Ertuğrul Özkök: Süleyman Demirel ve maymunlar önceki gün TBMM’deki liderlere hangi cümleyi bıraktı?

Ertuğrul Özkök: Süleyman Demirel ve maymunlar önceki gün TBMM’deki liderlere hangi cümleyi bıraktı?

Ertuğrul Özkök bugünkü köşesinde " Süleyman Demirel ve maymunlar önceki gün TBMM’deki liderlere hangi cümleyi bıraktı?" başlıklı yazısını kaleme aldı.

Çarşamba günü Jane Goodall’ın ölüm haberini aldığım an, televizyonda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılış görüntülerini izliyordum.

Sonra önümüze o malum fotoğraf geldi…

İşte tam o saatlerde Jane Goodall’ın ölüm haberi önüme düştü.

Tanıdığım ve çok saygı duyduğum bir kadının ölümü…

Aynı gün Hürriyet’in ilk genel yayın yönetmenlerinden Necati Zincirkuran’ın ölüm haberi de geldi.

Bir de Washington Post Gazetesi’nin eski sahibi Katrine Graham’ın kızı Lally Weymouth’un öldüğünü biraz  geç öğrendim.

Çok iyi dostumdu…

Bir günde üç tanıdık ölümü insana ağır geliyor.
 

BİR MECLİSTEN GELEN KAREYE BAKTIM BİR DE

MUHTEŞEM BİR KADININ MAYMUN SOHBETİNE
 

Bir TBMM’den gelen o malum fotoğraflara baktım.

Bir de 2019 yılına döndüm.

Muhteşem bir kadının, Davos’ta maymunlar üzerine yaptığı muhteşem bir konuşmayı…

O konuşmadan Türk siyasetçilerine ve bütün siyasetçilere kalan vasiyet gibi bir cümleyi hatırladım

b11d0990-5760-4691-bf0a-5f3ee83b1e53.jpeg

O kadın Çarşamba günü kaybettiğimiz Jane Goodall’dı…

Hayatı boyunca maymunları ve özellikle de gorilleri en yakından izleyen, onlarla dostluk kurmayı başaran, daha da önemlisi onlarla iletişim kurmayı başaran bir kadındı Jane Goodall…

50bf71e0-a532-42ad-b1b3-078d3852f8b9.jpeg

MAYMUNLARA SARILMAYI BİLEN O

KADINI ÇARŞAMBA GÜNÜ KAYBETTİK
 

İşte o kadını geçen Çarşamba günü kaybettik.

Bizim siyasi gündemimiz başka hiçbir konunun konuşulmasına izin vermediği için, bu çok önemli insanın kaybı ile ilgili fazla bir şey de yazılıp, çizilmedi, konuşulmadı.

Ben Jane Goodall’le tanıma şansına sahip olan insanlardan biriyim.

Bundan 6 yıl önce, 26 Ocak 2019 günü Davos’ta onun oturumunu izlemiş, tanışmıştım.

O gün çok ilginç bir konuşma yapmıştı.

O konuşmayı Hürriyet’te geniş biçimde yazmıştım.

Kaybettiğimiz Jane Goodall kimdir anlayabilmek için, o gün  yazdıklarımı özetleyeyim.

 

PRİMAT PSİKOLOĞUNUN MÜSLÜMAN

GAZETECİYLE MAYMUN MUHABBETİ

 

Godell, dünyanın en önemli “Primat psikoloğuydu.” 

Bir İngiliz...

Afrika macerası, 1960 yılında tesadüfen, Afrika’da insan evrimi ile ilgili çalışmalar yapan Louis Leakey’in asistanı olarak Tanzanya’ya gitmesi ile başladı.

Davos’ta o gün onunla  CNN’in ünlü politika uzmanı Fareed Zakaria konuştu.

Zakaria, babası müslüman düşünürü olan bir gazeteci.

Tabi sohbeti gazeteciler yaptı mı çok daha eğlenceli ve ilgi çekici oluyor.
07265ba5-ce05-43b1-a735-198fc6d08de2.jpeg

DAVOS YÖNETİMİ BU SOHBETİ

HERKESE AÇIK YAPMIŞTI

Davos yönetimi bu oturuma özel bir önem vermişti  ve önceden katılımcılara e-mail’le duyurmuştu.

Sırf onun için özel de bir şey yapmışlardı.

Oturumu Kongre Merkezi’nde değil İsviçre Alp Lisesi’nin salonuna koymuşlardı.

Burası “açık forum” bölgesi olarak kabul ediliyor. Yani özel yaka kartı olmayanlar da girebiliyordu.

Toplantı yerine bir saat önce gittim. O büyük salon erkenden dolmuştu...

Kadın ve Uzakdoğulu izleyici sayısının çokluğu dikkat çekiciydi.

Jane Goodall çok yumuşak ve net konuşan bir kadındı. Onu dinlerken, şempanzelerle nasıl ilişki kurduğunu çok iyi anlıyorsunuz.

Konuşmanın en eğlenceli bölümü siyasetçilerle ilgili söyledikleriydi.

Erkek siyasetçilerin davranışlarını maymunlarınkine benzetti.

İşte o gün onunla yapılan bu harika sohbeti size genişçe aktarıyorum.

b1d15c13-f392-4466-a92c-49c3763a448b.jpeg

ADINI VERMEYECEĞİM AMA ERKEK

POLİTİKACILAR MAYMUN GİBİLER

 

(*) Fareed Zakaria, “Erkeklerin davranışı maymunlara benziyor mu” diye sorunca Goodall şu cevabı verdi: “Maymunlar arasındaki en büyük savaş tabii ki erkeklerin dişiler üzerinde hâkimiyet kurma savaşı. Erkek maymunların aralarındaki savaş bugünün erkek politikacıların davranışlarına benziyor. Hangi erkek politikacı derseniz burada adını vermeyeyim.”

 

YETİMHANEDEKİ MAYMUN

YILLAR SONRA BENİ TANIDI
 

(*) “Afrika’da annesini kaybetmiş veya onun tarafından terk edilmiş hayvanlar için yetimhaneler var. Oraya küçük bir dişi maymun getirdiler. Ölmek üzereydi ama veterinerler olağanüstü bir iş başardılar, yaşattılar onu. Tabii büyüyünce onu tabiata bıraktık. Yıllarca o bölgeye gittim ama uzun yıllar göremedim onu. Sonra bir gün rastladım. Bana bir süre baktı. Sonra yanıma geldi. Dokundu, kokladı ve öyle bir sarıldı ki bana, hepimiz ağladık.”

b55af298-e5cf-4344-8252-aa1aa52e07a1.jpeg

VELİLERE: SİZ DE ANNENİZE-BABANIZA

SORUMLULUĞUNU HATIRLATIN 

 

(*) Ben çocukların anneleri ve babaları üzerinde etkili olduğuna inanıyorum. O nedenle çocuklara hep söylüyorum. Anneniz ve babanız üzerinde etkili olmaya çalışın. Onlara deyin ki ‘İşini, ekonomiyi, alacağın arabayı düşünüyorsun. Ama benim geleceğimi de düşün. Sadece ormanları kurtarabilsek küresel ısınmanın kötü etkilerinin üçte birini önleyebiliriz’ deyin.”

 

HAYAT RİTMİ: 300 GÜN SEYAHAT

EDİP NİYE JET LAG OLMUYORUM  

 

(*) Fareed Zakaria, “84 yaşındasınız, yılda 300 gün seyahat ediyorsunuz. Jet lag olmuyor musunuz?” sorusuna şu cevabı verdi: “Jet lag diye bir şey yok. Hayatın ritmi her yerde aynı. Güneş doğuyor, batıyor. Ona göre yaşıyorum.”

 

GELECEK: ŞU 4 ŞEYE

ÇOK GÜVENİYORUM 

 

(*) BİR: “Tabiat öyle bir şey ki, bakarsanız geri geliyor.”

(*) İKİ: “Ormanlar kurtuluyor.”

(*) ÜÇ: “Dijital teknolojiler ve sosyal medya çok kuvvetli. Bir yerde orman mı yok ediliyor, hayvanlar mı öldürülüyor, insanlar akıllı kamera ile çekiyor ve hemen bir yere yüklüyor.”

(*) DÖRT: “İnsan beyni gelişiyor, evriliyor, daha duyarlı hale geliyor.”

 

TANIŞMA: MAYMUNLA İLK

DEFA 10 YAŞIMDA TANIŞTIM

 

(*) “Hayatımda ilk defa bir maymunu 10 yaşımda tanıdım. Bir kitapta görmüştüm. O günden sonra peşine takıldım. Hâlâ peşlerinden gidiyorum.

Annem bu ilgimi görünce bana şunu söyledi: ‘Bu konuyla ilgilenmeyi çok istiyorsan çok çalışman gerekir’.”

 

KADER: LONDRA’DA ÇOK

SIKICI BİR İŞİM VARDI AMA 

 

(*) Üniversiteye gidemedim. Çünkü paramız yoktu. Burs da bulamadım. O nedenle eğitimi bırakmak zorunda kaldım. Londra’da bir sekreterlik işim vardı. Ama yaptığım iş çok sıkıcıydı. Sonra bir gün Louis Lakey’le tanıştım. Onun asistanı olarak Afrika’ya gittim ve maymunlarla tanıştım.”

 

BENİMLE İLİŞKİ KURAN

İLK ŞEMPANZE DAVİD’Dİ 

 

(*)  “Benimle ilişki kuran ilk maymun David adını koyduğumuz bir şempanzeydi. Beni görünce önce biraz ilerideki çalılara gitti. Yerden bir şey alıp elinde kırdı. Sonra bana doğru geldi, parmağımı çok yumuşak biçimde tuttu. Bu, onun benimle kurduğu ilk temastı. İşte o an ilişki kurduğumu anladım.”

 

MAYMUNLA İLİŞKİDE EN

ÖNEMLİ ŞEY GÜVENDİR 

 

(*) Bir maymunla ilişki kurmak sabır ister. Acele etmeyeceksiniz. Ona sabırla yaklaşacaksınız. Maymunlar için güven çok önemlidir. Maymunlar bana güvendi ve kendilerini açtılar.”

 

SADECE İNSAN ALET KULLANIR DENİYORDU

ÖYLE OLMADIĞINI İSPAT ETTİM 

 

(*) Bilim insanları sadece insanın alet kullanabileceğini söylüyorlardı. Ben bunun böyle olmadığını ispat ettim. Maymunlar alet kullanmayı biliyorlar. Ama üniversite hocaları hiçbir zaman bana inanmadılar. Beni Cambridge’e davet ettiler. Giderken çok korktum. Orada bana bu söylediklerimin doğru ve bilimsel olmadığını söylediler.”

 

BENİM ÖĞRETMENİM BİR

PROFESÖR DEĞİL KÖPEKTİ 
 

(*) “Üniversiteye gitmedim. Akademisyen olmadım. Bilim insanı değilim. Eğitimimi başka yerde aldım. Şanslıydım, çok iyi bir öğretmenim vardı. Köpeğim. Hep onun davranışlarını izledim ve öğrendim. Profesörlerin öğretemediğini o öğretti bana.”

 

MAYMUN DA İNSANLAR

GİBİ İÇ SAVAŞ YAPIYOR 

 

(*) Maymunların kendi içinde bir dengesi var. Uzun süre onları gözlemledim. Ama sonra iki kabilenin karşı karşıya geldiğini gördüm. Bu resmen bir iç savaştı. Bunu ilk defa görmek beni şoke etti. Ama yine de bunun insanlarınkinden bir farkı var. Burada bir teritoryal, yani yaşama alanı rekabeti söz konusu. İnsanlar gibi ekonomik veya işgal amaçlı değil. İnsanların savaşları daha farklı.”

 

SON ANDA EKLEDİĞİ

ÇOK İLGİNÇ CÜMLE

 

Konuşması tam böyle bitecekken, bir cümle daha ekledi:

“Şempanzelerden öğreneceğimiz çok önemli bir şey var.

En büyük kavgalardan, savaşlardan sonra bile barış yapmayı biliyorlar…”

 

İSTER DARWİNCİ OLALIM, İSTER

YARADILIŞÇI, MAKUL BİR YER VAR

 

İşte o an aklıma rahmetli Süleyman Demirel’in Türk siyasetine vasiyet gibi bıraktığı o cümle geldi:

“Barışmayı bilmeyenler savaşmamalı…”

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılış oturumundan gelen fotoğraflara bakarken, rahmetli Süleyman Demirel ve Jane Goodall’ın bu sözlerini hatırladım.

İnsan olalım, maymun olalım…

Canlı olmanın yolu bu.

İster Darwinci olalım;

İster Yaradılışcı..

İnsan ve maymun aklının bile buluşabileceği makul bir yer var.

Ona “Millet agorası” diyorlar…

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.