Prof. Dr. Kadir Güler, deprem incelemesini anlattı: Perde duvar sistemi eksikti
İTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Kadir Güler, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından incelemesinde yıkılan binalar ile sağlam kalanların özelliklerini anlattı.
Kahramanmaraş'ta 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerde 45 bin insan hayatını kaybetmiş, 200 binden fazla bina yıkılmış veya ağır hasar görmüştü.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Kadir Güler, Kahramanmaraş ve Adıyaman'a giderek binaları inceledi.
Prof.Dr. Güler, binaların dayanıklılığını artıran ve göçmesini engelleyen 'perde duvar' sisteminin eksikliğine dikkat çekerek, TOKİ'nin inşa ettiği, 'düşey taşıyıcıları' sadece perdelerden oluşan 'tünel kalıp sistem' binalarda bu nedenle hasar meydana gelmediğine dikkat çekti.
Zayıf zemine 12 kat!
Prof. Dr. Kadir Güler, zayıf zemine inşa edilen binalarda göçme ve ağır hasarlar meydana geldiğini belirterek, "Zemin katlarda dükkan olması, hiçbir bölme duvarı olmaması, kat yüksekliğinin fazla olması ve bazen asma katların yapılmış olması nedeniyle taşıyıcı sistemleri düzensiz hale gelmiş. Bunlara bağı olarak da yumuşak ve zayıf kat, çoğunlukla ikisinin de birlikte olduğu kat mekanizması oluşmuş veya binaların toptan göçmesi söz konusu olmuştur" dedi.
Bölgede genellikle beton dayanıklılığın düşük olduğunu ifade eden Prof.Dr. Güler, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kolayca dağılabiliyor, ufalanabiliyor. Donatı işçiliği hep aynı, zayıf. Kolonlarda sargı etkisi göstermeyen, 90 derece kancalar nedeniyle kolayca açılan enine ve yatay donatıların (demir sargıların) yaygın olduğunu gördük. Ama gerek Adıyaman'da ve gerekse Maraş'ta benim gözlemlediğim, zayıf zemine inşa edilmiş 8-12 katlı binalar. Maraş'ta eski Maraş bölgesi, Adıyaman'da şehir merkezi, buralarda ayakta duran binalar da var. İş dönüp dolaşıp mühendislik hizmetinin verilmesinin önemine geliyor."
'Herkesin sorumluluğu var'
Prof. Dr. Kadir Güler, yıkılan binalarda yapısal tasarım hataları da olduğunu belirterek, "İnşaat mühendislerinin tasarım yaparken, 'Mimarın çizgisi değişmez' ilkesini terk etmeleri gerekiyor. Mühendislerin yapısal tasarımdan taviz vermemeleri gerekiyor çünkü iyi bir taşıyıcı sistem tasarımı son derece önemli. Depremde yıkılan ve ağır hasar gören binalarda, dayanıksız beton, zayıf donatı işçiliği yanında, yapısal tasarım hataları da var. Hep inşaat mühendisleri, müteahhitler, yapı denetim firmaları suçlanıyor. Hasar görme ihtimali yüksek binalarda, bir şekilde rolü olan herkesin- kamu otoritesi, mahalli idareler dahil- farklı seviyelerde payı ve sorumluluğu var" ifadesini kullandı.
'Perde sistemine ağırlık verilmeli'
Perdeli binaların depreme direncinin çok daha iyi olduğunu belirten Prof. Dr. Kadir Güler, şunları söyledi: "Çerçeve sistem ağırlıklı tasarımlar yerine, perde-çerçeve taşıyıcı sistem tasarımına ağırlık vermemiz gerekiyor. Perdeler, yapılarda rijitlik (esnemezlik) sağlayan elemanlar. Perdelerin binaların iki doğrultusunda dengeli yerleştirilmesi gerekiyor. Maraş'taki bazı binalarda, perdelerin sadece bir doğrultuda yerleştirildiği dikkatimizi çekti."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.