Özgür Özel Hatay'da konuştu: Çadır yoktu, İBAN attılar

Özgür Özel Hatay'da konuştu: Çadır yoktu, İBAN attılar

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Hatay'daki konuşmasında geçtiğimiz yıl deprem yaşandıktan sonra özellikle ilk üç gün iktidarın kriz yönetemediğini söyledi. Özel, "Herkes yardım beklerken depremzedelerin telefonuna bile İBAN attılar" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş Hatay Kırıkhan'da depremden hasar gören ve İBB iştiraki KİPTAŞ tarafından yeniden inşa edilen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nin açılış törenine katıldı.

Özgür Özel konuşmasında üç gün büyük bir koordinasyonsuzluk yaşandığına dikkat çekerek, "Silahlı Kuvvetler dakikalar içinde alana çıkmaya hazır silahlı kuvvetler 3 gün yoktu. Sonradan öğrendik ki 'Çıkarması kolay, geri içeri sokması zor' diye düşünüyordu birileri. En kıymetli 72 saati bu ülkeden mahrum bırakan bir iktidarla karşı karşıyaydık" dedi.

Özgür Özel'in açıklamasından satır başları şöyle:

Şubat Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde yaşanmış en büyük acılardan biri. 50 bin 783 canımızı kaybettik. 1 yıl önce haberi aldığımızda buraya koşup geldiğimiz gibi bugün de buradayız.

Elbette depremdeki can kayıpları siyasi ve politiktir. Siyaset öncelik belirleme işidir. Siz önceliğinizi bir kentin rantını aktarmaktan yana mı kullanıyorsunuz yoksa o kenti afetlere dirençli hale getirmek için mi kullanıyorsunuz? Ama gündelik siyaset içinde canlarımız enkaz altındayken halen her yerde bir umut arama kurtarma çalışmaları sürüyorken bunu sıcak siyasetin bir parçası yapmadık. Ancak depremin 2 gün sonrasından Cumhurbaşkanı 'Kimse merak etmesin deprem konutu ihtiyacı 600 binin üzerinde hepsini 1 yılda içinde teslim edeceğiz' diyerek hem devlet gücü bir partinin çıkarlarına tahvil etmeye hem devletin gücümü olduğunda farklı göstererek niyetinin ne olduğunu gösterdi. o gün ülkeyi nasıl bir iktidar yönetiyordu? 21 yıldır yönetiyordu, mecliste çoğunluğu vardı, kadrolaşmalarını tamamlamışlardı, 1999'da yaşanan büyük depreme karşı en acımasız eleştiriler depremin 3. günü hala çadır yok diyerek, o depremin müsebbibini iktidar gibi göstererek iktidara gelmişlerdi. Cumhuriyet tarihinde toplanan tüm vergilerin 3 katını toplamışlardı. ÖTV ile 40 milyar dolarlık deprem vergisi toplamışlardı. 21 yıldır iktidardaydılar ve ellerinde inanılmaz bir kaynak vardı. Gömleğin ilk düğmesini yanlış ilikleyerek başladılar. Dirençli kentler yerine kaynağı bambaşka yere harcadılar ve 8 kez imar affı çıkardılar. 26 milyar lira ile övündüler ama onu bile deprem için harcamadıkları ortaya çıktı.

3 gün büyük bir koordinasyonsuzluk, panik ve yanlış kararların alındığı günlerdi. Bütün belediyeler yollara düştüler. İktidar yapamıyor da belediyeler mi yapıyor görüntüsü olmasın diye yapılabilecekler geciktirildi. İlk akla gelen Silahlı Kuvvetler dakikalar içinde alana çıkmaya hazır silahlı kuvvetler 3 gün yoktu. Sonradan öğrendik ki 'Çıkarması kolay, geri içeri sokması zor' diye düşünüyordu birileri. En kıymetli 72 saati bu ülkeden mahrum bırakan bir iktidarla karşı karşıyaydık.

"Çadır yoktu, İBAN attılar"

Çadır çadır diye insanlar perişandı, çadır yoktu ama Kızılay'ın çadır sattığını öğrendik. Herkes yardım beklerken depremzedelerin telefonuna bile İBAN attılar. Günü gelince dayanışma örgütlenirdi elbette ama çok küstahça bir iş yaşadık. Biz olguyla uğraşırken birileri algıyla uğraşıyordu. Depremin 4.5. günü yüzyılın felaketi filmini çektiler bile.

650 bin konut vaat ettiler. 15 Mart gelince 319 binini 1 yılın sonunda vereceğim dedi. Bugün 1 yıl bitti, 18 bin 19 konut teslim edildi. Bugün verilen konuta sayısı toplam ihtiyacın yüzde 2.7'si. 100 depremzededen 95'i ya konteynerda ya çadırda.

''Bana oy vermediğiniz için size hizmet etmedim' diyor'

Hala salgın hastalık, asbest yüzünden kanser riski, uyuz, bit, solunum yolu hastalıklar riski devam ediyor. Kayıp çocuklar, kayıp depremzedeler var. Bir yandan da Recep Tayyip Erdoğan'ın Kırıkhan'da sarf ettiği sözler, kralın çırılçıplak karşımıza çıkıp kendini ifşa ettiği o manzara var. Diyor ki kral; 'merkezi yönetimle yani kendi sarayı ile yerel yönetim, derebeylik olarak gördüğü, uyum içinde olmazsa hizmet gelmez' diyor. 'Gelmedi mahzun kaldınız işte' diyor. Yani 'bana oy vermediğiniz için size hizmet etmedim, yine etmem' diyor. Yazıklar olsun. Bu lafı söyleyenin kalbinde kalp yok, taş var.

Yapılan hizmetleri küçük gören görmezden gelmeye çalışan bir anlayış var. CHP'li belediyeler 9 bin 600 araç 28 bin personelle burada oldular. Bunu Erdoğan görmüyor olabilir ama depremde yıkıma uğrayan her vatandaş gördü. Eğer Erdoğan bunu görmüyorsa halk ona notunu versin, bize de öyle not falan değil, bir helallik falan versin.

"Hatay'ın gözünün yaşına bakmadı, İmamoğlu'nun gözünün yaşına bakar mı?"

90 bin İBB çalışanın bir bayram çikolatasından vazgeçmesi burada tam donanımlı bir meslek lisesinin yapılmasını sağladı. Depremde Hatay'ın gözünün yaşına bakmamış adam Ekrem İmamoğlu'nun gözünün yaşına mı bakar? Her imkandan mahrum bıraktı. Ama israf etmek yerine tasarruf edip artan değeri tüm ülkeye aktarmanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor Ekrem başkan.
6 Şubat, Cumhuriyet tarihimizin en karanlık gecesiydi, yüreğimizdeki o ateş sönmeyecek ama zamanla her şey daha iyiye gidecek ve eninde sonunda iyiler kazanacak. Hiç bir zaman karanlık aydınlığa, kötülük iyiliğe galip gelmez. Eninde sonunda iyilik kazanacak. Hep beraber taş kalplileri, kötü kalplileri yeneceğiz. İyilik kazanacak."

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.