Jandarma atamalarında Menzil'in gölgesi
Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, Jandarma atamalarında Menzil tarikatının etkisi olduğunu yazdı. Öztürk, tasfiye edilenleri de kaleme aldı.
İçişleri Bakanlığı’na bağlanan Jandarma Genel Komutanlığı'nda, bir süredir bazı tarikatların güçlü olduğu iddiaları dillendiriliyor.
Jandarma’daki son terfi ve tayin kararları, liyakat yerine tarikat bağlantılarının etkili olduğu iddialarını gündeme taşıdı.
‘Menzil belirleyici oldu’ iddiası
Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk'ün aktardığına göre, özellikle Menzil tarikatının atama ve görevden almalarda belirleyici olduğu ileri sürüldü. Öztürk yazısında, 15 Temmuz darbe girişiminde ve terörle mücadelede önemli görevler üstlenmiş, Devlet Övünç Madalyası sahibi Balıkesir Jandarma Komutanı Tümgeneral Nurettin Alkan'ın görev sürelerini tamamlamadan merkeze çekilmesine dikkat çekti.
‘Tarikatın önemli bir ismi generallerle fotoğraf çektirdi’
Öztürk, Jandarma Genel Komutanlığı'ndaki son terfi ve tayin kararları hakkında şöyle yazdı:
"Jandarma Genel Komutanlığı'nda Menzil tarikatının etkili olduğu basında sıkça yer alıyor. Geçen yıl tarikatın önde gelen isimlerinden birisinin Genel Komutanlığa gidip bazı generallerle fotoğraf çektirip bunu paylaştığını da hatırlatalım. Daha önce olmayan bazı görüntüler, söylemler de eksik olmuyor. Örneğin, komutanla görüşmesi gereken alt rütbedeki isimlere daha çok komutanın namazda olduğu, camiye gittiği söyleniyor. Oysa aynı karargahta geçmişte de namaz kılan, camiye gidenler vardı. O zaman, benzer durumda, komutanın şu anda uygun olmadığı, camiye gittiyse de dışarıda olduğu belirtilirdi.
İlçe Jandarma komutanlarından bazılarının müftü, imam dururken toplulukta Kuran-ı Kerim okuduğu da sıkça bilinen bir durum. Oysa, bir ilçe jandarma komutanının terfisi buna göre değil, suçlularla mücadele edişi, halkla ilişkilerine, liyakatına göre olmalı. Güvenlik görevlisinin liyakatı öne çıkarılmalı. Suçla mücadelenin hem teorisini hem pratiğini bilen, sahada ve karar alma süreçlerinde kendini kanıtlamış generallerden dört yıl olan görev süresini doldurmadan sistem dışına çıkarılması da pek uygulanan bir yöntem değildi.
Günümüzde kendilerini Atatürk'ün önce okul arkadaşı, sonra silah arkadaşı olarak gören komutanların soruşturma, benzeri olumsuzlukları olmamasına rağmen emekliye sevk edilmeleri onlar için de büyük acı.
Tasfiye edilenler
Haksızlıklar baştan başlıyor. Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Daire Başkanı Albay Nurettin Alkan, 15 Temmuz 2016'da FETÖ'nün hain darbe planı döneminde arkadaşları Ahmet Hacıoğlu, Ali Demir, Güven Şağban ve Aziz Yılmaz'la karargahı darbeci grubun elinden kurtarmaya çalışan ve onlara karşı silah kullananlardı. O gece Albay Nurettin Alkan darbeci gruba karşı mücadele ederken kolundan yaralandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 'Devlet Övünç Madalyası' verildi ve Tuğgeneralliğe terfi ettirildi.
Bu onun ilk gaziliği değildi. 1993'te bölücü terör örgüt Diyarbakır'ın Çüngüş ilçesinde yol kesmişti. İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen Nurettin Alkan, teröristlerle çatıştı. Bindiği araç adeta kevgire çevrildi. Hem kendisi, hem şoförü yaralandı. Şoför, direksiyon hakimiyetini kaybetti araç dereye yuvarlandı. O gün, ikisi de yaralı kurtulmuştu.
Cumhurbaşkanının elinden 'Devlet Üstün Hizmet Madalyası' almış bir general kim ve kimlerin hedefi olabilir? Bu sorunun cevabı, yalnızca bireysel ilişkilerde ya da idari kararlarla açıklanamaz. Ortada daha derin, daha yapısal bir problem olduğunu akla getiriyor. Bu iddiaları araştırmak, kamuoyunu da bilgilendirmek gerekiyor.
(...)
Kanun, kural bilen, bunların dışına çıkmayan, Atatürk'ün jandarması, haksızlıklara uğradığı dönemde de devletine küsmedi. Örneğin, albayın atanması gereken göreve, Nurettin Alkan'ı Tümgeneral rütbesiyle atadılar. Nasıl olsa onur meselesi yapıp istifa edeceği düşünüldü. O zaman bu durumu soranlara, 'Türk milletine hizmetin yeri yoktur' deyip üzüntüsünü içine attı."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.