Eskişehirli kadınlardan 'şiddet' protestosu: "İstanbul Sözleşmesi etkin uygulansaydı bunların hiçbiri yaşanmayabilirdi"

Eskişehirli kadınlardan 'şiddet' protestosu: "İstanbul Sözleşmesi etkin uygulansaydı bunların hiçbiri yaşanmayabilirdi"

Eskişehir Kadın Meclisi üyeleri, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü dolayısıyla kadına yönelik şiddeti protesto etti.

Kadınların yaptığı basın açıklamasında, "Şüpheli kadın ölümleri her geçen gün artıyor. Kadın cinayetleri boyut değiştirerek vahşileşiyor. Çocuk istismarcıları ellerini kollarını sallayarak dışarda geziyor. İstanbul Sözleşmesi etkin uygulansaydı bunların hiçbiri yaşanmayabilirdi" denildi.

Eskişehir Kadın Meclisi’nin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü dolayısıyla bugün düzenlediği basın açıklamasında, kadınlar tencere tava çalarak kadın cinayetlerine ve kadına yönelik şiddete tepki gösterdi. Ulus anıtı önünde bir araya gelen kadınlar, “Asla yalnız yürümeyeceksin, yaşasın Kadın Meclisleri” sloganları attı. Basın açıklamasına CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü de destek verdi.

"MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ"

Kadın meclisleri adına basın açıklaması yapan Ayşegül Yüksel, yoksulluğun pençesinin tüm halkların sırtında olduğunu söyledi. Erkek şiddetinin hayatın her alanında kadınların üzerine çöken bir gölge olduğunu vurgulayan Yüksel, şunları söyledi:

"Bugün ülkede milyonlarca işsiz, milyonlarca güvencesiz ve milyonlarca şiddete uğrayan kadın var. Dünyada kapitalizmin daha fazla kar, sermaye ve sömürü hırsı için emperyalistlerin savaşlarında ölümle, yoksullukla burun buruna gelen halklar var. Bu sene Dünya Kadınlar Günü’nde, meydanlarda bunlara karşı mücadele etmeye devam edeceğimizi haykırmak için buluştuk. 2021 yılında da kadınlar yine en yakınlarındaki erkekler tarafından öldürüldü. 2022 yılının bugüne kadar geldiğimiz günlerinde de bu devam etti. Artık kadınlar "kolay öldürülebilir" görüldüğü için sokak ortasında hiç tanımadığı erkekler tarafından şiddet görebiliyor ya da öldürülebiliyor. Kamusal alanlarda dahi kadınların ve LGBTİQ+’ların güvenliği tehlikede. Aynı zamanda yüksekten düşenlerimiz, dosyaları "intihar" diyerek kapatılanlarımız var. Şüpheli kadın ölümleri her geçen gün artıyor. Kadın cinayetleri boyut değiştirerek vahşileşiyor. Çocuk istismarcıları ellerini kollarını sallayarak dışarda geziyor. İstanbul Sözleşmesi etkin uygulansaydı bunların hiçbiri yaşanmayabilirdi. Siyasi iktidar ise bunların hepsi yaşanırken sadece oturup izlemeyi tercih etti.

"YOKSULLUĞUN PENÇESİNDE YAŞIYORUZ"

Ek gelir diyerek görüldükleri için eşdeğer işe eşit ücret almayan kadınlar var. İlk işten çıkarılan, güvencesiz ve esnek çalıştırılan milyonlar var. Patronların çıkarları için hazırlanmış kodlarla hakkını istediği için işten atılan yüzlerce kişi var. Ve her geçen gün sayıları artıyor. Faturalarımız ödeyemeyeceğimiz kadar yüksek, tencerelerimiz boş. Eğitim hayatında sorun yaşayan kız çocukları, baskılanan ve zorluklardan dolayı üniversiteye gidemeyen genç kadınlar var. En temel ihtiyaçlara gelen zamlarla birlikte artık yoksulluğun pençesinde yaşıyoruz. Ped, tampon gibi temel ihtiyaçlarımız, bunlara ulaşamayan milyonlarca kişi varken lüks tüketim sayılıyor. Tüm bunların yanında nafaka hakkımız tartışmaya açılıyor. "Süreli nafaka" taslağını önümüze getirenler, nafaka fonunu önümüze getiriyor. "İyileştirme" adı altında haklarımızın gasp edilmesine izin vermeyeceğiz."

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.