Ertuğrul Özkök: Elektronik müzik tutkunu DJ Kral'a o soruyu ancak rock'çı bir gonzo sorabilirdi
Ertuğrul Özkök bugünkü köşesinde "Elektronik müzik tutkunu DJ Kral'a o soruyu ancak rock'çı bir gonzo sorabilirdi" başlıklı yazısını kaleme aldı.
Londra, Royal Albert Hall sahnesi…
Sahnede tanıdığımız bir sima duruyor.
Elinde gitarı, başında o bildiğimiz şapkası ve gözlükleriyle konuşuyor…
Biraz sonra İngiliz pop müzik tarihinin en önemli anma konserlerinden biri başlayacak…
Hayatını kaybeden ünlü gitarist Jeff Beck’i anma konseridir bu…
Birazdan sahneye çok bildiğimiz isimler çıkacaktır.
Eric Clapton, John McLaughlin, Ronnie Wood, Gary Clark Jr., Imelda May, Billy Gibbons, Rod Stewart…
Aynı gece Heathrow'da bir Boeing 747 uçak
Royal Albert Hall’deki o konserin yapıldığı gece, Londra’da Heathrow Havalimanı'nın köşesinde duran bir Boeing 747 uçağı çok az insanın dikkatini çekmişti.
Üzerinde Suudi Arabistan yazısı vardı ve görenlerin çoğu Suudi Havayollarına ait bir uçak sanmıştı onu.
Oysa o uçak bugün Suudi Arabistan’ın güçlü Prensi Muhammed bin Salman’ın özel uçan sarayıydı.
O gece Royal Albert Hall’de sahneye çıkan o şapkalı adam ise Johnny Depp’di…
Suudi Arabistan Prensi Muhammed bin Salman'ın özel uçağı
Uçuştan önce Saray'da sorulan soru: Gerçekten o gün o adama ne oldu
Onu bir akşam önce konsere Salman’ın Heathrow’da bekleyen özel kraliyet uçağı getirmişti.
Konserden sonra Johnny Depp’i alıp yine Riyad’a doğru havalanacaktı.
Ama anlatacağımız asıl hikaye, o uçak seyahatinden günlerce önce Prens bin Salman’ın Riyad’daki Sarayı'nda sorulan bir soru ile ilgili.
Vakit gece yarısını geçmişti.
Elektronik müzik tutkunu olan Suudi Arabistan Prensi Muhammed bin Salman’ın en büyük meraklarından biri DJ’lik yapmaktı…
Geceleri yaşayan, gündüzleri uyuyan bir kraldı.
İşte öyle elektronik müzik ağırlıklı bir DJ’lik seansından sonra otururlarken Johnny Depp, Suudi krala o soruyu, sorulabilecek en direk cümleyle sormuştu:
“Gerçekten o gün o adama ne oldu?”
MBS çok rahat bir ifade ile konuşmaya başladı
O güne kadar bu soruyu kimse ona bu kadar direkt bir cümle ile sormamıştı.
Kral biraz sustu, sonra güzel bir İngilizce ile tane tane anlatmaya başladı…
Hayret edilecek derecede rahattı…
Ama isterseniz önce şu sorunun cevabına bakalım:
Johnny Depp dünyanın en güçlü yöneticilerinden biri olan Prens bin Salman’a bu soruyu böyle sorabilecek kadar samimi hale nasıl geldi…
İşte hikayenin en ilginç tarafı bu zaten…
Bunun için 2022 yılının Temmuz ayına dönüyoruz.
Suudi Arabistan Prensi Muhammed bin Salman
Mayıs 2022, Paris Versailles Sarayı
Yer Paris yakınlarındaki Versailles Sarayı'nın koridorları.
Kentucky’li Johnny Depp, başındaki Kral 15’nci Louis dönemine ait peruğu düzeltip yüzüne fondöten sürmektedir.
Birazdan “Jeanne du Barry” filminin bir sahnesi çekilecektir.
İşte tam o sırada filmin yapımcılarından biri Johnny Depp’e, bir mesaj getirir.
Prens Bedr bin Ferhan El Suud’un kendisiyle görüşmek istemektedir.
450 milyon dolarlık Salvatore Mundi pazarlığını yapan adam
Mesajı gönderen Prens, Suudi Arabistan’ın dünya sanat çevrelerince çok iyi tanınan Kültür Bakanı'dır ve Prens Muhammed bin Salman’ın da yeğenidir.
Dünya kültür çevreleri onun adını Leonardo da Vinci’nin çok tartışmalı tablosu “Salvator Mundi’nin” 450 milyon dolara satın alınması sırasında duymuştu.
Johnny Depp hiç düşünmeden cevabını verir:
“Kesinlikle söz konusu değil. Kontratımda da böyle bir madde yok…”
Gonzo gazeteci Hunter S. Thompson'un müridi Depp
Johnny Depp….
İsyankar gitarist Keith Richard’ın arkadaşı…
Ondan da isyankar gazeteci yazar Hunter S. Thompson’un neredeyse müridi…
Gazeteciyi parçalara ayırtmış bir Suudi kralla görüşmesi söz konusu olamaz…
“Gonzo” ruhlu bir sanatçının asla yapmayacağı bir iştir bu onun için.
Üstelik bütün Hollywood, Martin Scorsese gibi bir efsanenin milyonlarca dolarlık teklife rağmen Suudi Arabistan’daki sinema festivaline katılmayı reddettiğini konuşmaktadır.
Mr Depp, bu adam filmin büyük yatırımcısı
Ancak iş bu kadar basit değildir. Prens Bedr, kısa süre önce aniden Johnny Depp’in oynadığı bu filmin önemli yatırımcılarından biri olmuştur.
Nitekim birkaç gidip gelmeden sonra Johnny Depp, Prens Bedr’le görüşmeyi kabul eder.
Görüşme o kadar iyi geçer ki, 60 yaşına giren aktör bir iki ay sonra kendini Suudi Arabistan Kralı Muhammed bin Salman’ın karşısında bulur.
Prens Bin Salman 2030 Reform hedefindeki isimler
Prens Muhammed bin Salman, dünyadaki kısaltılmış adıyla MBS, ülkesini dünyanın en büyük ekonomi, spor ve kültürel güçlerinden biri haline getirecek 2030 reformlarını uygulamaya koymuştur.
Ama önce halletmesi gereken bir sorun vardır.
İstanbul’da öldürülen gazeteci Kaşıkçı’nın bozduğu imajını düzeltmek.
Bunun için dünyaca bilinen “Efsane isimlere” ihtiyacı vardır.
Bunun ilk adımı Ronaldo ve Messi olmuştur.
Ama asıl hedefi Johnny Depp gibi bir protest bir ismi Suudi Arabistan’ın yanına çekmektir.
İkisi de hayatlarının zor bir döneminden geçmektedir.
MBS’nin başında Kaşıkçı olayı…
Johnny Depp’in başında ise ayrıldığı eşi Amber Heard’la yaşadığı sorun vardır.
Ayrıca hesapsız harcamaları bütçesini epey boşaltmıştır.
Elektronik müzikçi bir DJ ve rock gitaristi bir müzisyen
Ama bunlardan bağımsız ikisi herkesi hayretler içinde bırakan bir dostluk kurarlar.
Johnny Depp 60, kral 38 yaşında olmasına rağmen ortak bir tutkuları vardır.
Müzik…
Gerçi Johnny Depp rock’çı, kral ise elektronik müzikçidir ama müzik müziktir.
Johnny Depp gittiği her yere gitarı ile gittiği için Saray’da da yanında gitarı vardır.
Mekke yakınlarında pop müzik konseri
Biraz önce de yazdığım gibi kral aynı zamanda profesyoneller kadar başarılı amatör bir DJ’dir.
150 metrelik Kraliyet yatının bir bölümü bir düğme ile diskotek haline getirilmekte ve orada sık sık müzik platosunun başına geçmektedir…
Onun müziğe tutkusu Suudi Arabistan’ın o katı geleneksel ve muhafazakar yapısını da değiştirmektedir.
Bir zamanlar müziğe tamamen kapalı Suudi Arabistan artık Orta Doğu’nun en büyük müzik festivaline ev sahipliği yapmaktadır.
Mısırlı sanatçı Amr Diab’ın Mekke yakınındaki konserine 100 binden fazla insan katılmıştır.
Ülke ilk güzellik yarışmasını yapmaya hazırlanmaktadır.
Johnny Depp'in Riyad'e gelirken koyduğu şart
Johnny Depp, Suudi Arabistan’a gelirken bir şart koymuştur.
Orada bulunduğu sırada hiçbir fotoğrafı medyaya servis edilmeyecektir.
Edilmez de…
Ama Suudi Arabistan’ın en kapalı yerleri bile ona açılır.
Üstelik de oralara Kral'ın özel helikopteri ile gider.
Kralın çöldeki ultra lüks saray gibi çadırları bile ona açılır. Onun iktidara gelişinden önce dış dünyaya kapalı bir şehir olan Al-Ula’ya gider. Orası artık Suudi Arabistan’ın kültürel merkezlerinden biri haline gelmiştir.
En önemlisi Johnny Depp bu ziyaretler ve gecelerden sonra artık Prens bin Salman’ın ülkesini değiştirme vizyonuna inanmıştır.
Bunun açıkça söylemektedir artık.
O andan itibaren onun Suudi Arabistan’da çekilmiş fotoğraflarını da görmeye başlarız.
Onun bu sözlerinden sonra basketbolun efsanesi LeBron James de Suudi yetkililerle iş meselelerini görüşmeye başlamıştır.
İşte böyle bir DJ seansı sonrası Kral'a sorulması gereken o soruyu sorar
İşte böyle gecelerden birinde, kralın bir DJ’lik seansından sonra Johnny Depp o soruyu sorar:
“Gerçekten o gün o adama ne oldu?”
Yani Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunda Kaşıkçı’nın parçalara ayrıldığı gün...
Açıkça, “O adamı sen mi öldürttün” imasını taşımaktadır bu soru.
Prens bin Salman kısa bir süre susar ve sonra çok rahat bir tonda, tane tane anlatmaya başlar.
Öldürme emrini ben vermedim ama sonuçta ben sorumluyum
Öldürme emrini o vermemiştir. Ancak sonuç itibariyle öldürülmesinden kendisinin sorumlu olduğunu kabul eder.
Kaşıkçı’nın "yabancı ülkelerin emrinde biri" olduğunu ve kendisinin uygulamak istediği reformları mayınlamaya uğraştığını söyler.
“Ben onun bu suçlardan dolayı tutuklanmasını emrettim” der.
Ancak emir verdiği görevliler bunu yanlış anlamış ve öldürmüştür. Son alarak “O görevliler yargılandı ve ceza aldılar” der.
Krala ait uçan saray Londra'dan ayrılırken gelen ilk içki
Krala ait Boeing 747, Jeff Beck konserinden sonra havalanırken Johnny Depp’e ilk içki servisi yapılmıştır.
Çünkü Suudi Arabistan’da artık onun gibi VIP misafirlere alkol serbesttir.
NOT: Bu konudaki haberleri büyük ihtimalle gazetelerde okumuşsunuzdur. Ancak hikayenin perde arkasında böyle ilginç ayrıntılar da var. Bu ayrıntıları Vanity Fair dergisinin son sayısındaki yazıdan ve sosyal medya ile başka gazetelerde yayınlanan haberlerden aldım. Senaryo kurgusu bana ait.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.