Ertuğrul Özkök: Javier Bardem’in Boynundaki Filistin Poşusu Bütün Ümmet’in 25 Maddesinden Daha Mı Etkili

Ertuğrul Özkök: Javier Bardem’in Boynundaki Filistin Poşusu Bütün Ümmet’in 25 Maddesinden Daha Mı Etkili

Ertuğrul Özkök bugünkü köşesinde "Javier Bardem’in Boynundaki Filistin Poşusu Bütün Ümmet’in 25 Maddesinden Daha Mı Etkili" başlıklı yazısını kaleme aldı.

Geçen Cumartesi ile Pazar günü arasında geçen 24 saatte Gazze’yi ilgilendiren iki gelişme oldu.

Bu gelişmeler bize “Ümmet’in”, yani İslam Dünyasının ne durumda olduğunu çok çarpıcı biçimde gösterdi.

Cumartesi gecesi ABD’nin Los Angeles şehrinde “Televizyonun Oscarları” denilen Emmy ödülleri töreni vardı.

Töreni canlı yayında seyrettim.

 

BARDEM, BOYNUNDA POŞU VE

YUMRUĞU HAVADA NE DEDİ

 

Gecenin olayı İspanya’nın en önemli erkek oyuncusu sayılan Javier Bardem’in sahneye boynunda Filistin poşusu ile çıkmasıydı.

Pazartesi sabahı Number 1 FM’deki 2 dakikalık yorumumu buna ayırdım.

Bardem, çok etkileyici bir de konuşma yaptı..

Daha geçenlerde onu Brad Pitt’in yanında “F1” filminde izledik.

 Hollywood’da böyle önemli ve parasal boyutu büyük işler alan bir sinema oyuncusu olarak çok da riskli bir şey söyledi:

“İsrail ile iş yapan bir şirketle benim işim olmaz” anlamına gelen bir sözdü bu.

2456539a-06f9-4550-8985-936fa63c660d.jpeg

ERTESİ GÜN BÜTÜN

ÜMMET KATAR’DAYDI

Ertesi gün ise Katar’ın başkenti Doha’da “İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği" olağanüstü ortak toplantısı vardı.

Bu toplantı sonunda 25 maddelik bir bildiri yayınlandı.

Bildiriyi baştan sona iki defa dikkatle okudum.

 

BİRİ DİPLOMAT BİRİ DIŞPOLİTİKA

UZMANI İKİ KİŞİYE SORDUM

 

Sonra, birisi eski diplomat, uluslararası ilişkiler konusunda uzman ve görüşlerine çok değer verdiğim iki arkadaşımla birlikte birer kere daha okuduk.

Uzun paragraflardan oluşan 25 maddelik bir bildiri.

Tam metni İslam İşbirliği Teşkilatı’nın resmi sitesinde İngilizce olarak var.

Ayrıca Türkiye’de bazı siteler 25 maddelik bildirinin Türkçe tam metnini yayınladı.

Vaktiniz varsa lütfen girip siz de okuyun.

1a3ea84a-9f36-4630-a4ab-41b27279aef9.jpeg

25 MADDELİK UPUZUN BİLDİRİDE

“DENİLEBİLENLER” ŞUNLAR

 

İslam İşbirliği Teşkilatı’nın 57 üyesi var.

Bu 57 üyesi bir araya gelip, İsrail’in Katar’a yaptığı saldırıya karşı ortak bir metin imzalıyorlar.

(*) BİR: İçinde bir tek yeni unsur yok.

(*) İKİ:  Uzun paragraflar ve maddeler neredeyse aynı cümlelerin tekrarından ibaret.

(*) ÜÇ: İsrail’e karşı bütün İslam dünyasını harekete geçirecek tek somut öneri, eylem unsuru yok.

 

NATO ANLAŞMASINA BENZEYEN

BİR MADDE AMA O DA EKSİK

 

(*) DÖRT: Sadece 3’üncü maddede NATO Anlaşmasının 5’inci maddesine benzer bir cümle var. “Katar’a yapılan saldırının bütün Arap ve üye devletlere yapılmış sayılacağını, Katar’ın buna karşı alacağı önlemlerde yanında yer alındığı” ifade ediliyor.

NATO Anlaşmasının 5’inci maddesinde, "Üye ülkelerden birine yapılacak saldırıda bütün üye ülkelerin o ülkenin yardımına gideceği ” açıkça belirtiliyor.

Ümmet bildirisindeki “Yanında yer almak” ifadesi NATO cümlesinin yanında çok muğlak kalıyor.

BEŞ: Kısaca özetlersek; Sadece Katar’la dayanışma duygusunu ifade eden bir bildiri.

 

ACABA TOPLANTI ARASI SOHBETLERDE 0, 10 UÇAK

KATAR’A “NEREDEN GİTTİ’Yİ”  KONUŞTULAR MI

 

Bildiri hiçbir özelliği olmayan sıradan bir “Diplomatik text”

Benim asıl merak ettiğim konu başka…

Mesela toplantı aralarında gayrı resmi sohbetlerde “İsrail uçaklarının Katar’a kadar nerelerden geçerek geldiğini birbirlerine sormuşlar mıdır?

Veya kendilerine gelen istihbaratı, fısıltıyla da olsa,  paylaşmışlar mıdır?

Ben havacılık uzmanı değilim. Savunma uzmanı da değilim.

Sadece iyi bir National Geographic, Discovery Channel ve BBC Earth seyircisiyim.

Siz de benim gibi yapın.

 

4 ÜMMET ÜLKESİNİN ÜZERİNDEN

UÇMADAN KATAR’A GİDİLİR Mİ

 

Açın Orta Doğu haritasını koyun önünüze.

Bir uçak İsrail’den Katar’a hangi yoldan gider bakın.

Suriye, Irak, Ürdün ve Suudi Arabistan üzerinden uçmadan Katar’a gitmek mümkün mü.

İsrail ile Katar arasında bazı hesaplara göre 1200 bazılarına  göre 1800 km mesafe var.

 

HAVADA YAKIT İKMALİ

YAPTILARSA KİM YARDIM ETTİ

 

Yani o gün o salonda oturan bu 4 ülkenin delegeleri 10 veya 12 uçaktan oluşan İsrail filosunun, kendi hava sahalarından geçip geçmediğini bilmiyorlar mı.

Havada yakıt ikmali yaptılar mı, yaptılarsa kim yardım etti, bir fikirleri var mı…

Yoksa hepsinin hava savunma sistemleri “düşman tanımlama” yazılımlarında İsrail’i “Dost ülke” olarak tanımladıkları için hiçbir şey yapmamışlar mı.

 

HEP BATI’NIN İKİ YÜZLÜLÜĞÜ”

DİYORUZ ..YA “ÜMMET’İNKİLER”

 

Hep Batı’nın “İki yüzlülüğünden” söz ediyoruz.

Ya bu mahallenin iki yüzlülüğü…

Arkadaşlar hala bu uçuşun sırrını çözmeye çalışıyorlar.

Yoksa “Doha’da konuşulan Doha’da kalır, Ümmet’in kolu kırılır yen içinde mi kalır?”

Ha bu konuda yine de en açık ve net duruşu Türkiye’nin sergilediğini düşünüyorum, o da başka…

Zaten, kesin bilgim olmasa da,  metinin bu haliyle çıkmasını bile büyük ölçüde Türkiye’nin sağladığına eminim.

Neyse asıl meselem bu değil, geçiyorum.

 

ERTESİ GÜN DÜNYA MEDYASINDA

BARDEM VE ÜMMET NE DURUMDA

 

24 saat içinde dikkatimi çeken bu iki olaydan sonra ertesi gün ve daha ertesi gün dünya medyasını izledim.

Her yerde Javier Bardem’in Emmy törenindeki boynunda Filistin poşusu ile yumruğu sıkılı fotoğrafı konuşuluyordu.

Dünya gençlerinin artık ana medyası olan Tik Tok, Instagram, X ve bana gelen  WhatApp mesajları onun fotoğrafları ile doluydu.

İktidara yakın Türkiye medyası “Çok sert bildiri” diye başlık atıp, altında kadife eldiven içindeki bildiriye bizi inandırmaya çalışırken, o bildiriden çok daha cesur bir iş yapan İspanyol aktör, İsrail’e verilecek en etkili  dersi veriyordu.

3b178017-cd70-4739-a1d0-0716ef0cc8d2.jpeg

NİYE BİR AKTÖR BÜTÜN

ÜMMET’TEN ETKİLİ İŞ YAPTI

 

Açıkça söyleyeyim, bir sinema oyuncusu, Ümmet’in 57 ülkesinden daha etkili bir iş yaptı geçen Pazar ve Pazartesi günü.

Niye böyle?

Maalesef bu soruya muhafazakar kesimden ciddi bir cevabın gelebileceğine olan inancımı artık kaybettim.

O nedenle ben kendi cevabımı vereyim.

 

DİKTATÖRLÜKTEN KURTULMUŞ

DEMOKRAT BİR ÜLKENİN ÇOCUĞU

 

Çünkü Javier Bardem demokratik bir ülkenin, İspanya’nın çocuğu…

1969 doğumlu.

Yani İspanya’da Franco diktatörlüğü döneminde doğmuş.

Hayatında babasının pek yeri yoktu. Annesi Pilar Bardem ise Franco rejimine karşı mücadele etmiş sol bir aktivistti.

Ülkesi İspanya, Franco diktatörlüğü yıkıldıktan sonra millet olarak tarihi bir karar almış, geçmişle hesaplaşma yerine ileriye bakarak bugün dünyanın en güçlü demokrasilerinden birini kurmuştu.

Bugün bakın dünya ülkelerine…

Gazze’deki İsrail vahşetine karşı en büyük direnişi yapan ülkelerin başında İspanya var.

 

BİR DE DOHA’DAKİ

ÜMMET’E BAKIN

 

Ya geçen Pazar Doha’da bir araya gelen “Ümmet…”

Aralarında bir tek doğru dürüst demokrat ülke var mı.

İnsan Haklarına saygı, Adalet, Özgürlük o ülkelerin sınırlarından girebiliyor mu…

Bir tek Türkiye vardı bu sorulara “Evet” diyebilecek.

Atatürk’ün kurduğu, İsmet Paşa’nın çok partili hayata geçirdiği demokratik İslam ülkesi…

Bugün onun ne durumda olduğunu da Silivri Cezaevine bakın anlarsınız.

 

BERNARD LEWIS’İN ÖLMEDEN

ÖNCE SORDUĞU SON SORU

 

Hayatı boyunca Müslüman Dünya’yı anlamaya çalışan Yahudi düşünür Bernard Lewis son kitabında İslam alemine bir soru sormuştu.

Özeti şuydu:

“Hep başkaları yüzünden geri kaldık diyorsunuz. Peki kendinize hiç sordunuz mu “Biz nerede yanlış yaptık” diye.

Sormadık soramadık.

Sormaya korktuk, şimdi daha da korkuyoruz.

 

ÜMMET OLARAK GÜÇLÜ OLAMIYORSAK

ÖNCE MİLLET OLARAK GÜÇLÜ OLALIM

 

Bir düşünün…

57 ülkenin onay verdiği o 25 maddelik, bizim iktidar medyamıza göre “Çok sert” bildiriden sonra ne oldu?

İsrail ertesi gün Gazze’yi işgale başladı.

İsrail’in katliamlarına, hukuk tanımaz tavrına karşı yayınlanan o 25 maddelik zavallı bildiri bize şunu söylüyor:

Artık bu soruyu kendimize sorma zamanı geldi.

Bırakın Ümmet olarak hep birlikte bir “Kutlu Dava Gücü” olmayı.

Önce Türkiye olarak güçlü olalım.

Bakın bildiride arabulucu olarak Rusya’nın, Ürdün’ün, Mısır’ın adı geçiyor, ama Türkiye yok.

 

ÖNCE BARDAKOĞLU’NUN

“YÜZLEŞME” KİTABINI OKUSAK

 

Sormaya başlamanın ilk adımı da, elinde kılıçla Fetih Müslümanlığına soyunan Ali Erbaş yerine, bütün milletin Diyanet İşleri Başkanı olmak için çalışan Ali Bardakoğlu’nun “Yüzleşme" kitabını okumak olabilir.

Çünkü “Ümmet” olarak değil, ama “Millet” olarak güçlü olmanın sırrı orada yazılı…

Önce Adalet…

Gerçek Adalet.

Özgürlük…İnsan Hakları…

Gerçek bir demokrasi yani.

Bugünkü Türkiye artık çok “Eski bir Türkiye’dir.”

Yeni Türkiye bu temel üzerine kurulmalıdır.  

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.