İmamoğlu Silivri’den memleketi Trabzon’a seslendi: Bugün fiziken yanınızda olamadım ama şunu unutmayın; bu böyle yarım kalmayacak…

İmamoğlu Silivri’den memleketi Trabzon’a seslendi: Bugün fiziken yanınızda olamadım ama şunu unutmayın; bu böyle yarım kalmayacak…

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı, seçilmiş İBB ve TBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Trabzon'da meydanı hınca hınç dolduran on binlere Silivri’deki hücresinden seslendi. İmamoğlu, "Hayatımda ilk kez iki bayramda ata-baba ocağı Trabzon’dan uzak kalmak ve çok sevdiğim Volkan Konak’ın cenazesine katılamamaktan dolayı üzgünüm" dedi.

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı, seçilmiş İBB ve TBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Trabzon'da meydanı hınca hınç dolduran on binlere Silivri’deki hücresinden seslendi. Hayatında ilk kez iki bayramda ata-baba ocağı Trabzon’dan uzak kalmak ve çok sevdiği Volkan Konak’ın cenazesine katılamamaktan dolayı üzgün olduğunu belirten İmamoğlu, özetle şunları söyledi: 

“Ama bilin; siz neredeyseniz, ben oradayım. Birlikte çıktığımız yolda ne bir adım geri atarım ne de bu bağı koparırım. Bugün aranızda olmayışımın sebebi, hukuki bir gerçeklik değil, siyasi bir hesaptır. Diploma iptaliyle, operasyonlarla, her gün başka bir davayla, yargı kumpasıyla milletin, siz hemşehrilerimin iradesine karşı set çekmek istiyorlar. Milyonların değişim talebini, hak-hukuk mücadelesini, eşit, adil özgür Türkiye tahayyülünü yok etmek istiyorlar. Neyi yok etmeye çalıştıklarını, en iyi kendimi emanet ettiğim milletim, hemşehrilerim biliyor. O yüzden 19 Mart’tan bu yana, ülkenin dört bir yanında meydan meydan çoğalıyoruz, omuz omuza bu ülkenin en güçlü dayanışmasından birini gösteriyoruz. Çünkü şuna inanıyoruz; devletin dini adalettir. Bir ülke; ancak hukukla, güvenle, vicdanla ayakta kalır.”

“Sesimi, görüntümü, hürriyetimi, bu millete hizmet etme imkanımı kısıtlasalar da adaletin, özgürlüğün, çocuklarımıza bırakacağımız güzel günlerin takipçisi olmaya devam edeceğim. Bu millete duyduğum sevgiyi, bağlılığı, hizmet aşkını ne zindan duvarları durdurur ne de yargı sopasının arkasına saklananların baskısı… Onlar, zalimliklerini çoğaltsınlar; biz cesaretimizi, dayanışmamızı, mücadelemizi büyüteceğiz. Bu mücadele, sadece bir kişinin sesiyle değil, milyonların ortak sözüyle yürür. Sizin sesiniz var oldukça ne bu ülkenin umudu eksilir ne adalet arayışı yarım kalır.”

“Bugün fiziken yanınızda olamadım ama şunu unutmayın; bu böyle yarım kalmayacak. Birlikte yazacağımız hikayede, bu meydan yeniden birleşmenin adresi olacak. Biliriz; Trabzon’un, Karadeniz’in dalgası ne kadar sertse, inancı da o kadar diridir. Ben, o denizin hırçın dalgaları, dağların coşkun rüzgarıyla büyüdüm her biriniz gibi. O dalgaların kıyıya vurduğu gibi, biz de adaletsizliğin duvarına vura vura aşacağız önümüzdeki engelleri. Başımızı öne eğdiremeyecekler, bize diz çöktürmeyecekler. Yalçın dağları gibi dik, Karadeniz gibi engin, hak yemeden, hakkımı da yedirmeden mücadeleye devam edeceğim. İlk günkü aşkla, heyecanla coşkuyla… Kazanan biz olacağız. Her şey çok güzel olacak.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in, önümüzdeki ilk genel seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olarak ilan ettiği seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarının yargı görünümlü iktidar kumpasıyla tutuklanmasının ardından başlattığı “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” buluşmalarının Türkiye ayağının yeni durağı Trabzon oldu. Trabzon Atatürk Alanı Meydan Park'ını tamamen dolduran vatandaşlar, Silivri’de esir tutulan hemşehrileri İmamoğlu ile ağır sağlık sorunları yaşamasına rağmen tahliye edilmeyen Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık ve arkadaşları için özgürlük talep etti. Buluşma alanına hakim noktalara, geçtiğimiz günlerde yitirdiğimiz Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı merhum Ferdi Zeyrek ile İmamoğlu ve Çalık’ın posterleri asıldı. İktidarı istifaya davet eden kitle, erken seçim taleplerini yüksek sesle dile getirdi. 

İMAMOĞLU: “SİZ NEREDEYSENİZ, BEN ORADAYIM”

İmamoğlu’nun Silivri’deki hücresinden memleketi Trabzon’a yolladığı mektubu, CHP Trabzon İl Başkanı Mustafa Bak okudu. İmamoğlu, Bak tarafından okunan mektubunda şunları söyledi: 

“Karadeniz’in yiğit evlatları, kıymetli hemşehrilerim; bugün Trabzon’a, canım memleketime gözlerimle değil, yüreğimle bakıyorum. Karadeniz’in her dalgada gökyüzüne savurduğu tuzunu yüzümde hissedemiyorum. Bunca yıllık hayatımda ilk kez, iki bayramda baba ocağıma, ata ocağıma varamadım. Hele bir eksiklik var ki, tarifi zor: Karadeniz’in yiğit evladı, kardeşim Volkan Konak’ı uğurlarken, orada olamadım. Memleket sevdasından bilirdik birbirimizi. Sadece bir sanatçıyı değil, bir yoldaşı, bir hemşehriyi, Karadeniz’e kalpten bağlı bir dosttu. Onun cenazesinde olamadım. Ama bilin; siz neredeyseniz, ben oradayım. Birlikte çıktığımız yolda ne bir adım geri atarım ne de bu bağı koparırım. Bugün aranızda olmayışımın sebebi, hukuki bir gerçeklik değil, siyasi bir hesaptır. Diploma iptaliyle, operasyonlarla, her gün başka bir davayla, yargı kumpasıyla milletin, siz hemşehrilerimin iradesine karşı set çekmek istiyorlar. Milyonların değişim talebini, hak-hukuk mücadelesini, eşit, adil özgür Türkiye tahayyülünü yok etmek istiyorlar.”

“SESİMİ, GÖRÜNTÜMÜ, HÜRRİYETİMİ, BU 
MİLLETE HİZMET ETME İMKANIMI KISITLASALAR DA…”

“Neyi yok etmeye çalıştıklarını, en iyi kendimi emanet ettiğim milletim, hemşehrilerim biliyor. O yüzden 19 Mart’tan bu yana, ülkenin dört bir yanında meydan meydan çoğalıyoruz, omuz omuza bu ülkenin en güçlü dayanışmasından birini gösteriyoruz. Çünkü şuna inanıyoruz; devletin dini adalettir. Bir ülke; ancak hukukla, güvenle, vicdanla ayakta kalır. Ve adalet, sadece mahkemelerde değil; fabrikada, limanda, okulda, köyde, mahallede, yaylada, yani hayatın tam ortasında gereklidir. Sesimi, görüntümü, hürriyetimi, bu millete hizmet etme imkanımı kısıtlasalar da adaletin, özgürlüğün, çocuklarımıza bırakacağımız güzel günlerin takipçisi olmaya devam edeceğim. Bu millete duyduğum sevgiyi, bağlılığı, hizmet aşkını ne zindan duvarları durdurur ne de yargı sopasının arkasına saklananların baskısı… Onlar, zalimliklerini çoğaltsınlar; biz cesaretimizi, dayanışmamızı, mücadelemizi büyüteceğiz.”

“BU MÜCADELE, SADECE BİR KİŞİNİN SESİYLE 
DEĞİL, MİLYONLARIN ORTAK SÖZÜYLE YÜRÜR”

“Trabzon, Giresun, Rize, Ordu, Bayburt, Gümüşhane, Artvin, Samsun… Bu toprakların insanı toprağı bilir, suyu tanır, emeğin kıymetini unutmaz. Karadeniz, doğasıyla olduğu kadar, iradesiyle de güçlüdür. Yıllardır hor görülen, ötelenen, oyuna karşılık yatırım göremeyen bu bölge, artık hakkını arıyor. Biz, bu bölgenin yeniden kalkınan, üreten, gençlerini tutan bir geleceğe yürümesini istiyoruz. Trabzon, yeniden Karadeniz’in ticaret kapısı olacaksa, bu halkın alın teriyle olacak. Gençler kendi şehirlerinde geleceğini kurabilecekse, bu mücadeleyle olacak. Dereler özgür akacak, yaylalar talana değil yaşamaya açılacaksa, bu irade sayesinde olacak. Buraya yatırım değil, vizyon gerek. Hazırız. Karadeniz’in gücünü Türkiye’nin gücüne katacak adımları atmaktan çekinmeyeceğiz. Bu mücadele, sadece bir kişinin sesiyle değil, milyonların ortak sözüyle yürür. Sizin sesiniz var oldukça ne bu ülkenin umudu eksilir ne adalet arayışı yarım kalır.”

“TRABZON’UN, KARADENİZ’İN DALGASI 
NE KADAR SERTSE, İNANCI DA O KADAR DİRİDİR”

“Bugün fiziken yanınızda olamadım ama şunu unutmayın; bu böyle yarım kalmayacak. Birlikte yazacağımız hikâyede, bu meydan yeniden birleşmenin adresi olacak. Kardeşlerim, hemşehrilerim… Biliriz; Trabzon’un, Karadeniz’in dalgası ne kadar sertse, inancı da o kadar diridir. Ben, o denizin hırçın dalgaları, dağların coşkun rüzgarıyla büyüdüm her biriniz gibi. O dalgaların kıyıya vurduğu gibi, biz de adaletsizliğin duvarına vura vura aşacağız önümüzdeki engelleri. Başımızı öne eğdiremeyecekler, bize diz çöktürmeyecekler. Yalçın dağları gibi dik, Karadeniz gibi engin, hak yemeden, hakkımı da yedirmeden mücadeleye devam edeceğim. İlk günkü aşkla, heyecanla coşkuyla… Kazanan biz olacağız. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu.”

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.