Ertuğrul Özkök: Kasımda yurt dışında 3 bin dolardan fazla “tax free” alışveriş yapan Türklerle ilgili istihbarat raporu

Ertuğrul Özkök: Kasımda yurt dışında 3 bin dolardan fazla “tax free” alışveriş yapan Türklerle ilgili istihbarat raporu

Ertuğrul Özkök bugünkü köşesinde "Kasımda yurt dışında 3 bin dolardan fazla “tax free” alışveriş yapan Türklerle ilgili istihbarat raporu" başlıklı yazısını kaleme aldı.

Önümde çok ilginç bir istihbarat raporu duruyor.

Aralık ayına ait bir rapor.

Raporda yurtdışında alışveriş yapan Türklere ait öyle bir rakam var ki…

Eminim Mehmet Şimşek çok dikkatle okumuştur bu raporu.

Hani TÜİK her ay “Enflasyon iniyor” diye açıklama yapıyor ya…

Gelen istihbarat raporu açıkça “TÜİK verileri doğru değil” diyor.

Bir şirket yurtdışında alışveriş yapan Türkleri izleyip aylık rapor veriyor

Dünyada alışveriş trendlerini izleyen “Global Blue” adlı bir kuruluş var.

Global Blue, seyahat eden insanların yabancı ülkelerde yaptığı alışverişi izleyip istihbarat raporu haline getiriyor ve abonelerine gönderiyor.

Buradaki bilgiler tabii ki alışveriş yapan vatandaşların ülkelerinin ekonomik durumu hakkında ilginç veriler ortaya koyuyor.

Önce şuna bakalım.

Kimdir bu yurtdışında alışveriş eden Türkiye vatandaşları?

3 binle 20 bin Euro arasında alışveriş yapanlara ne deniyor?

Global Blue analizcileri, yurt dışında alışveriş yapan insanları, dolayısıyla Türk vatandaşlarını da 4 kategoriye ayırıp inceliyor.

(*) DÜŞÜK HARCAMA GRUBU: 3 bin Eurodan az alışveriş edenler.

(*) VARLIKLI GRUP: 3 bin ile 20 bin Euro arası alışveriş yapanlar.

(*) HNW1 GRUBU: 20 bin ile 70 bin Euro arası alışveriş yapanlar.

(*) UHNW1 GRUBU: 70 bin Euro üzerinde alışveriş yapanlar.


Özellikle mağazalarda tax free alışveriş yapanların rakamları

Bu rakamlar nasıl hesaplanıyor?

Şirketin veri analizcileri yurtdışındaki mağazalarda alışverişte “tax free” kayıtlarına bakıyorlar.

Alışveriş rakamlarını da bu “tax free”, yani vergi indirimli satışlar üzerinden hesaplıyorlar.

Şu bilgiyi de vereyim.

Bu rakamlar tabii ki dünyada seyahat etme imkânına sahip olup, seyahat eden insanların yaptığı alışverişi gösteriyor.

Yurtdışına giden Türkler neden alışveriş yapar?

İnsanlar yurtdışında iki nedenle alışveriş ediyor.

Ya ülkelerinde bulamadıkları şeyleri veya o ülkeye ait hatıra eşyalarını alıyor.

Ama asıl motif, bir ürünü yurtdışında daha ucuza bulabildikleri taktirde alıyor.

Bu bilgilerden sonra gelelim istihbarat raporundaki rakamlara…

Son 10 ayda ve özellikle kasımda bütün dünyada artış var

Son 10 ay ve özellikle geçen ay, bütün dünyada seyahat eden kişilerin alışveriş eğilimlerinde pozitif bir artış olmuş.

Kasım ayında Amerikalıların alışverişi yüzde 24, Avrupa Birliği üyesi olmayan Avrupalıların yüzde 30, Çinlilerin yüzde 31 artmış.

Bu artış yüzde 30’lar civarında olmuş.

Özellikle Avrupa ülkelerine gelen Arap, Çinli ve Japonların alışverişlerinde yüzde 25’lere varan artış gözleniyor.

Geliyorum en ilginç rakama…

Avrupa’da tax free alışverişi en çok artan ülke vatandaşları kimler?

Avrupa’da yüzde 30 artan tax free satışlarda en çok hangi ülkeden gelen insanların alışverişi artmış?

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının…

Son 3 ayda Avrupa’ya giden Türkiye vatandaşlarının tax free alışverişinde yüzde 64 artış olmuş.

Kasım ayındaki artış ise inanılmaz…

Yüzde 7 …

Bu artış ne anlama geliyor? Zenginimizin tuzu kuru mu?

Bu rakamları nasıl yorumlayacağız?

Ben ekonomi uzmanı değilim. Bu rakamları okuyabilen bir uzmana sordum.

“Cevabı çok basit” dedi ve devam etti:

“Bu rakamın tek anlamı var. Türkiye’de fiyatlar anormal yüksek kalmış. Yani Avrupa Euro bazında bile bizden daha ucuz hale gelmiş. O nedenle yurtdışına giden ihtiyacını da oradan karşılıyor.”

Huuu TÜİK! Hani düşmüştü enflasyon?

Demek ki TÜİK’in her ay düştüğünü söylediği enflasyon yurtdışına giden Türklerin enflasyonuna uymuyor.

Veya yurtdışına giden Türkler bir memleketteki vitrin fiyatlarına bakıyor, bir oradaki fiyatlara…

Bir de tax free eklenince…

Sonuç bu rapordaki gibi oluyor.

Türkiye’de satıcının yüzü asılırken, yurtdışındakinin gülüyor.

İstinye Park

Türkiye’deki bütün tax free satışın yüzde 34’ü İstinye Park’tan

İsterseniz bir de yabancıların Türkiye’de yaptığı tax free alışverişe bakalım.

Bu konuda raporda ayrı bilgi yok.

Ama dün İstinye Park’a gittim. Epeydir gitmiyordum ve burada çok büyük değişiklikler olmuş.

Anlatacağım ama önce İstinye Park projesini hayal eden, hayata geçiren ve bugün işletme fakültelerinde ders olarak okutulacak bir başarı ile yöneten iki iş insanından aldığım bilgiyi aktarayım.

Dün Zafer Yıldırım ve Zafer Kurşun’la sohbet ederken öğrendim.

Türkiye’de yapılan toplam tax free satışın yüzde 34’ü İstanbul ve İzmir İstinye Park’ta gerçekleşiyormuş.

Herhalde dünyada başka hiçbir yerde böyle bir rakam yoktur.

İki İstinye Park’a yılda giren insan sayısı

Bu arada bir başka müthiş rakam daha öğrendim.

İstanbul’daki İstinye Park’a yılda giren insan sayısı 15 milyon civarındaymış.

Daha da ilginci, İzmir İstinye Park’a giren insan sayısı da aşağı yukarı bu kadarmış.

Ancak İzmir’de yapılan alışveriş miktarı yüzde 40 azmış.

Ortadaki ana meydan neredeyse tamamen LVMH

İstinye Park’da çok ciddi değişiklikler olmuş.

Bir kere dünyanın en büyük lüks grubu LVMH’nin İstinye Park’taki görünürlüğü çok artmış.

Louis Vuitton, Dior, Tiffany, Bulgari, Loro Piano, Loewe gibi dev markalar girişteki meydanın neredeyse tamamını kaplamış.

LVMH’nin bulunduğu köşe binanın façasını sanatçı Seçkin Pirim tasarlamış.

Bu tasarım LVMH kataloglarına girmiş.

Bu arada Tiffany de neredeyse New York Beşinci Cadde’deki kadar büyük bir vitrin yapmış.

Michelin listelerinden iki restoran İstinye’de

İstinye Park’ta en dikkatimi çeken değişiklik ise buranın bir bölümünün kaliteli bir yeme içme mekânı haline gelmiş olması.

Sadece Zuma, Masa gibi restoranlara sahip olan İstinye Park’ın şimdi Da Mario ve Mezzaluna gibi iki İtalyan’ı da var.

Şimdi bir de geçen hafta Michelin listesine giren Lucca’nın prestijli markası Cantinery de İstinye Park’a geldi.

Bugüne kadar sadece Zuma Michelin tavsiye listesine girmişti.

Şimdi Bodrum Lucca ile Michelin listesine giren Cem Mirap, ikinci markası Cantinery ile İstinye Park’a geldi.

Zorlu Center’da açtığı ilk Cantinery ile büyük başarı elde eden Lucca’nın sahibi Cem Mirap eminim burada da iyi bir performans gösterecek.

Yılbaşı ışıklandırmaları ile insanı bambaşka bir yere götüren İstinye Park’ta Cem Mirap’la bir geç öğleden sonra yemeği epeydir özlediğim bir şeydi.

Orada etrafa bakarken kendi kendime şunu dedim.

Orta Doğu’da her şey berbat giderken, bizim ülkemizde hâlâ güzel giden şeyler var.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.