Ertuğrul Özkök: Emel… Niye ben kendimi Amerika’da daha huzurlu hissediyorum?

Ertuğrul Özkök: Emel… Niye ben kendimi Amerika’da daha huzurlu hissediyorum?

Ertuğrul Özkök bugünkü köşesinde "Emel… Niye ben kendimi Amerika’da daha huzurlu hissediyorum?" başlıklı yazısını kaleme aldı.

Son zamanlarda hiçbir cümle beni bu kadar etkilemedi…

Hiçbir cümle beni bu kadar hüzünlendirmedi…

Kahretmedi…Düşündürmedi…

Oysa çok basit, çok sıradan bir cümle…

“Emel, niye ben kendimi Amerika’da daha huzurlu hissediyorum…”

 

***

Söyleyen…

Geçen hafta kaybettiğimiz büyük sanatçımız Muazzez Abacı…

Bu vasiyetname cümleyi bize aktaran ise Emel Sayın…

Aynı kuşağın bir başka büyük sanatçısı…

Bir dönem Türkiye’sinin; Hani son 15 yıldır “Eski Türkiye” diye horlanan, aşağılanan yılların Türkiye’sinin güzide sanatçıları…

whatsapp-image-2025-11-17-at-20-38-47-2.jpeg

***

 

Emel Sayın arkadaşının ölümünden sonra ağlayarak anlatıyor bize:

“En son birlikte konser yapmıştık. Hatta öyle uzaklara dalıp bana demişti ki;

“Emel niye ben kendimi Amerika’da daha huzurlu hissediyorum…”

 

***

 

Hakikatten niye…

Oysa o buraların, Türkiye’nin kızıydı.

Levent Cantek’in ölümünden sonra yaptığı harika paylaşımda dediği gibi;

“Boksör Sarı Oktay’ın Ankara Kolejli kızıydı…”

Soyadı Polis kocasından kalmaydı…

Yeşilçam’ın beyaz perde kolejlisi değil, Ankara Koleji’nin gerçek “Kolejli kızıydı…”

Hasan Heybetli’nin sevgilisi olacak kadar da kafasının dengine yürüyen, yüreğinin git dediği yere tereddütsüz  giden harbi kızdı…

 

***

 

12 Eylül yıllarında, Fransa’nın Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı dostum Philippe Baude, Ankara’da evlenmişti.

Fransa Büyükelçisi Sefarette, üzerinde Fransa bayrağının renklerinden oluşan  tricolor kuşağı ile nikahını kıyarken şahidi bendim.

Akşamı evinde  Muazzez Abacı’nın şarkısını söylüyorduk.

“Beraber yürüdük biz bu yollarda…”

Philippe ülkesine dönerken yanında götürdüğü iki üç Türk plağından biriydi Muazzez Abacı’nın şarkısı…

 

***

Yani, tam “Buraların” kızıydı Muazzez Abacı…

Sevgilileri buraların erkekleriydi.

Aşklarını hep buralarda yaşamış, şarkılarını hep buralarda söylemişti.

Kendi parasını buralarda kazanmıştı.

Öyleyse şimdi neden…

“Niye ben Amerika’da daha huzurluyum” diye soruyordu, kendisi gibi buraların bir başka kızına…

Arkadaşı Emel Sayın’a…

 

***

Emel Sayın “Çünkü kızın orada torunun orada” demiş…

Hepimiz biliyoruz ki, sadece o değildi, içindeki hüzün.

Türk sanat müziği söylüyordu ama Jazzy bir kadındı Muazzez Abacı…

Atatürk’ün Ankara’sında okumuş, İstanbul’unda yaşamıştı.

Amerika’daki torununa da o kolejli kız ruhunu emanet etmişti.

Hele hele son zamanlardaki o kısa saç kesimi ile yine Ankara Kolejli o kız olmuştu.

whatsapp-image-2025-11-17-at-20-38-47-1.jpeg

***

 

Hepimiz Leonard Cohen’in şarkısındaki o sözlerin şifresini çöze çöze yaşıyoruz artık…

“Everybody knows…”

“Herkes biliyor, zarların hileli olduğunu

Herkes biliyor savaşın bittiğini

Herkes biliyor iyi adamların kaybettiğini

Herkes biliyor dövüşün hileli olduğunu…

Herkes biliyor geminin su aldığını…”

 

***

 

Herkes biliyor ki…

Tersine çevrilmiş  şiir gibiyiz artık…

Kendi ülkesinde parya…

Herkes biliyor ki…

Üç gün kendimizi dışarı attık mı…

Başka diyarların huzurundan çalınmış üç günü, Nazım Hikmet’in Pazar güneşi gibi içimize çeke çeke yaşıyoruz…

 

***

 

Büyük sanatçıydı Muazzez Abacı…

Büyük kadındı…

Kendi yolunu çizen,

Öldüğünde bize o şarkıyı miras bırakan Türk kadınlarındandı.

“My Way” deyip Samanyolunun tozlu ışıkları arasında Tinker Bell gibi zarif adımlarla uçup giden kadındı……

Ve giderayak bize işte o cümleyi bırakarak…

“Emel niye ben kendimi Amerika’da daha huzurlu hissediyorum…”

 

***

Çünkü  bizler artık birer Nilüfer çiçeğine döndük Muazzez…

Kendi bedenimizde birer hüzünlü kutsal Lotus dövmesi gibiyiz  artık…

Kökleri olmayan birer Lotus gibi mutluluğu başka sularda arayan ölü canlar hale geldik.

Oysa hepimiz bu topraklara köklerimizden sımsıkı bağlı rengarenk çiçeklerdik bizler.

 

***

 

Emel Sayın’ın bize aktardığı o cümleyi düşünürken, Melike Demirağ’ın Instagram’da bir paylaşımı düştü gözlerime…

Hayatı Eski Türkiye’nin sürgünlüklerinde geçmiş bir sanatçı, bize Yeni Türkiye’nin hüznünü anlatıyordu…

İsimler sayıyordu neredeyse ağlayarak…

“Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Merdan Yanardağ, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Ahmet Özer, Rıza Akpolat, Ekrem İmamoğlu, Fatih Altaylı, Zeydan Karalar, Muhittin Böcek, Tunç Soyer… Ve daha adını burada anamadığım nice nice değerli insan bugün cezaevinde…

Bugünün siyasi ortamı bunu gerektirdiği için, suçsuz yere, haklarındaki suç iddiaları ispat edilmediği halde içerdeler…”

Böyle diyordu…

whatsapp-image-2025-11-17-at-20-38-47.jpeg

***

 

Bunları söyleyen kadın da bir sanatçı…

Hepimizin ruhuna o şahane “Arkadaş” şarkısını işleyen kadın…

Güzel ve özgür bir Türkiye için geçmişte bedeller ödemiş bir sanatçı..

Memleketinden uzak, sürgünde yıllarını geçirmiş bir Üsküdar Koleji kızı o da.

Bugün kendi topraklarında huzuru bulamayanlardan biri…

 

***

 

Hepimiz Çetin Altan’ın ölürken bize bıraktığı o hüzünlü verasetin gölgesinde  yaşıyoruz artık.

“Hayal ettiğimiz ülke bu değildi…”

Artık hepimiz, Muazzez Abacı’nın o hüzünlü cümlesini, veda şarkısı gibi dinliyoruz.

Oysa o şarkı bir  zamanlar, aynı yollarda birlikte yürümenin huzurunu anlatıyordu bize …

Şimdiyse içimizdeki taşlaşmış plak,  Leonard Cohen’in o mahur şarkısını çalıyor:

“Everbody knows…”

 

***

Arada bir dışarı gidebilenlerimiz hüzünlerini o soruyla dile getiriyor:

“Emel… Niye ben kendimi Amerika’da daha huzurlu hissediyorum…”

Gidemeyen, hep içerde kalmaya mahkum olanlarımız ise biraz daha alçak, biraz daha ürkek sesle fısıldıyor:

“Emel... Niye biz kendimizi kendi ülkemizde huzursuz hissediyoruz…”

 

***

 

Güle güle bizim güzel kolejli Muazzez Abacı'mız…

Ah bu şarkılarının gözü kör olsun…

Giderayak yaktın bizi yine Emel’e sorduğun o hüzünlü  soruyla…

Şimdi bize her şey seni  ve o veda şarkını hatırlatacak…

 

***

 

Bu arada…

AKP’liler de çok severdi o şarkıyı…

Bakarsın hepimize hatırlatır bu soru, unuttuğumuz  “vicdan” ve “adalet”  denen o kelimeleri…

Bakarsın bir gün yine kendi ülkemizde huzuru yeniden keşfederiz…

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.