Gazetecilere “MASAK” Kumpası mı? İddialar, Rapor ve Göz Ardı Edilen Gerçekler

Gazetecilere “MASAK” Kumpası mı? İddialar, Rapor ve Göz Ardı Edilen Gerçekler

CHP Kurultayı’na yönelik rüşvet iddialarıyla hazırlanan MASAK raporu, medyaya sızdırıldı. Ancak raporda hiçbir suç unsuruna rastlanmadığı bilgisi göz ardı edilerek, gazeteciler kamuoyu önünde hedef haline getirildi. Orhan Uğuroğlu, yaşananları “itibar suikastı” olarak niteledi.

Yeniçağ yazarı Orhan Uğuroğlu, MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu) tarafından hazırlanan ve medyaya sızdırılan raporla ilgili dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. CHP Kurultayı öncesinde delegelere maddi menfaat sağlandığı iddiaları üzerine yürütülen soruşturmanın ardından MASAK’ın hazırladığı raporun, bazı gazetecilerin isimlerini kamuoyuna açık şekilde lanse etmesi, ciddi tepkilere yol açtı.

Rapor Ne Diyor? “Hiçbir Şüpheli İşleme Rastlanmadı”

Raporun sonuç bölümüne göre; incelenen 55 kişi ile birlikte 10 gerçek ve 4 tüzel kişinin hesap hareketlerinde herhangi bir şüpheli para transferine ya da suç unsuruna rastlanmadı. Ayrıca kripto varlık hizmet sağlayıcıları üzerinden yapılan işlemlerde de dikkat çeken bir durumun tespit edilmediği ifade edildi.

Ancak medyada bu net bilgilere yeterince yer verilmedi. Onun yerine, özellikle muhalif gazetecilerin banka hareketleri ve isimleri servis edilerek kamuoyu önünde zan altında bırakıldıkları görüldü.

Hedefteki Gazeteciler: “Bu Bir İtibar Suikastıdır”

Raporun kamuoyuna yansımasıyla birlikte Halk TV’nin sahibi Cafer Mahiroğlu, gazeteciler İsmail Saymaz, Şaban Sevinç ve Altan Sancar sert tepki gösterdi. “Bu bir itibar suikastıdır” diyen isimler, haklarında hiçbir suç unsuruna rastlanmamasına rağmen medya eliyle linç edilmeye çalışıldıklarını savundu.

İlgili gazeteciler, haklarını yargı önünde arayacaklarını ve bu durumun sadece kendilerine değil, tüm gazetecilik mesleğine yönelik bir tehdit olduğunu vurguladı.

Yargıya Müdahale mi, Medya Manipülasyonu mu?

Orhan Uğuroğlu, köşe yazısında yaşananları, yargı sürecine gölge düşürecek şekilde medya eliyle yürütülen bir algı operasyonu olarak nitelendirdi. Uğuroğlu’na göre MASAK raporu açıkça hiçbir suç unsuru taşımamasına rağmen, sadece bazı isimlerin karalanması için servis edildi.

Yazının tamamı şöyle:

İtibar suikastı ve MASAK

CHP Kurultayında delegelere maddi menfaat sağlandığı iddiaları nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talebi kapsamında Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığının (MASAK) hazırladığı rapor elden ele dolaşıyor.

Cem Küçük, Fatih Atik, Şamil Tayyar ve Tuna Öztunç ile TGRT televizyonunda gazetecileri isim vermeden para hesapları ile ilgili çok ağır şekilde eleştirdi ve köşe yazısında İBB’den maaş aldıklarını iddia ettiği gazetecileri isim vererek açıkladı.

Raporu Cem Küçük’ten alarak okudum ve adı geçenleri tek tek aradım:

  • Halk TV’nin patronu Cafer Mahiroğlu dedi ki;

“35 yıldır hem Türkiye'de hem dünyanın farklı ülkelerinde ticaret yapıyorum.

Türkiye’nin en çok izlenen ve reytinglerde birinci olan Halk TV’nin sahibiyim.

Banka hesaplarımda yüksek meblağlı para hareketlerin olması değil, olmaması şaşırtırdı.

Bir iş insanı olarak mali kayıtlarım bugüne kadar defalarca incelendi.

Yürütülen mevcut soruşturmaya nasıl ve neden dahil edildiğini anlamıyorum.

İş faaliyetlerim Türkiye Cumhuriyeti yasalarının güvencesi altındadır.

Hakkında somut delil bulunmadan hiç kimse hakkında itibar suikastı yaptırılamaz.

Yasaların kişilik haklarına ilişkin güvenceleri ortadan kalkarsa iş yapmak da imkansız hale gelir.

İsmail Saymaz’la ilgili konuya gelince kendisine senet karşılığı borç verdim anne ve babasına ev alması için. Kimi ne ilgilendirir?

Spekülatif ve itibar zedeleyici rapor, yorum ve medya paylaşımları için tüm hukuki haklarımı kullanacağım.”

  • İsmail Saymaz dedi ki;

“Birincisi düşkün, itibarsız ve kullanışlı bir iftiracının yalanları nedeniyle dosyaya dahil edildim.

O günden bugüne savcı hiçbir aşamada ifademi almadı.

Hiçbir suçum olmadığı halde, sadece gazetecilik nedeniyle CHP kurultayını izlediğim bilindiği halde kişisel haklarım en ağır şekilde ihlal edilerek haksız ve hukuksuz bir şekilde suçlanıyorum.

25 yıllık gazeteciyim müsaade etsinler de anne ve babama ev alayım.

Halk TV’ye geçtiğim dönemde patronla aramda alacak verecek oldu.Kimi ilgilendirir ki?

Bana yapılan açıkça itibar suikastıdır.”

  • Şaban Sevinç dedi ki;

“Hakkımda itibarsızlaştırma kampanyası yürütülüyor.

Öncelikle hodri meydan diyorum.

Alnım ak başım dik. Hiçbir yasa dışı veya usulsüz işim olmaz. Bu iftiraları dile getirenlerle mahkemede hesaplaşacağız.

Banka hesabımda görülen meblağ, Ankara İncek’te oturduğumuz müstakil evimizin satışı ve ardından o paranın bir kısmıyla Samsun Atakum’da edindiğimiz evin alımıyla ilgilidir.

Bu MASAK raporunda da araştırma konusu iddia ile hiçbir ilişkim olmadığı açıkça belirtilmektedir.”

  • Altan Sancar dedi ki;

“Söz konusu iftiralar, haysiyet cellatlığı yapmak için uzun süredir önce bazı sabıkalı ve geçmişi karanlık tiplerce dile getirildi.

Daha sonra da ekranlara ve medyaya taşındı. Söz konusu soruşturmaya giren raporlar ortalıkta dolaşıyor.

Tüm kimlik bilgilerim elden ele geziyor. Bunlar devlete emanet veriler.

Bu rapor da iftiraya uğradığımızı tescil ediyor. Ben söz konusu iftira nedeniyle suç duyurusunda bulundum.

Tüm haysiyet cellatları her bir yalanın hesabını bağımsız yargıya verecek.

Abdestimden şüphem yok ki namazımdan olsun. Bu iftiralar ile gerçeği konuşmaktan vazgeçeceğimizi sananlar da Türk ordusuna kumpas kurulan günleri hatırlasın.”

MASAK raporun şu sonuç bölümü bilerek ve isteyerek gündeme getirilmiyor:

“Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 25.02.2025 tarih ve 2024/5366 Soruşturma sayılı yazı ve ekinde belirtilen 55 kişi ile 2024/5366 Soruşturma sayılı yazı ve ekinde bildirilen 10 gerçek ve 4 tüzel kişi aralarında gerçekleşen para transferleri kontrol edilmiş ancak herhangi bir para transferi kaydına rastlanılmamıştır.

Şahıslardan Kripto Varlık Hizmet Sağlayıcıları nezdinde gerçekleşen işlemlere dair şüpheli bir harekete rastlanılmamış olup, bahsi geçen işlemlere raporda yer verilmiştir.”

Değerli okurlarım,

Soruyorum; Madem suç unsuru yok MASAK raporu neden suçsuz insanların hesap hareketlerini rapora ekliyor?

Bu raporun anında yandaş medyaya sızdırılacağını bilmiyorlar mı?

Şamil Tayyar gibi eski AKP milletvekili ve gazeteci neden ağzını açıp da raporun sonucunu söylemiyor.

Fatih Atik neden müdahale etmiyor?

Cem Küçük ve Tuna Öztunç raporun sonuç bölümünü görmezden gelip TGRT TV’de isimde vermeden hesaplarındaki paraları haksız ve hukuksuz gelir elde etmişler gibi tüm gazetecileri zan altında bırakıyor?

RTÜK neden bu programlara yaptırım uygulamıyor?

Yandaş medyaya suç işlemek serbest, özgür medyaya gerçekleri yayınlamak yasak mı?

Sonuç olarak bu mağdur isimlerin yerinde olsam;

Maliye Bakanı Şimşek, MASAK Başkanı ve itibar suikastı yapan gazeteciler hakkında suç duyurusunda bulunur maddi ve manevi tazminat davaları açardım.

Ayrıca bu tür yayınlara tepki koymayan Basın Meslek Kuruluşlarını da şiddetle eleştiriyorum.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.