İşte İmamoğlu'nun Silivri'de yazdığı mektubun tam hali: “Faul yapma, mertçe yarış”

İşte İmamoğlu'nun Silivri'de yazdığı mektubun tam hali: “Faul yapma, mertçe yarış”

İstanbul Maltepe'de "Ekrem İmamoğlu'na Özgürlük" mitingi gerçekleşirken CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İmamoğlu'nun Silivri'den yazdığı mektubu okudu.

Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu'nun Maltepe Meydanında CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik Tarafından Okunan Mektubu: 

Sevgili vatandaşlarım,
Yüreği adalet ve ülke sevgisiyle atan, kıymetli kardeşlerim,
Merhaba. 
Adalet, demokrasi ve özgürlük talep ettiğiniz, insanca yaşamak istediğiniz için bir araya geldiniz.
Güler yüzünüzle, enerjinizle,  sağduyunuzla herkese örnek ve umut oldunuz.  
Her birinize yürekten teşekkür ediyorum, sağ olun, var olun. 
Sizlerin ve ülkenin dört bir yanında haksızlığa karşı ayağa kalkan milyonların meselesi elbette Ekrem İmamoğlu değil. Ben bunu çok iyi biliyorum. 
Mesele memleket meselesi... Adalet, demokrasi, özgürlük meselesi… Eğitim, üretim, paylaşım, hak, hukuk meselesi. 
Mesele, ülkenin geleceği meselesi. 
Onun için gençler en öndeler, çünkü gelecek kaygısını en çok onlar yaşıyor. Hayatlarının ellerinden kayıp gittiğini en çok onlar hissediyor.
Gençler, gençliklerini çalanın kim olduğunu sorguluyorlar ve karşılarında tek bir kişiyi görüyorlar.
O kişi, bu ülkenin gençlerini anlamak için hiçbir gayret göstermedi. Kendisine oy veren gençleri bile yeterince dikkate almadı.  Sadece, gençleri ayrıştırmaya, birbirine düşürmeye çalıştı. 
Bugün de öyle yapıyor. Çünkü seçim kazanmak için hep birilerini düşman ilan etmek zorunda. Oysa bizim milletçe kardeşliğe, dayanışmaya ihtiyacımız var. En çok da gençlerin birliğine ihtiyacımız var. 
Gençler yarışmayı, rekabeti severler ama mutlaka mertçe olsun isterler.  Gençler, kim kazanacaksa, bileğinin hakkıyla kazansın isterler. 
Hangi siyasi görüşten olursa olsun, bütün gençlerin içinde adalet duygusu vardır, mertlik vardır. 
İşte onun için herkesten çok gençler seslerini çıkarıyorlar, gençler meydanları dolduruyorlar.   Hepsiyle gurur duyuyorum. 
Gençler, Recep Tayyip Erdoğan’a “Vatandaşa saygı göster, milletin iradesine el uzatma” diyor. “Faul yapma, mertçe yarış” diyor.  
Ama Erdoğan, bu seslere kulaklarını tıkıyor. Birbiri ardına haksız-hukuksuz talimatlar veriyor. Yaptığı kötülükler milletimizin sırtına yeni ekonomik yükler bindiriyor.  Her şeyi kendisi yaptığı halde, Erdoğan asla sorumluluk üstlenmiyor.  
Yıllardır ekonomik krizlerin sorumlusu olarak kimler gösterilmedi ki: Dış güçler, faiz lobisi, bankalar, pazarcılar, çiftçiler hatta bakkallar, fırıncılar…  Bir tek bu iktidar ve onun başındaki zat ekonomik krizlerin sorumluluğunu üstlenmedi.   
Haksız, hukuksuz tutuklamaları, sıkıyönetim dönemlerini aratan uygulamaları yüzünden üç günde Merkez Bankası’ndaki birikimin  %40’ı, 26 milyar Dolar uçtu gitti. Ama bu krizin sorumluluğunu da hiç utanmadan gençlerin demokratik tepkilerine,  adalet talebiyle protesto hakkını kullanan millletimize yüklüyorlar. 
Amaçları bellidir.  Baskıyla, zorbalıkla, kara propagandayla milletimize boyun eğdirmeye çalışıyorlar. Başaramayacaklar.
Bu millet 7 düvele boyun eğmemiş, sandıktan kaçanlara, milli irade hırsızlarına mı boyun eğecek…

Sevgili dostlarım,
Ben sizlere, içimdeki memleket sevgisi kadar büyük, uçsuz bucaksız hücremden sesleniyorum.  
Etrafımdaki taş duvarlar, demir parmaklıklar  suçlular için, yaptıklarından pişman olanlar için aşılmaz engeller olabilir. Benim için ise yok hükmündeler, yok.
Çünkü ben hiçbir suç işlemedim. Belediye Başkanı olarak yaptıklarımdan pişmanlık değil, gurur duyuyorum.
Devletin birçok kurumu tarafından 6 yılda 1300 defa incelenmiş ve hepsinden aklanmış bir belediyenin yöneticisiyim.  48 idari, 51 şahsi soruşturmadan alnının akıyla çıkmış bir yöneticiyim. 
Devletin müfettişlerinin yıllardır bulamadığı suçları, şimdi gizli ve yalancı tanıkların ipe sapa gelmez ifadelerine dayanarak bulduklarını iddia ediyorlar.  Hadi oradan, hadi.
Bu uyduruk davada kendisini aklamak zorunda olan ben değilim.  Yargıyı talimatla çalışır hale getiren, gizli tanıkların arkasına saklanarak beni saf dışı etmeye çalışan Erdoğan kendini aklamak zorunda. 
Ahmak Davası’ndan, kreşlerimizi kapatmak için açtıkları soruşturmaya…  

30 küsur yıllık diplomamı baskıyla iptal ettirmekten, sözde yolsuzluk davasına kadar, bana yapılanların siyasi amaçlı, kirli bir operasyon olmadığını Erdoğan kanıtlamak zorunda. 
Erdoğan, bana karşı her hamlesiyle, seçimden kaçan, rakibinden korkan, biri  olduğunu gösteriyor.  Bu mertlikten uzak hamleleriyle kendisini seven vatandaşlarımızı utandırıyor, kendisine güvenenleri boşa düşürüyor. 
Varlığını koruyabilmek için elindeki yetkileri kötüye kullanan, hukukun ve demokrasinin dışına çıkan her iktidar acizdir, zavallıdır.

Böyle iktidarlar, rakiplerini ortadan kaldırıp,  tüm muhalifleri baskı altına almakla işe başlar ve sonunda ülkeyi göstermelik seçimlerle yönetilen, çağdışı bir hanedanlık haline getirirler.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde milletimizin feraset ve cesaretle yürüttüğü mücadeleyle kurulmuş olan Cumhuriyetimiz işte böyle bir tehdit altındadır.
Daha önce de, devletin gücünü kendi gücü zannedenlerin, kendi iradesini milletin iradesinden üstün görenlerin zorla, zorbalıkla bu ülkeye istikamet belirlemeye çalıştıklarını gördük.  
Milletimiz tüm bu dayatmaları, darbeleri bertaraf etmeyi bilmiş,  Türkiye’ye istikamet belirleyecek tek iradenin milletin iradesi olduğunu her seferinde kanıtlamıştır.
Yine öyle olacak.  Milletin iradesine değil, ele geçirdikleri devletin gücüne güvenenler yine kaybedecekler. Çünkü karşılarında siz varsınız, millet var. 
Hukukun bittiği, yargının teslim olduğu noktada siz bir karar verdiniz. Başta gençlerimiz olmak üzere, ülkemizin her köşesinden milyonlarca vatandaşımız meydanlara aktı ve darbeye karşı direnişe geçti. 
Hep birlikte iktidarın hesabını boşa çıkardınız. Haklarınıza, geleceğinize, özgürlüğünüze sahip çıktınız.  
Tam da kurucumuz, kurtarıcımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, hepiniz “Özgürlük benim karakterimdir” dediniz.
Tam da İstiklal Marşımızda dendiği gibi “Enginlere sığmadınız, taştınız” ve ne büyük bir millet olduğunuzu bir kez daha kanıtladınız.
Sizlerle gurur duyuyorum. 
Sevgili Kardeşlerim;

Şimdi çok büyük, çok güçlü bir başlangıç yapıyoruz. Zorbalığa, zalimliğe boyun eğmeyeceğiz,  demokratik bir yöntemle, mertçe mücadeleyle bu baskıcı rejimi tarihe gömeceğiz. 

KONUŞMANIN YAPAY ZEKA İLE OLUŞTURULAN VİDEOLU BÖLÜM:

23 Mart günü, 15,5 milyon yurttaşımızın ortak iradesi ve desteği ile başlayan sürecin sonunda, partimizin yetkili kurullarının kararıyla resmen Cumhurbaşkanı adayı oldum.  

Başta, Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel olmak üzere, emek veren,  destek sunan herkese çok teşekkür ediyorum. 

Önce Allah’a olan inancım ve dualarımla, sonra milletime olan bağlılığım, hizmet kararlılığımla yola çıkıyorum. 

Gücümüzü milletten alarak bu kararlı, meşakkatli ve uzun yolculukta, Türkiye’nin tüm muhalefet partileriyle, muhalefetin tüm sivil temsilcileriyle tarihi bir dönemi yaşayacağız. Mertlikle, namertliği yeneceğiz. Cumhuriyetimizi güçlü bir demokrasiyle taçlandıracağız.

Bu yola çıkarken de ifade ettiğim gibi, ben bir makama değil, uzun, zorlu ve tuzaklarla dolu bir mücadeleye talibim.  Dün olduğu gibi yarın da sizleri utandırmayacağıma söz veriyorum. 

Bir avuç insanın, siyasi hırsları uğruna daha ne tertipler kurabileceğini, ne kötülükler  yapabileceğini çok iyi biliyorum. Ama hiç korkum yok. Çünkü arkamda, yanımda sizler varsınız.  

Hiç korkmuyorum, çünkü aziz milletimiz birleşmiştir. Ayrılık, gayrılık bitmiştir. 

Millet,  zalimin, zulmün karşısında birleşmiştir. Millet hep beraber bu karanlığı yırtıp atma iradesinde birleşmiştir.  Millet vicdanda birleşmiştir. Millet adalette birleşmiştir. Millet ortak kader, ortak gelecek arayışında birleşmiştir. 

Korku duvarları yıkılmıştır. Gençler ayaktadır. Kadınlar ayaktadır.  Bu millet teslim alınmayacağını göstermiştir. 
İstedikleri kadar beni, bizi hapse atsınlar, yargılasınlar. Millet tüm tuzakları, kumpasları ezip geçeceğini göstermiştir. Millet, devletin sahibi olduğunu göstermiştir.
Ben bu yola çıkarken bir söz verdim. Hak yemem, hakkımı da yedirmem dedim. Ne olursa olsun, bu milletin hak ettiği güzel günler için mücadeleden bir adım geri atmam dedim. 
Sözümde duracağım, asla geri adım atmayacağım. Milletin verdiği görevi, her şart altında, canım pahasına yerine getireceğim. 
Cumhurbaşkanı adayı olarak, sizlere yakıştığı gibi, dürüstçe, mertçe yarışacağım. 
Adalet için… Huzurlu bir toplum, zengin bir millet olmak için… Demokratik bir düzen için… Güçlü bir devlet için, korkmadan, yılmadan, yorulmadan mücadele edeceğim.  
Kendimi önce Allah'a, sonra millete emanet ediyorum. 
İçimdeki memleket sevgisi kadar büyük, uçsuz bucaksız hücremden avazım çıktığı kadar haykırıyorum:  Millet büyüktür. Millet büyüktür. 
Millet bütün iktidarlardan büyüktür.
Hepinizi sevgiyle, dostlukla, hasretle kucaklıyorum.
Ramazan Bayramınız kutlu olsun. 
Kalın sağlıcakla.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.