On binler Kadıköy'de Cumhuriyet için yürüdü! Özgür Özel'den dikkat çeken 'laiklik' vurgusu!

On binler Kadıköy'de Cumhuriyet için yürüdü! Özgür Özel'den dikkat çeken 'laiklik' vurgusu!

Türkiye Cumhuriyeti’nin 102’inci kuruluş yılı İstanbul'da Bağdat Caddesi'ndeki fener alayı ile kutlanıyor. On binlerin katıldığı yürüyüşün ardından tutuklu cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun mesajı okundu. İmamoğlu'nun mesajı sonrası CHP lideri Özel dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 102’inci kuruluş yılı İstanbul'da Bağdat Caddesi'ndeki fener alayı ile kutlanıyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu ve yüz binler ellerinde Türk bayrakları ile fener alayına katıldı.

Cumhuriyetimizin 102. yaşını, Kadıköy’de düzenlenen yürüyüş ile kutladı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İBB Başkanvekili Nuri Aslan ve Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı ve CHP’nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı, seçilmiş İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dr. Dilek Kaya İmamoğlu’nun katılımlarıyla Suadiye’den başlayıp Göztepe’de sonlanan coşkulu yürüyüş boyunca renkli görüntüler oluştu.

On binlerce vatandaşın toplandığı yürüyüşün bitiş noktasında önce saygı duruşunda bulunuldu, sonra İstiklal Marşı söylendi, ardından da hep bir ağızdan “Cumhuriyet Andı” okundu.

İMAMOĞLU: “HİÇ KİMSE, HİÇBİR KURUM, MİLLET İRADESİNİN YERİNE KENDİ İRADESİNİ KOYAMAZ”

İmamoğlu’nun, 221 gündür tutulduğu Silivri’deki hücresinden, Beşiktaş Meydanı’na yolladığı mektubu, sunucu Tuğrul Tuna kamuoyu ile buluşturdu. İmamoğlu, mektubunda şunları söyledi: 

“Sevgili İstanbullular, benim iyi kalpli, cesur hemşerilerim; geleceğimizi aydınlatan sevgili gençler, güzel yüzlü çocuklar; hanımefendiler, beyefendiler; Cumhuriyetin sevgili evlatları; sizleri saygıyla, sevgiyle, hasretle selamlıyorum. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun. Bugün bizim en büyük bayramımızdır, çünkü Cumhuriyet, bizim milletçe varlık sebebimizdir. Gururumuz, onurumuzdur. Egemenliğin kayıtsız şartsız millette olduğu, özgür ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti kolay kurulmadı. Cumhuriyetimizin temelleri Sakarya’da, Dumlupınar’da, nice savaş meydanlarında, nice cephelerde, milletin kanıyla, canıyla atıldı. Cumhuriyetimizin temelleri Samsun’da, Erzurum’da, Sivas’ta, Ankara’da milletin iradesiyle, milletin azim ve kararıyla atıldı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en kıymetli emaneti olan cumhuriyet, egemenliği kayıtsız şartsız millete verdi ve vatandaşı bu ülkenin tek sahibi yaptı. Atatürk’ün dediği gibi, ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin ruhu, millî egemenliktir.’ Hiç kimse, hiçbir kurum, millet iradesinin yerine kendi iradesini koyamaz.”

“MİLLİ EGEMENLİĞİ HİÇE SAYAN HER TEŞEBBÜS, CUMHURİYETİMİZİN ÖZÜNE YÖNELMİŞ BİR SALDIRIDIR”

“Bu ülkenin bütün yöneticileri, bütün kurumları, millet iradesinin çok sesli, çok renkli, çoğulcu yapısına saygı duymakla yükümlüdür. Kendisini milletin iradesinin üzerinde gören her anlayış, Cumhuriyet ve demokrasiye yönelik bir tehdittir. Vatandaşın seçimle ortaya koyduğu iradeyi, sırf kendi aleyhine diye geçersiz ilan etmek gibi, milli egemenliği hiçe sayan her teşebbüs, Cumhuriyetimizin özüne yönelmiş bir saldırıdır. Cumhuriyet, bağımsızlık demektir. Yalnızca askeri ve idari bağımsızlığı değil, ekonomik, siyasi, finansal, kültürel bağımsızlığı gerektirir. Koltuklarını koruma uğruna, milletin vermediği meşruiyeti ülke dışında arayanlar, yabancı güç odaklarına boyun eğip ülke menfaatleri aleyhine tavizler verenler, bağımsızlığımız ve Cumhuriyetimiz için bir tehdittir. Kim, siyasi rakibinden kurtulmak, milletin iradesini baskı altına almak için, ‘casusluk’ gibi en ciddiye alınması gereken konuları bile alçakça istismar ediyorsa, bilin ki o bağımsızlığımız ve cumhuriyetimiz için bir tehdittir.”

“‘CUMHURİYET MUHAFIZLARI’, BUGÜN HER ZAMANKİNDEN ÇOK DAHA AKTİF, KARARLI VE CESUR OLMAYA MECBURDUR”

“Sevgili dostlarım, kardeşlerim; Cumhuriyet demokrasidir, laikliktir, hukuk devletidir. Cumhuriyet adalettir, hürriyettir. Cumhuriyet, kadının erkekle eşit haklara sahip olduğunun kabul edilmesi ve bunun güvence altına alınmasıdır. Cumhuriyet akıldır, bilimdir, üretimdir. Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir. Herkesin, başkasına avuç açmak zorunda kalmadan, kimliğine, inancına, siyasi tercihine bakılmadan desteklenmesi, insanca bir hayat için gerekli tüm koşullara sahip olmasıdır. Cumhuriyeti bütün bu yönleriyle içselleştirmemiş, Cumhuriyetin verdiği sorumlulukları yerine getirmeyen, Cumhuriyet ilke ve değerleriyle açıkça ya da sinsi bir biçimde savaşan zihniyet, Cumhuriyetimize yönelik bir tehdittir. Bugün, Cumhuriyetimizin 102’inci yaşını kutlamanın coşkusu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Ama bugün aynı zamanda, Atatürk’ün, ‘Cumhuriyet, yüksek karakterli muhafızlar ister’ sözünü kavramanın ve gereğini yapmanın günüdür. ‘Cumhuriyet muhafızları’, bugün her zamankinden çok daha aktif, kararlı ve cesur olmaya mecburdur. Cumhuriyetimize yönelik tehdit ve saldırılar karşısında, tüm cumhuriyetçiler ve demokratlar, tek vücut olmak zorundadır.”

“YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE…”

“Aksi halde, eşitlik, adalet ve özgürlük adına elde ettiğimiz tüm tarihsel kazanımları kaybederiz. Çekilen onca acılar, ödenmiş onca bedeller boşa gider. Buna izin veremeyiz, vermeyeceğiz. Cumhuriyetçi bir ruhla, tüm demokratik mücadele yöntemlerini kullanarak, hep birlikte, canla başla, umutla, cesaretle, yılmadan hedefe yürüyeceğiz. Hedefimiz; Cumhuriyetin önümüze koyduğu ideallere ulaşmak, Cumhuriyet ilke ve değerlerini tam olarak hayata geçirmektir. Hedefimiz; Türkiye’yi, herkes için, her yerde adaletin ve hürriyetin hakim olduğu… Bolluk ve bereketin kardeşçe pay edildiği… Onurlu ve erdemli insanların, huzurlu ve mutlu ülkesi haline getirmektir. Bunun için sabırla, gayretle, cesaretle mücadele edeceğiz ve mutlaka başaracağız. Her şey çok güzel olacak. Yaşasın cumhuriyet… Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk… Yaşasın tam bağımsız Türkiye. Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı.”

DİLEK İMAMOĞLU: “DESTANSI BİR MÜCADELEYLE BU MİLLET BAĞIMSIZLIĞINA KAVUŞTU”

Cumhuriyet yürüyüşünde konuşan Dr. Dilek Kaya İmamoğlu da özetle şunları söyledi:

“Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, silah arkadaşlarına, istiklal kahramanlarımıza selam olsun. Bu vatan için canını ortaya koyan aziz şehitlerimizi, kahraman gazilerimizi rahmetle, minnetle anıyorum. Bize özgürlüğümüzü, bağımsızlığımızı, eşit, özgür bireyler olarak geleceğimizi tayin etme hakkımızı armağan ettikleri için onlara sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin ne kadar büyük zorluklarla kurulduğunu hepimiz biliyoruz. Bir avuç inanmış insan; yüreklerindeki bağımsızlık ateşiyle, vatan topraklarının gördüğü en karanlık günleri aydınlık bir geleceğe dönüştürdüler. Özveriyle, dayanışmayla; paylaşarak, yardımlaşarak; umudu, cesareti örgütleyerek; destansı bir mücadeleyle bu millet bağımsızlığına kavuştu.”

“HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ YERİNE, GÜCÜN HUKUKU YERLEŞTİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR”

“Bugün geldiğimiz noktada, ne yazık ki ülkemizde demokrasinin temelleri, her geçen gün biraz daha zayıflatılıyor. Adalet duygusu, toplumun vicdanında derin yaralar açmış durumda. Yargı; bağımsızlığını koruması gerekirken, siyasetin gölgesine çekilmeye zorlanıyor. Hukukun üstünlüğü yerine, gücün hukuku yerleştirilmeye çalışılıyor. Yargı eliyle muhalefete, medyaya, sanatçılara, iş dünyasına, kısacası tüm topluma baskı kurulmak isteniyor. Her yeni güne, yeni bir adaletsizlik, yeni bir eşitsizlik haberiyle uyanıyoruz. Ama biz umudumuzu kaybetmedik, kaybetmeyeceğiz. Çünkü bu milletin vicdanına, adalet duygusuna, hakkaniyetine güveniyoruz. Karanlığa teslim olmayan, umudunu direnişle büyüten bir halkız biz. Bu ülke en zor zamanlarında bile, yeniden doğmayı başarmış bir ülkedir.”

“MİLLET İRADESİNİN ÜZERİNDE HİÇBİR GÜÇ TANIMADIK, TANIMAYACAĞIZ”

“Biliyoruz ki adaletten uzaklaşan hiçbir toplum; barışa, huzura, berekete ulaşamaz. İşte bu bilinçle, Cumhuriyet’in değerlerine sahip çıkıyoruz. Hak, hukuk, adalet için; eşitlik, özgürlük, demokrasi için kararlılıkla yürüyoruz. Cumhuriyet bizim vicdanımızdır, yolumuzu aydınlatan ışıktır. Ve biz, o ışığı sonsuza dek koruyacağız. Bu güzel vatanın her köşesini Cumhuriyetin ışığıyla aydınlatmaya devam edeceğiz. Atalarımızdan devraldığımız bu emaneti çocuklarımıza onurla, gururla aktaracağız. Millet iradesinin üzerinde hiçbir güç tanımadık, tanımayacağız. Yaşasın Cumhuriyet, Yaşasın Cumhuriyetin aklı hür, vicdanı hür, irfanı hür nesilleri. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun. Doğum günün kutlu olsun Türkiye.”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in konuşmalarından satır başları şu şekilde:

"“Bugün Cumhuriyet’e, onun değerlerine en çok sahip çıkmamız gereken bir dönemdeyiz. Siz de bunun tamamen farkındasınız. Cumhuriyet hepimiz için bir çatıdır. Cumhuriyet, haksızlık tam tepemizde iken o bizi kavurmasın diye, adaletsizlik rüzgârları fırtınaya dönmüşken bizi savuramasın diye üzerimize kurulu bir çatıdır. Bu çatıyı oraya 15 Mayıs 1919 günü İzmir de işgal edilince son kararını veren, son hazırlıkları yapan, 16 Mayıs gününde Şişli’deki evinden çıkıp Bandırma vapuruna giden ve 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkarak bağımsızlık mücadelesinin meşalesini eline alan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları çakmıştır. Cumhuriyet çatısı dört kolondan oluşur, dört taşıyıcı kolon Cumhuriyetimizi taşımaktadır. Bunlardan biri demokrasi, biri adalet, biri sosyal devlet, biri de laikliktir. Bugün ülkeyi yönetenler sizin seçtiklerinize kayyımlar atayarak, seçtiğiniz belediye başkanlarını zindanları atarak, milletin seçme ve seçilme hakkını elinden alarak demokrasi kolonunu kesmektedirler. Adalet kolonu da ülkeyi yönetirken acz içine düşen, artık siyaset üretemeyen, partisinin kadın kollarına, gençlik kollarına, ana kademesine güvenmeyen, bunun için bir başsavcı, Cumhuriyet başsavcısı eliyle partisinin yargı kollarını kuran birisi tarafından kesilmektedir. Selefi hayallerle demokrasiyi kullanarak geldikleri makamdan, selefi ayarlarla demokrasiyi, sandığı ortadan kaldırarak, koltuğu seçimle milletin dediğine değil, kendi ailesine devretme hayalleri kuran birileri tarafından artık demokrasinin üçüncü kolonu kesilmekte; laik Türkiye Cumhuriyeti’nin dibine dinamit konulmaktadır. Son olarak, sosyal adalet kolonu… Her çocuğun eşit doğmasını, kimsenin hayata kapatamayacağı kadar bir farkla geriden başlamamasını Cumhuriyet dert etmişken; Cumhuriyet, eşitlik, adalet hakkaniyet demekken; Cumhuriyet, bilhassa kimsesizlerin kimsesi iken; bir derin yoksulluğun pençesinde milyonlar, artık ortadan kalkıp fakirleşen orta direk, barınma sorunu, yaşama sorunuyla ülke bu iktidarın elinde yaşanamaz bir hale gelmiştir. Cumhuriyet’i taşıyan kolonlar adeta inceltilmiş, yıpratılmış, hedef alınmıştır. Bunlar yetmezmiş gibi meşruiyeti sizde, sandıkta değil; Amerika’da, Trump’ta arayanlar, Amerikan büyükelçisinin ifadeleriyle bu ülkeye mezhebe dayalı yönetim anlayışlarını ya da ‘Türk, Kürt, Arap’ diyerek etnisiteye dayalı 100 - 120 yıl öncesinin yönetim anlayışlarını Türkiye’ye telkin edecek kadar hadsizleşmişlerdir. İşte tüm bunlara cevabımız; bu geceki milyonlardır, 81 ildeki Cumhuriyet coşkusudur, bu milletin gönlündeki Cumhuriyet ve Atatürk sevgisidir.”

 

“BİZ KAZANACAĞIZ, TÜRKİYE KAZANACAK”

 

“Şundan emin olunuz ki asla ve asla teslim olmayacağız. Bu zulme yenilmeyeceğiz. Bu baskıya sonuna kadar direnecek, eninde sonunda biz kazanacağız. Çünkü biz 100 yıl önce işgale teslim olmayanların, 100 yıl önce emperyalizme yenilmeyenlerin, 100 yıl önce bağımsızlıktan vazgeçmeyenlerin Türkiye’siyiz. Biz hep birlikte Türkiye’yiz ve bu ülkeyi kimselere bırakmayız. Türk ile Kürt’ün, Laz ile Çerkes’in, tüm etnisitelerin, tüm mezheplerin kardeşçe yaşayacağı, birlikte başaracağı yarınlar için inançlıyız, kararlıyız. Gücümüzü tarihten, haklılığımızdan, insan sevgimizden, birbirimize ve ülkemize duyduğumuz bağlılıktan alıyoruz. Bu güzel gecede burada tarihe geçen milyonlara; bütün Türkiye’ye, dosta güven ve olmayana da kaygı veren, bütün dünyaya ‘Türkiye neymiş, Cumhuriyetine nasıl bağlıymış?’ gösteren, bu muhteşem fotoğrafı çektiren milyonlara söz veriyorum ki asla ve asla kaybetmeyeceğiz, kaybetmeyeceksiniz. Kötülük kazanamayacak. Biz kazanacağız. Türkiye kazanacak. Tarih, 29 Ekim 2025. Yer, Kadıköy, İstanbul. Soruyorum, duyulsun. Yer, gök inlesin: Birlikte miyiz? Mücadele edecek miyiz? Kazanacak mıyız? Hep birlikte yürüyecek miyiz? Yürümeye hazır mıyız? O zaman haydi bakalım, yürüyelim arkadaşlar. Yürüyelim arkadaşlar.”

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.