay oluyor.
Teğmenlerin atılması için çaba sarf eden komutan A’nın durumu da böyle.
Teğmenler ağustos sonundaki törenden ötürü soruşturuldu. Ama A’nın başı, bir ay önceki bir başka soruşturmayla dertteydi. Komutan A. hakkında, şikâyetler nedeniyle, 29 Mayıs’ta başlayıp 3 gün süren bir soruşturma yapıldı.
Soruşturma konularından biri “sera”ydı. Evet, yanlış okumadınız, sebze serası!
Şöyle anlatayım...
Askerlere “Maaşını alıyorsun tabi ki yapacaksın” diyerek görevi ile alakalı olsun olmasın işler veren Komutan A.; emrindeki askerlere birlik içine kurduğu serasındaki domateslerini, biberlerini çapalamak gibi görevler veriyordu. Anlatılana göre sera içine birliğin ısıtıcı petekleri konmuş, su hattı çekilmişti. Soruşturma açıldığını haber alan komutan A. birliğe soruşturma heyeti gelmeden, apar topar serayı söktürdü.
Heyetin birliğe gelmesine neden olan şikâyetler bundan da fazlaydı. Biri aynı anda iki lojman dairesinde birden kalarak başkalarının hakkını yemesi, öbürü köpeğini makam aracıyla taşıtması. Bir başkası kışlada devrilip kaza yapan aracın üst komutanlığa raporlanmaması. Hatta Sakarya’daki hayvanat bahçesindeki hayvanların akıbeti bile şikâyet konusuydu. 35 yıllık meslek hayatında sadece iki kez doğu görevi olan, 20 yıldır Ankara civarında tayin olan, iç güvenlik bölgesinde tugay komutanlığı bile bulunmayan komutanın soruşturması “yapılmış gibi” yapıldı. Anayasaya bağlılık yemini ettiği için teğmenler ordudan atılırken askeriyede evcilik oynayan komutan yoluna devam etti.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.