İmamoğlu'nun hapsi istendi: İşte İBB Başkanı'nın savunması

İmamoğlu'nun hapsi istendi: İşte İBB Başkanı'nın savunması

Ekrem İmamoğlu hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ile ilgili sözleri nedeniyle açılan davada savcı mütalaasını açıkladı. İBB Başkanı hakkında 7 yıl 4 aya kadar hapis cezası istendi. Dava 16 Temmuz'a ertelendi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan ve görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu'nun, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ve ailesiyle ilgili kullandığı ifadeler nedeniyle "terörle mücadele eden kişileri hedef göstermek", "hakaret" ve "tehdit" suçlarından yargılandığı davada mütalaasını açıklayan savcı, İmamoğlu'nun 2 yıl 8 aydan 7 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.

ÖZGÜR ÖZEL DE SİLİVRİ'DE

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri'deki Marmara Cezaevi karşısındaki salondaki duruşmaya, başka suçtan tutuklu sanık Ekrem İmamoğlu ve avukatları katıldı.

Duruşmada CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve partililer de izleyici olarak yer aldı.

Mahkeme başkanı, Cumhuriyet savcılığınca hazırlanan esas hakkındaki mütalaanın dosyaya sunulduğunu belirtti.

Mütalaada, İmamoğlu'nun "kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret", "tehdit" ve "terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek" suçlarından 2 yıl 8 aydan 7 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.

SİYASET YASAĞI TALEBİ

Mütalaada ayrıca, Türk Ceza Kanunu 53. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden, bu kapsamda Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksun bırakılır" maddesinin de uygulanması talep edildi.

İMAMOĞLU: ADAY OLDUĞUM İÇİN BURADAYIM

İmamoğlu ise savunmasında gizli tanık ifadeleriyle 'esir' tutulduklarını ifade etti.

İmamoğlu, şunları kayda geçirdi:

- 'İstanbul'u kazanan, Türkiye'yi kazanır' diyen zihniyete karşı üç kez seçimi kazandığım için buradayım ve tutsağım. Onun için zindandayım. Yoksullardan gençlere, çocuklardan kadınlara, herkesin derdine ortak olan, dertlerine çözüm üreten, halkçı bir belediyecilik yaptığımız için milletimizin teveccühünü kazandığımız için buradayım. İstanbul'un muhafızı olduğumuz için buradayız.

- Kanala, ranta ve talana karşı durduğumuz için buradayım. Ön seçimde, Türkiye ve dünya tarihinde ilk kez 15,5 milyon insanın oyunu aldığım için buradayım. Cumhurbaşkanı adayı olduğum için buradayım Biz yargılanmıyoruz. Bizim yargılandığımız falan yok. İftiralar, algı operasyonları, gizli tanık yalanları geçmişi suç dolu insanların iftiralarıyla esir tutuluyoruz. Bu bir yargılama değildir. Doğrudan cezalandırmadır. Yargılanmıyoruz.

"BU MÜCADELEDE YALNIZ DEĞİLİM"

- Bilinmelidir ki bu ülkeyi ayakta tutan ne silah gücüdür ne servet birikimidir. Bu ülkeyi ayakta tutan tek şey adalettir, haktır ve hukuktur ve adaletin olmadığı bir memlekette bilmeliyiz ki ne yatırım olur, ne huzur olur, ne refah olur. Bu mücadelede yalnız değilim. O yüzden bu mücadelede milletimizin on milyonlarca sesi arkamda. Ben onu hissediyorum. Herkesin evladı için güzel bir gelecek ve adalet sistemi vaat ediyorum. Onun bir neferi olacağımı, onun mücadelecisi olacağımı ve bunun her daim arkasında duracağımı ifade ediyorum.

"VİRÜSÜN SAHİPLERİ DIŞARIDA"

- Boğazın kıyısındaki bir virüs gibi caminin etrafını saran gecekonduları yıkmak için mücadele veren onurlu, şerefli bürokratlar hapiste ama orayı saran virüsün sahipleri dışarıda. Adalet kimi koruyacak? Adalet, kime sahip çıkacak? Adalet mülkün temelidir. Onun sahibi bu millet değil mi? Millete sahip çıkacak. Bir avuç muhterise değil.

- Benim arkadaşlarım, bürokratlarım haksız ve hukuksuz şekilde hapiste cezalandırılıyor. Milletimiz açlık ve sefalet içindeyken bu zulüm koltuk hırslarıyla yapılıyor. Birbirine yaranmak duygusu ve zincirin halkaları üzerinden yürütülen bir operasyonla karşı karşıyayız. Yargılanmıyoruz. Direkt cezalandırılıyoruz. Bu bir yargılama değil.

"ÇIKMAK İSTEMİYORUM, BENİ ZORLA GÖTÜRÜN"

İmamoğlu'nun savunması sona erdi. Mahkeme başkanı duruşmaya 5 dakika ara verdi. Jandarma, bu 5 dakikalık süreçte İmamoğlu'nu salondan çıkarmak istedi. Tepki gösteren İmamoğlu "Çıkmak istemiyorum, zorla götürün beni" dedi ve yerine oturdu. İmamoğlu, Özgür Özel'e dönerek "Tekrar başımız sağ olsun" dedi

Dava 16 Temmuz'a ertelendi. İmamoğlu duruşma salonundan çıkarken izleyiciler "Cumhurbaşkanı İmamoğlu" "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz" ve "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganları attı. İmamoğlu, ailesi ile el sıkışarak salondan alkışlarla ayrıldı.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.