Ertuğrul Özkök: Karanlık bir “Annus Horribilis’in” aydınlık ve renkli 20 insanı
Ertuğrul Özkök bugünkü köşesinde "Karanlık bir “Annus Horribilis’in” aydınlık ve renkli 20 insanı" başlıklı yazısını kaleme aldı.
“Annus Horribilis” Latince bir kelime.
Oxford İngilizce Sözlüğü’nde “Berbat Yıl” veya “Korkunç Yıl” karşılığı kullanılıyor.
Öyle pek ayağa düşmeyen aristokrat bir kavram.
İlk defa 24 Ekim 1992 günü İngiltere Kraliçesi Elizabeth tarafından kullanılmış.
Çünkü o yıl Kraliyet ailesi için felaketler üst üste gelmiş.
İspanya Kralı Juan Carlos için ise 2007 yılı bir “Annus Horribilis” olmuş.
Yani insanoğlunun yeni keşfettiği bir kavram bu.
BAŞLANGIÇTA HASRETLE
HATIRLAYACAĞIMIZ YILLARI ANLATIYORDU
Oysa kökeni çok eski ama çok farklı.
Şair John Dryden 1666 yılında ilk defa “Annus Mirabilis” kavramını kullanmıştı.
İnsanoğlunun hasretle hatırlayacağı bir yılı kastetmişti.
Ne yazık ki, 20’nci yüzyılın sonundan, özellikle de 21’inci yüzyıldan itibaren insanoğlunun “Unutmak istediği” berbat yıllar yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz.
ANNUS HORRİBİLİS MAVİ
KANLILARDAN HALKA İNDİ
Başlangıçta, mavi kanlılara ait bir felaketi simgeliyordu.
21’inci yüzyıl liderleri ülkelerine “Annus Mirabilis” yaşatamadı.
Annus Horribilis, artık halkların felaket yılı oldu.
AMA BU KARANLIK YILDA DA
İYİ BİRKAÇ İNSAN VARDI
Bu karanlık yılın bile aydınlık insanları vardı.
Bu yıl kaybettiğimiz ünlü yönetmen Rob Reiner’in filminin adı gibi:
“Birkaç iyi insan…”
Altı yıldan beri kendimce yılın bana umut veren 20 insanını seçiyorum.
Siyasilere hiç girmiyorum.
Bazıları tanıdığınız, bazıları ise belki de çok azınızın tanıdığı insanlar bunlar.
Bazılarına itiraz edebilir, hatta “Yok artık” diyebilirsiniz…
Ama diyorum ya…
“Bana göre…”
SİZ DE BİR 20 AYDINLIK
LİSTESİ YAPABİLİRSİNİZ
Siz de “size göre” bir liste yapabilirsiniz.
Belki sizinki daha haklı olabilir.
Ama en azından bu insanlara kendi gönlümüzde payelerini veririz.
İşte bana göre bu karanlık 2025’in aydınlık birkaç insanı.
HALİT ERGENÇ: KRAL KAYBEDERSE KİMLER
NE KAYBEDER SORUSUNUN CANLI CEVABI

O büyük bir aktör.
Herkes biliyor.
Muhteşem Yüzyıl’ın muhteşem Süleyman’ı…
Sahnede büyük bir aktör, evinde büyük bir eş ve baba.
Hangi role soyunsa, o rolü harika giydiriyor.
Bu yıl Türkiye’de bir “Kral Kaybederse” fenomeni vardı.
Kaybedeceği ilan edilen kral ise oydu.
Kral kaybetse bile o kazandı.
Türkiye’de ve dışarıda herkes onun oyununu konuştu.
Türk dizilerini dünya pazarına çıkaran büyük oyuncular neslinin baş aktörlerinden.
Bu yıl listemizin de krallarından oldu.
ÖMÜR AKKOR: GÖBEKLİTEPE’DE 12 BİN YIL
BEKLEYEN BUĞDAYIN ARKEOLOG FIRINCISI
Adını mutlaka duymuşsunuzdur.
Ömür Akkor…
Türkiye’nin en ünlü şeflerinden biri…
Ama onun daha da önemli bir özelliği var.
Aynı zamanda Anadolu mutfağı ve arkeolojisi üzerine saha çalışmaları yapıyor.
Yani bir “gastronomi arkeoloğu” o aynı zamanda.
2022 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verildi ve çok hak edilmiş bir ödüldü.
Türk Hava Yolları’nın uzun mesafe hatlarında verilen o ünlü Göbeklitepe ekmeğinin mucidi…
O bölgede yaptığı kazılardan bulduğu buğdayla üretti o ekmeği.
O buğdaylar ki, 12 bin yıl boyunca kendisini bulacak arkeolog fırıncısını beklemişti.
Yılın 20 ismi arasında kesinlikle o da var.
SEVİL ATASOY: NARİN CİNAYETİNİN
HEPİMİZE HATIRLATTIĞI BİR MESLEĞİN KAHRAMANI

O bir adli tıp uzmanı.
Ama sadece bir uzman değil. Giderek önem kazanan adli tıp mesleğinin rol modeli.
Narin cinayeti…
Ahmet Minguzzi cinayeti.
Rojin Kabaiş cinayeti…
Ahsen Meva bebek olayı.
Bu yıl, geçen yıl, önceki yıl bütün Türkiye’nin konuştuğu,
muhtemelen gelecek yıl ve ondan sonraki yıl da konuşacağı kadın ve çocuk cinayetleri, çözemediğimiz, çözmediğimiz trajediler devam ettikçe…
Onu ve bu mesleği daha iyi anlayacağız, öğreneceğiz…
Hatta hepimiz birer adli tıp uzmanı olacağız.
İşte o bilincin oluşmasında Sevil Atasoy’un muazzam katkısı oldu.
Bu mesleği Türkiye’de tanıtan, popülerleştiren yeni nesil adli tıp uzmanlarının öncüsü o.
Türkiye’de yüzlerce kızı bu mesleğe yönlendiren bir rol modeli.
Sadece bu yılın değil, geçen yılın, gelecek yılın da insanı.
FERAH ZEYDAN: MERSİN SOKAĞINDA INSTAGRAM GAZİNOSU AÇAN
“BANKSY” ŞARKICISI
Onu ilk defa “X Faktör” programında tanıdık.
Ama asıl bu yıl Instagram’da parladı.
Kısacık saçları, hep gülümseyen yüzü ile bize, hepimizin bildiği şarkıları söylüyor.
Her şarkının başında, onu kime yolladığını öyle hoş bir ifade ile anlatıyor ki…
Bir daha seyrediyorsunuz.
“Bu şarkı, kendini padişah sananlara gelsin” diyor.
“Bu şarkı yakamızdan bir türlü düşmeyi bilmeyenlere gelsin…”
“İnsafsızlara gelsin…”
Gelsin dediklerinin hepsi hayatımızda var zaten…
Çocuklukla gençlik arasında tereddütlü hünsa bir yüz.
Hep gülüyor, gülümsüyor.
Kendine ait çok özel, çok özgün bir şarkı söyleme tarzı var…
İddialı değil ama farklı…
Çok güzel seçilmiş bir repertuvar.
Güney Gazetesi’ne verdiği mülakatta da “1994’te Suriye’nin Tartus şehrinde doğdum. Hatay/İskenderunluyum” diyor.
Mersin Nevit Kodallı Güzel Sanatlar Lisesi’nde okumuş.
Banksy nasıl sokak sanatçısı ise, o da kendini sokak sanatçısı görüyor.
Sokağa Instagram üzerinden çıkan harika bir kız. Türkiye’nin ilk Instagram gazinosunu yarattı. Her paylaşımı harika. İçimi açıyor.
700 bin takipçisi var, biri de benim.
“Annus Horribilis’ten” biraz olsun kurtulalım diye sanki özel seçilip gönderilmiş.
FATİH KARACA: LONDRA’NIN OXFORD CADDESİNE
“FUTURE STORE’U” SOKAN TÜRK GİRİŞİMCİ

Çok genç yaşta bir aile şirketinin başına geçti.
Bir cam eşya, tabak şirketini Türkiye’nin en büyük ev-yaşam, sofra kültürü ve teknoloji grubu yaptı.
Türkiye sınırları yetmedi, dünyaya açıldı ve Karaca’yı “küresel bir yaşam tarzı markası” hâline getirdi.
Flying Tigers, Shark Ninja gibi dünya devleriyle iş birliği yaptı.
Ve sonunda, dünyanın en küresel eğlence şovu sayılan Oscar Ödülleri töreninin kapısına dayandı.
Geleneksel tören sonrası yemeğinin servis takımlarının altına bir Türk markasını yazdırdı.
Tören yemeği için yaptığı özel “Red Carpet Koleksiyonu” bugün Avrupa’da birçok masaya girdi.
Ve son olarak Noel ayında Londra’nın en ünlü caddesi Oxford’da açtığı geleceğin dükkânı (Future Store’un) önünde kuyruklar oluşturdu.
Tereciye tere satmak gerçekten başarı ise, işte size bir küresel terecilik örneği.
Karaca küresel pazarda Türk bayrağını dalgalandıran en vizyoner şirketlerimizden biri…
Ve onun CEO’su olarak Fatih Karaca da bu alkışı hak ediyor.
VAHAP MUNYAR VE DOĞAN AKIN: SÜRDÜRÜLEBİLİR
YENİ BAĞIMSIZ MEDYANIN İKİ GİZLİ KAHRAMANI

Biri Vahap Munyar…
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin güvenilir başkanı.
Aynı zamanda “Ekonomim” gazete ve e-gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni.
Yıllardır ekonomi gazeteciliğine güven ve istikrar denilen çok önemli iki karakterini veren insanlardan.
Vizyoner Anadolu iş insanının gönüllü savunucusu.
Zordaki gazetecilerin, emekli basın mensuplarının koruyucu abisi.
Öteki Doğan Akın…
T24 haber sitesinin kurucusu ve genel yayın yönetmeni.
Yeni ve bağımsız medyanın en istikrarlı mecralarının başında geliyor.
Geniş bir düşünce yelpazesi var.
Bağımsız gazeteciliği sürdürebilen mecranın kaptanı.
Her ikisi de Türkiye’de yeni medyanın kaptanları olarak bu yılın insanları arasına girmeyi hak ediyorlar.
ERGİN ATAMAN: MİLLİ TAKIMIMIZI ZİRVEYE
TAŞIYAN POTALARIN TÜRK MOURINHO’SU
Son üç yıl kadın voleybolunun kanatlandığı yıllardı.
Bu yıl erkek basketbol millî takımımız, Avrupa’nın geleneksel devlerini teker teker yıkarak finali oynadı.
Avrupa ikincisi oldu.
Oyuncularımız harikaydı.
Ama bu takımın arkasında artık bir Avrupa efsanesi hâline gelen Koç Ergin Ataman vardı.
Bazıları ona “Potaların Mourinho’su” diyor.
Anadolu Efes’i iki defa, Yunan Panathinaikos takımını bir defa EuroLeague şampiyonu yaptı.
Bu yıl Türk millî takımını ikinciliğe taşıdı.
Sadece teknik performansıyla değil, ama aynı zamanda “bench’e” getirdiği renkle de bu yılın insanı seçilmeyi hak etti…
TEKNOFEST: UZAY VE HAVACILIK FAN’I
GENÇLERİN WOODSTOCK FESTİVALİ
Açık adı “Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali.”
Her yıl 1 milyona yakın genç bu festivale katılıyor.
Gençlerin kurduğu 1 milyona yakın takım bu festivale katılmak için başvuruyor.
Havacılık ve uzay teknolojisinin Woodstock Festivali burası.
Ve bunun başında bir vakıf var.
“Türkiye Teknoloji Tanıtım Vakfı…”
Başkanı genç bir teknoloji girişimcisi:
Selçuk Bayraktar.
Sadece dünyanın en ünlü İHA’larını üreten şirketin başkanı değil.
Aynı zamanda bu harika festivalin de fikir babası, kurucusu ve yürütücüsü.
Bu listeye geçtiğimiz yıllarda İHA teknolojisinin geliştiricisi olarak girmişti.
Bu yıl da bu harika festivalin düzenleyicisi olarak giriyor.
SELÇUK YÖNTEM VE IŞIL KASAPOĞLU: TÜRK
BROADWAY’İNİ YARATAN İKİ BÜYÜK SANATÇI
Biri Işıl Kasapoğlu…
Son 5 yılın iki süper prodüksiyonu, Amadeus’u ve Don Kişot’u sahneye koyan yönetmen.
Öteki Selçuk Yöntem…
Her iki oyunun da baş oyuncusu…
İkisi yan yana gelince, tiyatro büyüyor.
Sahne büyüyor.
Kadro büyüyor ve kendi çapında bir Türk Broadway’i ortaya çıkıyor.
Son 5 yılın süper Türk tiyatrocuları onlar.
Sahne büyüyünce, salon büyüyor, seyirci büyüyor ve tiyatro bir ekonomi hâline dönüşüyor.
Bu yıl sahneledikleri Don Kişot’la ise sahnelerde adeta bir “casting” şovu yaptılar:
Selçuk Yöntem, Zuhal Olcay ve Cengiz Bozkurt…
Hepsine alkışlar.
KEŞANLI ALİ: SİNEKLİDAĞ’IN 60
YAŞINI DOLDURAN ANTİ KAHRAMANI

Her yıl 20 insan arasında 1 kişilik “anti kahraman” kontenjanımız da var.
Bu yılki “Keşanlı Ali…”
Hayali Sineklidağ’ın hayali Keşanlısı…
O popülist bir anti kahraman.
1964 yılında doğdu.
Türk tiyatro tarihinin belki de en başarılı oyunun kahramanıydı.
Yazarı Haldun Taner, onu Ankara’da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde ders vermeye gittiğinde Altındağ semtinde yaptığı gözlemlerle yaratmıştı.
“Keşanlı Ali Destanı” belki de Türkiye’nin ilk yerli ve yüzde 100 millî Broadway oyunu oldu.
Dile kolay, 60 yıl boyunca sahneleri doldurdu ve doldurmaya devam ediyor.
60 yıl boyunca bize kahraman diye yutturulan popülist karakterlerin gönüllü replikasıydı Keşanlı Ali’miz…
Kahraman diye bildiğimiz bazı insanların aslında nasıl uydurulmuş kahramanlıklar olduğunu anlattı.
60 yıl boyunca yoksul insanların içine düştükleri çaresizlikler içinde, böyle kendi yarattıkları sahte kahramanlara taptıklarını gösterdi bize.
Dünyanın dört bir tarafındaki yoksul insanlar bu 60 yıl boyunca uyduruk sahte popülist kahramanların arkasından yürümeye devam ettiler.
Keşanlı Ali 2024’te 60 yaşını doldurdu.
Yapı Kredi Yayınları bu yıl o kitabın özel bir baskısını yaptı.
Keşanlı Ali, uyduruk ama şahane “Mükremin abimiz” gibi hep hayatımızda kaldı.
Sana daha nice yıllar muhteşem Keşanlı Ali’miz…
CAN ORTABAŞ: BAĞYOLU İLE BİR GASTRONOMİ
BÖLGESİ YARATAN URLALI VİZYONER BAĞCI
Onun için “Urla markasını yaratan insan” deniyor.
Gerçekten de Urla Meydanı’na bir şehir kahramanları anıt parkı yapılsa, Tanju Okan’ınkinin yanına heykeli dikilecek insandır.
Ölmüş Urla bağcılığını dirilten tabiptir.
Urla’yı Toscana yapan şarap kültürünün ve üretiminin kapısını açan insandır.
Bıkmadan usanmadan bölgesini anlatan büyük şehir hikâyecisidir.
Onun öncülüğünde yaratılan “Urla Bağyolu” bugün dünya şarap kültürü haritasında en bilinen destinasyonlardan biri hâline geldi.
Kısaca o bir şehir kahramanıdır.
Her şehrin, her bölgenin araması, arayıp da bulması gereken kahramandır.
Onun için “Urla’nın Yılmaz Büyükerşen’i’dir” de diyebilirsiniz.
BLOK3: BU YIL İLK 10’A 4 ŞARKI SOKAN
GEBZELİ RAP/TRAP STREAMİNG FENOMENİ
Türkiye onu “Blok3” olarak tanıyor.
Kocaeli Gebze doğumlu olduğunu biliyoruz.
Ama gerçek adını saklı tutuyor ve kendini şöyle tanımlıyor:
“İnternet çağının hızlı yükselen sokak sesi…”
Nasıl bu kadar hızlı yükseldi diye sorunca cevabı şu:
“Zamanlama artı format artı algoritma…”
Biraz derine inerseniz de şu:
“Kısa, vurucu hook’lar…”
“Tek cümlede akılda kalan slogan sözler.”
“15-30 saniyelik sosyal medya videoları…”
“Sevmeyi Denedim” şarkısı işte bu formülle sadece Spotify’da bir yılda 236 milyon kere dinlendi.
Alkışlar bu sokağın esrarengiz sesine…
HALUK BİLGİNER–FEYYAZ YİĞİT: TÜRKİYE’DE
ÖLDÜ DENİLEN SİNEMAYI CANLANDIRAN İKİLİ
Bu yıl sinemanın da “Annus Horribilis”iydi…
Koltuklar boş kaldı.
Filmler gişede çakıldı.
Herkes “Sinema öldü” diyerek helvasını yemeye başladığı sırada bir mucize oldu.
Yıl bu karamsarlıkla biterken Kasım ayında bir olay patladı.
“Yan Yana” filmi vizyona girdi.
İlk hafta sonu 230 bin kişi seyretti.
Bugüne kadar, yani 35-40 günde, 2 milyona yakın insan bu filmi izlemek için sinema salonlarına koştu.
Üç kahramanı var.
Büyük oyuncu Haluk Bilginer.
Büyük oyuncu Feyyaz Yiğit.
Tabii yönetmen ve senaryoyu adapte eden Mert Baykal.
Siz bunu seyrederken film 260 milyon TL’ye yakın gişe hasılatı yapmıştı.
Alkışlar onlara…
ALPEREN ŞENGÜN: NBA TRİBÜNLERİNİ
FETHEDEN GİRESUNLU MEGA ALL-STAR
![]()
İki sezondur NBA’de bir Türk efsanesi yükseliyor.
Houston Rockets’ın 2.11’lik pivotu…
Oyun zekâsı ve top dağıtma yeteneği ile çok farklı bir oyuncu.
NBA’de 4.000 sayı barajını geçen oyuncular liginde.
Bir Türkiye hayranı.
İstanbul’u, Türk yiyeceklerini ve rakıyı anlatan video paylaşımı olay oldu.
Spor tutkusu Allah vergisi…
Sempatiklik Allah vergisi.
Oyunculuk performansı kendi çabası ve disiplini…
Alperen büyük oyuncu…
Büyük karakter…
Houston tribününün ve halkının sempatisini Türkiye sempatisine çevirmeyi bilen bir simyacı o…
Bu yıl 20 kişilik listenin zirvesine oturmayı fazlasıyla hak etti.
Helal olsun sana Alperen…
Rakip takımlara ve çekemeyenlere attığın sayılara devam…
Hatta uzaktan sayı yetmez, şöyle
esaslı bir “dunk” yap…
Bütün millet ayakta alkışlasın seni…
BİRKAÇ İYİ İNSAN: BEYKOZ’UN GARİBAN
SOKAK HAYVANLARI HASTANESİ PERSONELİ

İstanbul’un artık tam teşekküllü bir hayvan hastanesi var.
Amerikan Animalia Hastanesi.
Parası olanların hayvanları için mükemmel bir hastane.
Ama Beykoz Belediyesi’nin sahipsiz sokak hayvanları için açtığı gariban hayvan hastanesi var.
O da tam teşekküllü.
Kurucu bir vizyon, fedakâr ve bilgili bir personel.
Bu hastaneyi kuran eski belediye başkanı Murat Aydın’a ve şimdi aynı tutkuyla sürdüren yeni Belediye Başkanı Alaattin Köseler’e bütün hayvanseverler adına teşekkürler.
Ama en büyük alkış gariban hastanesinin fedakâr personeline…
Kimsesizlerin kimsesi oldukları için bu yıl “İyi 20 İnsan” arasına girdiler.
SİERRA NEVADA’NIN KARIKOCA TÜRK’Ü:
KOVBOY FİLMLERİNİN DEKORUNDA BİR TÜRK MUCİZESİ
Eren ve Fatih Özmen…
Biri İstanbul Teknik Üniversitesi, öteki İstanbul Üniversitesi mezunu iki Türk.
Sonra Amerika’ya yerleşip Sierra Nevada Corporation adlı şirketi alıp, bugün havacılık, uzay ve savunma sanayinde bir dev hâline getirdiler.
Eren Özmen bugün Forbes’a göre “kendi servetini kendi yaratan” dünya yöneticilerinden biri.
Karı koca toplam servetleri 10 milyar dolar.
Ama asıl servetleri yarattıkları bu dev teknoloji şirketi.
İşleri Amerika’da…
Ama kökleri burada…
O yüzden başarıyı burada kutluyoruz.
Bu yıl alkışı fazlasıyla hak ettiler.
ALTI MANİFEST KADIN: BİR SAHNEDEN İNDİRİLDİ,
MÜZİKSEVERLER 60 MİLYON SAHNEYE ÇIKARDI
Altı cesur kadın.
Mine Solak, Lidya Pınar, Esin Bahat, Hilal Yelekçi, Zeynep Sude Oktay, Sueda Uluca…
Türkiye onları 7 Şubat 2025’te tanıdı…
Dedim ya, cesur kızlar.
Güçlü bir kadın dili…
Meydan okuyan bir duruş.
Önce sahne “davranışları” gerekçesiyle soruşturma açıldı.
Türkiye turneleri iptal edildi.
Sonra yurt dışı yasağı getirildi.
Yetmedi, 3 ay hapis cezası…
Suçları ağırdı…
İstanbul Sözleşmesi’ni iptal eden Türkiye’de normal şeyler…
Ama bütün bunlar Manifest’in 2025 Türkiye pop müzik tarihine geçmesine engel olamadı.
Bazı şarkılarını sadece Spotify’da 60 milyon kişi dinledi.
Bu yılın sahne insanları arasındalar.
ASELSAN VE TUSAŞ: TÜRKİYE’Yİ DÜNYA
TEKNOLOJİ LİGİNE SOKAN İKİ MİLLÎ KURULUŞ
Hiç kuşkusuz bu yıl bütün karanlığın içinde iyi olan birkaç şeyden ikisi…
Biri ASELSAN, öteki TUSAŞ…
Tabii ki Savunma Sanayi Müsteşarlığı…
ASELSAN elektronik savaş alanında harikalar yarattı.
Bazen bir haftada 5 yeni başarıya imza attı.
Gökkubemizi savunmak için muazzam adımlar attı.
TUSAŞ ise sivil ve askerî havacılıkta Türkiye’yi dünya devleri arasına sokan KAAN ve HÜRKUŞ uçaklarımızı kanatlandırdı.
1970’li yılların ortasında rahmetli Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan tarafından temelleri atılan, rahmetli Süleyman Demirel ve Turgut Özal tarafından yüzlerce adım öteye götürülen, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kanatlandırılan iki gurur verici kuruluşumuz.
Yöneticisine, mühendisine, programcısına, işçisine, tüm çalışanına destek veren siyasetçilerine…
Tabii o mühendisleri, programcıları, çalışanları yetiştiren Cumhuriyetimize ve onun eşitlikçi eğitim sistemine…
Hepsine teşekkür.
İZMİR GÜL SOKAK–DENİZLİ ÇAMLIK SAKİNLERİ:
YILBAŞI CIVILTISINI VE AYDINLIĞINI BÜTÜN TÜRKİYE’YE YAYAN İKİ MAHALLE
Elinde kılıçla mihraba çıkan, “Yılbaşı kutlamayın” diyen o Diyanet İşleri Başkanı gitti, ülkemize bu yıl renkli bir yılbaşı geldi.
İzmir bu yıl daha cesur, daha cıvıl cıvıl, daha renkli.
İşte o İzmir’de bir sokak burası.
Mahalle şahane ışıklandırıldı. O cıvıltıyı Instagram üzerinden hepimize bulaştırıyor.
O mahallenin yanında yılbaşı hayali çeken dört mekân daha var.
İzmir Reyhan Pastanesi.
Kuşadası Ania Pastanesi.
İstanbul Kadıköy Cafer Erol Tatlıcısı…
Ve Mersin’in Noel Pazarı…
Bir de Denizli’nin Çamlık mevkii var.
Instagram’dan neşeye boğdular bu karanlık Annus Horribilis’in son ayını…
Bu renkli, cıvıl cıvıl yılbaşı için hepsine teşekkürler.
FATİH ALTAYLI VE SEYİRCİLERİ: YENİ MEDYADA
“BOŞ KOLTUK MUCİZESİNİ” YARATAN İKİLİ

Hiç kuşkusuz bu yıl medyada yılın olayı “Boş Koltuk mucizesiydi…”
Onu da Fatih Altaylı ve seyircileri birlikte yarattı.
Altaylı geçen yıl da listemizdeydi.
Bu yıl da aynı yerde.
Geçen yıl onun YouTube kanalı için “İşten atılan gazetecinin tek kişilik zaferi” demiştim.
Çünkü “tek kişilik yeni medyanın” hem mühendisi hem inşaat işçisiydi.
YouTube’da “dünyanın sayılı megastarları” arasına girmişti.
Her programını 1 milyondan fazla insan izliyordu.
Bu yıl bu listeye Silivri Cezaevi’nden giren ilk kişi oldu.
Çünkü içinde hiçbir suç unsuru bulunmayan bir konuşması nedeniyle orada.
Ama orada da öyle bir yeni medya yarattı ki…
Adı Boş Koltuk’tu.
Her sabah o boş koltuğu bir milyondan fazla insan seyrederek doldurdu.
Yepyeni bir medya daha doğdu. Dünyada ilkti.
O nedenle bu yıl yılın insanları listesine “Fatih Altaylı ve seyircilerini” birlikte soktuk.
Çünkü o boş koltuğu birlikte doldurdular.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.