İmamoğlu’ndan ‘iddianame’ tepkisi: Onları kurtaracak yalan, iftira kalmadı
CHP’nin ve 15,5 milyon vatandaşın cumhurbaşkanı adayı, seçilmiş İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Sultanbeyli Cumhuriyet Meydanı’nı hınca hınç dolduran on binlere, 235 gündür tutulduğu Silivri’deki hücresinden seslendi. İmamoğlu " Onları kurtaracak yalan, iftira kalmadı" dedi.
CHP’nin ve 15,5 milyon vatandaşın cumhurbaşkanı adayı, seçilmiş İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Sultanbeyli Cumhuriyet Meydanı’nı hınca hınç dolduran on binlere, 235 gündür tutulduğu Silivri’deki hücresinden seslendi.
“Neredeyse 8 aydır sizlerle ayrıyız. Bu ayrılığın sebebi, bir avuç insanın koltuğunu kaybetme korkusudur,” diyen İmamoğlu, “Ne kadar çok çalıştığımızı, milletin parasını doğrudan millete verme anlayışıyla ne kadar çok iş yaptığımızı tüm İstanbul gibi, tüm Türkiye gibi, Sultanbeyli de gördü. Bizim projelerimizle yarışmak, milletin bize gösterdiği ilgi ve teveccühün üstüne çıkmak, o koltuk sevdalılarına zor geldi. Onun yerine iftira, tehdit, şantaj üzerinde yükselen, temelsiz davalarla bizi hedef aldılar. İspatsız, kanıtsız açtıkları davalar boşa düşer diye, adaylığımı önlemek, kendilerini garanti altına almak için benim 30 yıllık diplomamı iptal ettirdiler,” şeklinde konuştu.
“Büyük bir algı operasyonuna girişip, aylarca milleti turpla, ahtapotla oyaladılar ama hiç kimseyi kandıramadılar,” diyen İmamoğlu, “İsmimi terörle, casuslukla yan yana getirip, hayali senaryolar yazıyorlar, yine kimseyi kandıramıyorlar. Onları kurtaracak yalan, iftira kalmadı. Milletin önüne çıkacaklar ve yaptıklarının hesabını sandıkta ödeyecekler.” Milletin vicdanında mahkûm olmuş hiçbir iktidar ayakta kalamaz. Millet büyüktür ve son sözü hep o söyler. İşte bu huzurla, bu güvenle, Silivri’deki hücremde, ülkemin gelecek güzel günleri için direniyorum, çalışıyorum. Siz de umudunuzu, direncinizi, cesaretinizi asla kaybetmeyin. Bilin ki, adalet er ya da geç yerini bulacak ve her şey çok güzel olacak,” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in, önümüzdeki ilk genel seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olarak ilan ettiği seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarının yargı görünümlü iktidar kumpasıyla tutuklanmasının ardından başlattığı “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” buluşmalarının İstanbul ayağının bu haftaki durağı Sultanbeyli oldu.
20 ŞEHİDE SAYGI
Buluşmada, Azerbaycan'dan Türkiye'ye gelmekte olan C130 tipi askeri kargo uçağının Gürcistan’da düşmesi sonucu 20 askeri personel şehit olması nedeniyle herhangi bir müzik yayını yapılmadı. Özel’in konuşma yapacağı otobüse, üzerinde şehitlerimizin fotoğraflarının yer aldığı pankart asıldı. Cumhuriyet Meydanı’nı hınca hınç dolduran Sultanbeylililer, 7 ayı geçkin süredir Silivri’de tutulan ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede 828 yıldan 2 bin 352 yıla kadar hapsi istenen İmamoğlu ve diğer tutuklu belediye başkanları lehine sloganlar atarak, iktidarı istifaya davet etti. Dr. Dilek Kaya İmamoğlu da Sultanbeyli buluşmasına katılarak, eşine ve yol arkadaşlarına destek verdi. Sultanbeyli buluşması, 372 günlük tutukluğunun ardından dün Silivri’den tahliye edilen seçilmiş Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in konuşmasıyla başladı. İmamoğlu’nun, Silivri’deki hücresinden, 69’uncu eylem noktasına yolladığı mektubu, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik kamuoyu ile paylaştı. İmamoğlu’nun, 235 gündür tutulduğu hücresinden, 69’uncu eylem noktasına yolladığı mektubu, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik kamuoyu ile paylaştı.
İMAMOĞLU: “GÜNLERİ SAYILI BU İKTİDAR, BİR ŞAHSIN SİYASİ
HIRSLARI UĞRUNA, DEVLETİN TÜM İMKANLARINI KÖTÜYE KULLANIYOR”
İmamoğlu, Çelik tarafından okunan mektubunda şunları söyledi:
“Sevgili İstanbullar, kıymetli hemşerilerim; Sultanbeyli’nin değerli hanımefendileri, beyefendiler, sevgili gençler, canım çocuklar… Hepinizi saygıyla, sevgiyle, hasretle selamlıyorum, dostlukla kucaklıyorum. Neredeyse 8 aydır sizlerle ayrıyız. Bu ayrılığın sebebi, bir avuç insanın koltuğunu kaybetme korkusudur. Vatandaşın derdini, çaresizliğini, umutsuzluğunu önemsemeyen bir avuç insan, oturdukları koltuktan kalkmamak için hukuku, demokrasiyi, milli iradeyi ayaklar altına alıyor. Artık ömrü tükenmiş, günleri sayılı bu iktidar, bir şahsın siyasi hırsları uğruna, devletin tüm imkanlarını kötüye kullanıyor. İcraatla, hizmetle vatandaşın gönlüne girerek değil, rakiplerini zorla saf dışı ederek seçim kazanmaya uğraşıyorlar. Baskıyla, zulümle ayakta kalmanın yolunu arıyorlar. Onlar için siyasetin tek amacı, ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak. Bunun için milletimizi kutuplaştırıyor, birliğimize, kardeşliğimize zarar veriyorlar.”
“SULTANBEYLİ, BİZİM EŞİTLİKÇİ, ADİL
YÖNETİM ANLAYIŞIMIZIN TANIĞIDIR”
“Bizim için ise siyaset, millete hizmet etmenin, birliğimizi kardeşliğimizi güçlendirmenin aracıdır. Biz; bu şehrin, bu ülkenin her mahallesini, her sokağını aynı gözle görürüz. Bu ülkenin her bir ferdi, bizim için özeldir, değerlidir. İstanbul’u bu anlayış içerisinde yönettiğimiz için, girdiğimiz her seçimi, oylarımızı artırarak kazanıyoruz. Sultanbeyli, bizim eşitlikçi, adil yönetim anlayışımızın tanığıdır. İstanbul’un hangi bölgesine ne hizmet götürdük ne yatırım yaptıysak, aynısını Sultanbeyli’de de yaptık. ‘Bize oy verenlere metro yapacağız’ diyen AK Parti anlayışının tersine, başlatamadıkları Sultanbeyli metrosunu biz başlattık. Oy veren-vermeyen anlayışıyla hareket eden bu kötü aklın aksine, bizim için hizmet millete yapılır. İnşallah 7-8 ay içerisinde açılışı planlanacak Sultanbeyli metrosu ile Sultanbeyli’yi İstanbul’un her noktasına biz bağlayacağız. Sultanbeyli’nin alt yapısına milyarca liralık yatırım yaptık. Kavşak, su arıtma tesisi, fiber internet hattı projelerimizi hayata geçirdik. Depreme hazırlık için projeler geliştirip uyguladık. Kreşler, kent lokantaları, kütüphaneler, spor tesisleri açtık.”
“AYLARCA MİLLETİ TURPLA, AHTAPOTLA
OYALADILAR AMA HİÇ KİMSEYİ KANDIRAMADILAR”
“Ne kadar çok çalıştığımızı, milletin parasını doğrudan millete verme anlayışıyla ne kadar çok iş yaptığımızı tüm İstanbul gibi, tüm Türkiye gibi, Sultanbeyli de gördü. Bizim projelerimizle yarışmak, milletin bize gösterdiği ilgi ve teveccühün üstüne çıkmak, o koltuk sevdalılarına zor geldi. Onun yerine iftira, tehdit, şantaj üzerinde yükselen, temelsiz davalarla bizi hedef aldılar. İspatsız, kanıtsız açtıkları davalar boşa düşer diye, adaylığımı önlemek, kendilerini garanti altına almak için benim 30 yıllık diplomamı iptal ettirdiler. Büyük bir algı operasyonuna girişip, aylarca milleti turpla, ahtapotla oyaladılar ama hiç kimseyi kandıramadılar. İsmimi terörle, casuslukla yan yana getirip, hayali senaryolar yazıyorlar, yine kimseyi kandıramıyorlar. Onları kurtaracak yalan, iftira kalmadı. Milletin önüne çıkacaklar ve yaptıklarının hesabını sandıkta ödeyecekler.”
“MİLLETİN VİCDANINDA MAHKÛM OLMUŞ HİÇBİR İKTİDAR AYAKTA KALAMAZ”
“Bizim hedefimiz, sadece milletimizi bu çürümüş iktidardan kurtarmak değil. Bizim davamız, ülkemizi hak ettiği adalet, hürriyet ve refah düzeyine taşımak davasıdır. Türkiye İttifakı iş başına gelecek ve ülkemiz artık şu ya da bu şahsın, şu ya da bu partinin değil, milletin ortak çıkarlarına uygun olarak yönetilecek. Devlet artık bir şahsın değil, milletin ortak aklıyla, milletin ortak değerleriyle hareket edecek. Türkiye; adaletin, eşitliğin, kardeşliğin gücüyle büyüyecek, zenginleşecek, güçlenecek. Ben, milletimin içinde taşıdığı iyiliğe, adalet duygusuna yürekten güveniyorum. Milletin vicdanında mahkûm olmuş hiçbir iktidar ayakta kalamaz. Millet büyüktür ve son sözü hep o söyler. İşte bu huzurla, bu güvenle, Silivri’deki hücremde, ülkemin gelecek güzel günleri için direniyorum, çalışıyorum. Siz de umudunuzu, direncinizi, cesaretinizi asla kaybetmeyin. Bilin ki, adalet er ya da geç yerini bulacak ve her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak! Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı.”
PROF. DR. AHMET ÖZER: “YÜREĞİMİN YARISINI SİLİVRİ'DE BIRAKTIM”
Yaklaşık 13 aylık tutsaklığının ardından dün tahliye edilen seçilmiş Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Özer de konuşmasında özetle şunları söyledi:
“Ben, 372 günden sonra özgürlüğüme kavuştum. Aranızdayım. Ama buruk bir sevinç benimkisi. Sevinemiyorum bile. Çünkü, yüreğimin yarısını Silivri'de bıraktım. O diğer yarısıyla, size Ekrem Başkan’dan selam getirdim. Belediye başkanlarımızdan, belediye bürokratlarından, siyasilerimizden size sıcak selamlar getirdim. Bugün bu meydana, size, değerli halkıma şükranlarımı arz etmek için geldim? Çünkü biliniz ki sizin buradaki sesiniz Silivri'deki hücrelerde yankılanıyor. Onlar sizden güç alıyor, motive oluyorlar. Cezaevinde şunu düşündüm. Bir tek kişi bile özgür değilse, hiçbirimiz özgür değiliz. Onun için bu mücadelemiz devam edecek. Özgürlük mücadelesi, demokrasi mücadelesi, bir insanın en onurlu mücadelesidir. Böyle zor zamanların da maalesef ağır bedelleri oluyor. Ama bu bedeli ödemekten geri durmayanlar sayesinde, geleceğe dair umutlarımız diri kalıyor özgürlüğe dair, eşitliğe dair adalete dair. Onu hep birlikte onu getirene kadar mücadelemiz devam edecek. Selam olsun bu mücadeleyi verenlere. Selam olsun sizlere.”
“BU HALKLA KUCAKLAŞMAYIP DA NASIL BARIŞI GETİRECEĞİZ?”
“Biliyorsunuz; ülkemiz bir barış sürecinden geçiyor. Barış olmadan demokrasi olmaz, üretim olmaz, bereket olmaz. O nedenle biz de bu barışı, Cumhuriyet Halk Partisi olarak canı gönülden destekliyoruz. Ama buradan şimdi sesleniyorum: Bizi dinleyen herkese soruyorum. Ülkenin yarısını dışlamakla barışı nasıl getireceğiz? O halde şimdi kardeşlik zamanı, şimdi kucaklaşma zamanı. Bu kucaklaşmayı, bu barışı üretim için hukuk gerekir bize, adalet gerekir. Başkanlarımız, Silivri'de yatan kardeşlerimiz, kimse yargılanmasın demiyor. Ama pekala tutuksuz yargılanabilirler. Toplumu bu kadar germek iyi değil. Bu kadar kutuplaşmak iyi değil. Madem ki barış diyoruz, madem ki kucaklaşma diyoruz; peki burada bu halkla kucaklaşmayıp da nasıl barışı getireceğiz? Soruyorum. Onun için buradan bir çağrı yapıyorum: Bize barış gerekli. Bize demokrasi gerekli. Bize hukuk gerekli. Bunun için kucaklaşmalıyız. O nedenle şimdi kucaklaşma zamanı, şimdi kardeşlik zamanı diyorum.”
“2 BİN-3 BİN SENEYLE EKREM BAŞKAN YARGILANIYOR. NASIL OLACAK BU BARIŞ?”
“Dün, İBB iddianamesi çıktı. 2 bin-3 bin seneyle Ekrem Başkan yargılanıyor. Nasıl olacak bu barış? Olmaz. Onun için söylemek istediğim şu: Bizler, ülkemiz ve sizin çocuklarınız daha güzel, daha aydınlık bir Türkiye'de yaşaması için elimizden gelen mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu aynı zamanda bizim anayasal hakkımız. Anayasamızın ikinci maddesi diyor ki, ‘Türkiye Cumhuriyeti; insan haklarına saygılı, laik, demokratik, sosyal hukuk devletidir.’ Biz de bunun için çalışıyoruz zaten. Bu süreçte cesurca, meydan meydan, yorulmadan koşan, feraset sahibi Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'in şahsında, bize destek veren bütün genel başkanlara teşekkür ediyorum.”
“BEN VE ARKADAŞLARIM, BAŞIMIZ DİK, ALNIMIZ AÇIK YÜRÜDÜK”
“Bu süreçte iki şeyden dolayı üzüldüm içeride. Sizler adına direndim. Sizin asla emanetinizi yere düşürmedim ben ve arkadaşlarım, başımız dik, alnımız açık yürüdük. Ama bu süreçte dışarıda olup, barış ve demokrasiye fiilen katkı vermediğim için üzüldüm. Bir de Esenyurt'ta 7 ay boyunca gece gündüz çalışırken, Esenyurt'un makus talihini yenmeye çalışırken, Esenyurt'u 21. yüzyıla yakışır bir hale getirmeye çalışırken, birdenbire önümüzün kesilip, bizi hizmetlerden ayrı bırakmaları da en çok beni Esenyurt halkı adına, sizler adına üzdü. Ama merak etmeyin; karanlık koyulaştığında şafak yakın demektir. Ülkemizin demokrasi şafağında buluşmak üzere… Her şey çok güzel olacak.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.