Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla “Kadının Güçlenmesi” genelgesi Resmi Gazete'de yayımlandı.

Genelgeye ile "kadınlara yönelik sunulan hizmetlerin etkin bir şekilde yürütülmesine yönelik tüm çalışmaları izlemek, değerlendirmek, koordinasyon ve işbirliğini sağlamak" için "Kadının Güçlenmesi Koordinasyon Kurulu" oluşturuldu.

Ayrıca, kadının güçlenmesine ilişkin çalışmaların yerel düzeyde etkin şekilde yürütülmesi ve takibi amacıyla da tüm illerde Vali başkanlığında “Kadının Güçlenmesi İl Koordinasyon Kurulları” oluşturulacağı kaydedildi.

Kurulda kimler olacak?

Yılda en az 1 kez, ihtiyaç duyulması halinde de başkanın davetiyle toplanabilecek Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı başkanlığındaki kurulda yer alacaklar şöyle:

• Adalet, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği, İçişleri, Milli Eğitim, Sağlık, Sanayi ve Teknoloji, Tarım ve Orman ile Ticaret bakanlıklarının bakan yardımcıları
• Strateji ve Bütçe Başkanlığı,
• İletişim Başkanlığı
• Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu
• Yükseköğretim Kurulu
• Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
• Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu
• Sosyal Güvenlik Kurumu
• Türkiye İş Kurumu
• Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı
• Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
• Kadın Girişimciler Kurulu'nun karar vermeye yetkili üst düzey temsilcileri
• Kadının Statüsü Genel Müdürü

Kurul neler yapacak?

Genelgenin “kadınların güçlenmesine” ilişkin yer alan detaylar şu şekilde:

"Ülkemizde kadınların, eğitim, bilim, sağlık, siyaset, ekonomi ve çalışma hayatı başta olmak üzere her alanda yer alarak hak, fırsat ve imkânlardan tam ve eşit olarak faydalanmaları ile her düzeyde etkin bir şekilde temsillerinin artırılması amacıyla önemli politikalar hayata geçirilmektedir. Bu itibarla Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2024-2028) Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı (Bakanlık) koordinasyonunda hazırlanarak yürürlüğe konulmuştur. Bu politikaların merkezi ve yerel düzeyde, bütüncül bir bakış açısıyla, etkin ve koordineli bir şekilde yürütülmesini sağlamak önemlidir.

“Kurul, kadınların ekonomik ve toplumsal hayatın tüm alanlarında ilerlemesini sağlayacak kurumsal mekanizmaların oluşturulması ve var olan mekanizmaların kapasitelerinin güçlendirilmesi amacıyla çalışmalar yürütecektir.

“Kadınların, eğitim, bilim, siyaset, ekonomi, çalışma hayatı, çevre ve iklim değişikliği başta olmak üzere tüm alanlarda söz sahibi olmasına yönelik ihtiyaçları tespit edecek, çözüm önerileri geliştirecektir.

“Kadınların siyasal hayata katılımı ile yetki ve karar alma süreçlerinde yer almasına katkıda bulunacak çalışmalar yapacaktır.

“Kadınların, çalışma hayatına tam ve etkin katılımı ile kadın girişimciliğinin desteklenmesi için gereken tüm önlemlerin alınmasına, sürdürülebilir ekonomik değerlerin oluşması sürecinin etkin bir şekilde uygulanmasına yönelik tedbirler geliştirecektir.

“Kadın erkek eşitliğinin sağlanması konusunda toplumsal farkındalığı ve duyarlılığı artıracak programların geliştirilmesini ve uygulanmasını teşvik edecektir.

“Kadın erkek eşitliğine duyarlı analiz ve bütçeleme gibi araçlar vasıtasıyla kamu politikalarının kadın erkek eşitliğine duyarlı hale getirilmesine yönelik çalışmalar gerçekleştirecektir.”

İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmişti

Türkiye, 20 Mart 2021’de yine Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi, diğer adıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmişti.

2014’te yürürlüğe giren sözleşme, kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçların kovuşturulması, suçluların cezalandırılması ve son olarak, kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesi sözleşmenin dayandığı dört temel ilkeyi oluşturuyordu.

Kadına yönelik şiddete karşı insan hakları temelli biz sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi, yalnızca cezalandırma ya da cezasızlığı ortadan kaldırma ile değil, kadınların korkmadan, güven içerisinde, şiddetten uzak ve ayrımcılığa uğramadan yaşamasına ve maruz bırakıldıkları şiddet için tazmin edilmelerine de olanak sağlıyordu.