Marmara'da batan gemideki denizciler hâlâ aranıyor... İşte ihmaller zinciri...
Marmara Denizinde beş gün önce batan "Batuhan A" gemisiyle ilgili ne biliniyor. Beş denizci için arama kurtarma çalışmaları sürerken gemi battıktan sonra, denizcilerin aileleri ve eski çalışanların anlattıkları nasıl bir ihmal zinciri olduğunu gözler önüne seriyor...
Marmara Denizi'nde, İmralı Adası'nın güneybatısında su alarak batan ve bir kişinin cansız bedenine ulaşılan "Batuhan A" adlı kargo gemisindeki diğer 5 denizci için arama kurtarma çalışmaları devam ediyor.
51 metre derinlikte rastlanılan gemideki bir kişinin cansız bedenine ancak üçüncü gün ulaşıldı. Gemideki kayıp 5 mürettebata ulaşmak için çalışmalar aralıksız sürüyor.
Peki, Marmara Denizi'nde gemi nasıl battı?
Marmara Adası Badalan Limanı'ndan, Gemlik Limanı'na gitmek üzere 14 Şubat'ta saat 20.30’da kalkış yapan, 1250 ton mermer tozu yüklü 'BATUHAN A' isimli ticari gemiden 15 Şubat'ta saat 06.32’de acil durum sinyali alındı, 07.12'de ise sinyal kesildi.
Karacabey ilçesinin kuzeyinde 4 mil açıkta batan gemiyi arama kurtarma çalışmalarını koordine etmek için Mudanya ve Karacabey ilçelerinde Bursa Valisi Mahmut Demirtaş başkanlığında kriz merkezi oluşturuldu.
17 Şubat'ta saat 10.30’da TCG AKIN’a kurulan asansörle denize inerek 51 metre derinlikteki batık enkazına dalan ve saat 14.30 sıralarında bir kişinin cansız bedenine ulaşan Deniz Kuvvetleri personelinin dalış çalışmalarına devam edeceğini söyleyen Vali Demirtaş, "Bir kişinin cansız bedenine ulaşıldı, ismi Zeynep. Arama çalışmaları devam edecek, bir dinlenme olmayacak. Devletin tüm imkanları seferber edildi. Dalış, eğer şartlar uygun olursa gece de yarın da devam edecek. Belli bir bölgede tarama çalışması yapıldı. Araştırmalarımız devam ediyor. Zeynep’in olduğu yerin bir altına ineceğiz. Oradan da bir haber alabiliriz diye düşünüyoruz. Bir haber almayı umut ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Mürettebatın kimlikleri belli oldu mu?
BATUHAN adlı gemiden, batıştan 56 saat sonra çıkarılan Kılınç'ın cenazesi Bursa Adli Tıp Kurumu Morgu’na kaldırıldı. Gemide aşçı olan Zeynep Kılınç’ın cenazesi otopsi işlemlerinin ardından yakınlarına teslim edilecek. Uçakla İstanbul’a oradan da Adana’ya gönderilecek olan cenaze Karataş ilçesi Adalı Köyü’nde toprağa verilecek. Evlenip boşandığı ve çocuğu olmadığı öğrenilen Kılınç’ın, 3 yıldır gemilerde çalıştığı belirtildi. Aşçılığın yanı sıra gemideki birçok işe de yardım ettiği öğrenilen Kılınç’tan geriye gemi güvertesinde zımpara yaptığı görüntüler kaldı.
6 denizcinin isimleri
Hasan Mehmet Uyanık, Kaptan, (69)
Murat Çalışkan, Başmühendis-Makinist, (33)
Murat Altıntaş, Usta Gemici, (51)
Zeynep Kılınç, Aşçı, (33)
Ahmet Atav, Makine Stajyeri, (22)
Hüseyin Tutuk, Yağcı
Marmara Denizi'nde gemi nasıl, neden battı?
Batan kargo gemisinin mürettebatından Hüseyin Tutuk'un gemi batmadan kısa süre önce çektiği görüntüler ortaya çıktı. Olaydan 4 gün önce çalışmaya başlayan gemici Hüseyin Tutuk'un Manisa'da yaşayan ailesine gönderdiği görüntüde geminin su aldığı net bir şekilde görülürken, gemicinin Liman Başkanlığı'na bildirilen listede adı yer alan Doğuşcan Yaylak'ın yerine gemiye yağcı olarak bindiği değerlendiriliyor. Tutuk'un, eşine gönderdiği videoda, batmak üzere olan gemiye dolan suyu göstererek, "Allah'ım sen yardım et ya Rabbi, gemi batıyor. 5'inci, 6'ncı elbisem gece 01.00'den bu yana. 6 saattir aynı yerdeyiz" dediği duyuluyor.
"Batacak bu gemi..."
Marmara Denizi’nde fırtınada batan bin 250 ton mermer tozu yüklü Batuhan A isimli geminin ikinci kaptanı Hasan Mehmet Uyanık’ın yola çıkmadan önce oğluna "Batacak bu gemi ama hayırlısı" dediği ortaya çıktı.
Patlayan yerlerine kaynak yaptıklarını anlattı
Sabah’tan Ceyhan Torlak’a konuşan ve gemiden iki gün önce ayrılan elektrikçi ve yağcı Doğuşcan Yaylak, ‘geminin her hafta patlayan yerlerini kaynak yaptıklarını’ söyledi: “Ben tehlikenin farkına vardım ve gemiden ayrıldım. İşten ayrılmasaydım ben de hayatta olmayabilirdim. Aşçı Zeynep Kılınç ve kaptan Hasan Mehmet Uyanık kalmam için ısrar ettiler. ‘Bu sefere de katıl, daha sonra ayrılırsın’ dediler. Ancak kabul etmedim. Gemiden ayrıldıktan sonra İzmir’e geldim. Yol yorgunu olduğum için uyudum. Uyandığımda geminin battığını televizyondan gördüm. Çok üzüldüm.
Geminin patlayan yerlerini her hafta kaynak yapıyorduk. Kendi aramızda ‘Bu gemi yakında batar’ diyorduk. Sürekli tamir ediyorduk. O geminin sefere çıkmaması gerekiyordu. Hurdaya ayrılması gerekiyordu. Gemi kaptanı bile bu geminin yakında batacağını söylüyordu. Düşündüğümüz şey maalesef kısa sürede gerçekleşti.”
Deniz işçileri: Düşük kondisyonlu gemiler yüzen tabutlardan farklı değil
Gemiyi arama kurtarma çalışmaları devam ederken deniz işçileri, geminin ‘yüzen tabuttan farklı olmadığını’ söyleyerek sosyal medyada tepki gösteriyor.
Deniş İşçileri Platformu, geminin battığı gün Twitter‘dan şunları yazmıştı: “Düşük kondisyonlu gemiler yüzer tabutlardan farklı değildir. Bu gemilerin Marmara içi dahi olsa denize elverişliliği onaylanmaması gerekirdi. Daha önceki yaşanan iş cinayetleri bir ders niteliği olmamış ki devlet, armatörleri korumayı sürdürüyor.
Bu tarz gemilerin Liman Devlet denetimlerini ve bayrak denetimlerini nasıl geçtiği açıklanmalıdır. Sorumlular acilen yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır. #Kafkametler gemisi battığında da aynı ihmallerin gerçekleştiğini gördük. Armatör-devlet, madenciden denizciye, tüm işçilerin hayatını çalmayı sürdürüyor. Bu işçi katili düzen yıkılacak!”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.