Hepimizin yakın kronolojimizde unuttuğu iki gerçek var…
(*)BİR: Recep Tayyip Erdoğan, siyasi hayatının ilk büyük başarısını İstanbul Belediye Başkanlığı seçiminde aldı
(*) İKİ: Erdoğan, yirmi yıl boyunca Türkiye çapında girdiği bütün seçim ve referandum savaşlarını kazandı.
Ama İstanbul'da girdiği 4 savaşın dördünü de kaybetti.
Türkiye'nin neredeyse beşte birinin yaşadığı şehirdeki bu kronolojik gerçeği çoğumuz unutuyoruz.

Allah aşkına şu 1994 ibret tablosuna bir daha bakın

Ama asıl unuttuğumuz gerçek şu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'da girdiği ilk savaşı nasıl kazandı?
Daha doğrusu bu savaşı onu kim kazandırdı.
İsterseniz 29 yıl öncesine dönüp Erdoğan'ın o ilk zafer gününe bir kere daha hatırlayalım.
İlk olarak 1994 yılının o gününde Erdoğan'ın ilk zaferini elde ettiği o seçimin şu tablosunu önümüze koyup bakalım.

15 milyonluk şehri, yüzde 25 oy ile almak

O gün seçim yapılmış ve akşam önümüze şu tablo gelmişti…
(*) BİRİNCİ: R. Tayyip Erdoğan (RP) YÜZDE 25.1
(*) İKİNCİ : İlhan Kesici (ANAP) YÜZDE 22.1
(*) ÜÇÜNCÜ): Zülfü Livaneli. (SHP) YÜZDE 20.3
(*) DÖRDÜNCÜ: Bedrettin Dalan. (DYP) YÜZDE 15.4
(*) BEŞİNCİ: Necdet Özkan (DSP). YÜZDE 12.4
Yaşı 45'ten küçük olanlar için belki bu çok uzak bir mazi…
Bilmeyebilirler.
Ama 50 yaş üstü herkesin çok iyi bildiği bir tablo bu…
Biliyoruz ama unuttuk.

1994 yılında görevi Nurettin Sözen'den (solda) görevi devralan Erdoğan ve dönemin Refah Partisi lideri Necmettin Erbakan 

Erdoğan her 4 kişiden birinin, İmamoğlu her 2 kişiden birinin oyu ile

Lütfen tabloya bir kere daha dikkatle bakın.
Erdoğan ilk seçim zaferini sadece yüzde 25 oyla almış ve 15 milyonluk İstanbul şehrinin belediye başkanı seçilmişti.
Bir düşünün… Son seçimde İstanbul'un şimdiki belediye başkanı Ekrem İmamoğlu yüzde 48 oy aldı seçimi kazandı ama bu rakama bile itiraz edildi.
İkinci turda yüzde 54.21'le seçildi.
Yani Erdoğan'ın aldığı oyun iki katından fazla bir oy ile.

Merkez solun oyu yüzde 32.7'ydi ve bölünmeseydi Erdoğan'ı geçecekti

Ama bu tabloda gördüğümüz tek kronolojik gerçek bu değil…
Bir de 1994'te yapılan o seçimde sol partilerin aldığı toplam oy var.
Bu seçime katılan ik parti SHP ve DSP, bugün bildiğimiz CHP'nin içinden çıkmış iki sosyal demokrat partiydi.
Onların aldığı oyları alt alta yazın.
Ne buldunuz?
Yüzde 32.7
Yani sadece bölünmemiş bir CHP bile o seçimde Erdoğan'ı geçip belediye başkanlığını alabilirdi.

Merkez sağın oyu yüzde 40,5'di, bölünmeseydi Erdoğan'ı geçecekti

Bu tabloda çok çarpıcı bir başka kronolojik gerçek daha var:
DYP ve ANAP'ın oylarını toplarsanız, merkez sağın oyu da 40.5…
Buna merkez solun yüzde 32 oyunu da eklerseniz, yüzde 73 ediyor…
Yani İstanbul'un merkez siyaset oylarının toplamı yüzde 73'tü…
İslami muhafazakâr siyasetin temsilcisi RP'nin oyu ise sadece yüzde 25…
Aynı yıl Ankara Belediye Başkanlığı da aynen böyle kaybedilmiş ve siyasi islamı referans alan RP'nin adayı belediye başkanı olmuştu.
1994 yılında İstanbul'u alan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi kariyeri ondan sonra yükseldi.

1994 yerel seçimlerinde İstanbul'da oy oranları

Yüzde 25'le başlayan Erdoğan için muazzam bir başarı

Önce AKP Genel Başkanlığı, sonra 2002 seçimleri, 20 yıl boyunca bütün referandum ve seçimleri kazandı.
Bir siyasetçi için muazzam denilecek bir başarı hikâyesi bu…
Ama Türkiye çapında bu kadar başarılı bir siyasetçi olan Erdoğan, İstanbul'da girdiği 4 savaşın dördünü de kaybetti…

Ekrem İmamoğlu, tekrarlanan İstanbul yerel seçiminde yüzde 54,21'le belediye başkanı seçilmişti. 

Düş kırıklığına uğramış bir vatandaş olarak haykırıyorum

Düş kırıklığına uğramış bir vatandaş olarak şunu haykırmak istiyorum:
28 Mayıs günü bu ülkenin yarısına, tarihinin en büyük düş kırıklığını yaşattınız.
Ülkeninin yarısını "özyurdunda parya" hissedecek bir ruh çöküntüsüne soktunuz.
Bunun sorumlusu sizsiniz…
Ama maşallah CHP genel merkezinde, Allah'ın bir tek kulunda bile bizlerin yaşadığı düş kırıklığı ile empatinin zerresi yok.
Büyük bir pişkinlikle kongreler yapılıyor, üstelik bir de değişim isteyen insanlara neredeyse hain muamelesi çekiliyor.

Çıkın artık o Sovyet tarzı komünist mabedi gibi binadan

Beyler…
1994'ten buna yana, 29 yıldır İstanbul halkının tutumunda değişen bir şey yok…
İstanbul'un referandumunda, Erdoğan'a "hayır" diyen merkez ruhu hâlâ yerinde…
Kaybolan, kaybedilen tek şey umut…
Hiçbir şey yokmuş gibi hizip kavgaları, koltuk ihtirasları ile devam ederseniz…
Bilin ki 1994 geri dönecektir…
Sadece İstanbul'da değil…
İzmir'de, Adana'da, Hatay, Antalya, Mersin'de de sonu aynı olacaktır…
Ondan sonra özür dilemek için halk arasına çıkma cüretiniz bile kalmayacak.
Çıkın artık o Sovyet nomenklaturasının komünist mabetlerini andıran genel merkez binasından…