Mehmet Canbolat yazdı: Kardeş Kuzey Kıbrıs’ta Neler Oluyor

Mehmet Canbolat yazdı: Kardeş Kuzey Kıbrıs’ta Neler Oluyor

Mehmet Canbolat KKTC'de neler olduğunu yazdı.

Mehmet CANBOLAT Yorumluyor:

KARDEŞ KUZEY KIBRIS’TA SON YILLARDA NELER OLUYOR (1)

"…Yeşil Kıbrıs.. Soydaşlar… Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti… Yavru Vatan…“

Tarihteki çok özel konumu, artık tarihte kaldı ama, 60’lı yıllardan itibaren, Türkiye Cumhuriyeti’nin hep ulusal meselesi olageldi. Ama yakın tarihten anımsanacağı gibi, Kıbrıs adasını eşit hak olarak yurt edinmiş Türk soydaşlarımıza yönelik Rum kesimi ırkçı grupların baskıları, zaman zaman katliama kadar uzanmıştı. Büyük acılar yaşanmış onması çok güç yaralar açılmıştı. Bunları düşündükçe, milyonlar gibi benim de yüreğim bir tuhaf olur zaman zaman.

Ve derken 70’li yıllar geldi. Yunanistan’da cunta, darbenin ardından, bu kez Kıbrıs adasına da göz dikti. Cuntanın adaya tamamen el koyma kalkışması, bardağı taşıran son kirli darbe oldu. 1974’te Necmettin Erbakan ile koalisyon hükümetini yürüten CHP’nin Genel Başkanı, Başbakan merhum Bülent Ecevit’in talimatıyla gerçekleşen Barış Hareketi sonuç vermiş ve soydaşlarımızın can güvenliği sağlanmıştı. Ada’ya Ecevit’in kararlı duruşu ve özgüveni sayesinde, kalıcı bir barış tesis edilmişti. O günden bu yana Türkiye Cumhuriyeti devletinin de güvencesinde, huzur içinde yaşayan Kıbrıslı Türkler, merhum Denktaş’ın öncülüğünde kendi Türk Cumhuriyeti’ni de bundan tam 40 yıl önce, yani 16 Kasım 1983 günü dünyaya ilan etmişti.

Merhum Başbakan Ecevit, 1974’te, tüm dünyayı karşısına alarak giriştiği bu Kıbrıs Barış Harekatı ile, bence sadece Ada’da iki toplumlu huzuru tesis etmekle kalmamış, aynı zamanda Yunanistan’daki Cunta’nın alaşağı edilerek, Yunan toplumuna da özgüven aşılamış ve tek kelimeyle barış ve demokrasi getirmiştir. O günleri, soydaşlarla dayanışma duygusunu henüz çocuk yaşta iken hisseden Ada’ya en yakın noktalardan birinde olup bitenlere birebir yaşayan, anlamaya çalışan biriyim.

O gerilimli günlerde olası hava saldırılarına karşı, ülkemizin Akdeniz'e kıyı kesimlerinde Toroslara sırtını dayamış Mersin,Tarsus ve Adana bölgesinde karartma gecelerini, korkuyu ve millet olma heyecanını birebir gözleyen o dönemin ergen/genç kuşağından biri oldum. Ada’daki olası yeni katliamlara karşı, Türk ordusu tarafından Temmuz sıcağında Türkiye’ye getirilip, Cengiz Topel Ortaokulu başta olmak üzere, tatilde olan okulların sınıflarına barınma amaçlı yerleştirilen Kıbrıslı Türk ailelere, yemek ve su taşıyanlar arasında olmuştum.

Özgürlük deyince, soydaşların, kardeşlerimizin Barış Harekatı’ndan sonra kazandığı özgüvenle oluşturduğu KKTC, aklıma hep ilk gelen isim olmuştur bugüne kadar.

Bu bağlamda, yeri gelmişken 60’lı yıllardan bu yana Kıbrıslı Türk soydaşların güvenliği, kimliği ve devlet oluşumu için emek veren, kan veren, can veren tüm Mehmetçiklere, Kıbrıslı soydaş mücahitlere, gücü yettiğince direnen Kıbrıs halkına 74’te, soydaşlar ile dayanışma içinde olup, onları yemeğine, giyeceğine, içeceğine ortak edinen, misafir olarak bağrına basan Çukurova insanına saygımı yinelemek isterim.

Neden böyle bir giriş yapma ihtiyacı hissettim acaba?

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de nereden çıktı?

Birşey mi oldu acaba? Sebep nedir?

diye şu an düşünebilirsiniz belki.

Evet bir sebebi var. Çünkü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, yakın bir geleceğini doğrudan ilgilendiren ilginç gelişmeler yaşanıyor Ada’nın son yıllardaki doğal sessizliğinde. Bir diğer deyişle, Türkiye kamuoyunda son yıllarda sıkça konuşulan ve endişelere yol açan önemli bir toplumsal ve ulusal bir sorunun benzeri, sessiz sedasız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde bir süredir uygulanageliyor.

Ada'nın Türk yönetimindeki kesimlerde nüfusta kabarmalar başladı. Kim bunlar? Nereden geliyorlar? Niçin gelmiş olabilirler? Yeşil Kıbrıs'ın kıyıya yakın köylerde konuçlanmaya başlayan 'yeniler' kimler? Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde gayrimenkul satışlarında fiyat patlamasının sebebi nedir? Yükselen modern beton yığınlarının anlamı nedir acaba?

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.