Ertuğrul Özkök | A330 kulisi: Herkes ciddiyken sağdaki niye kahkahayla gülüyor

Ertuğrul Özkök | A330 kulisi: Herkes ciddiyken sağdaki niye kahkahayla gülüyor

Ertuğrul Özkök bugünkü köşesinde "A330 kulisi: Herkes ciddiyken sağdaki niye kahkahayla gülüyor" başlıklı yazısını kaleme aldı.

Bence bugünün tek iç açıcı haberi bu…

Dün Trump kabinesinin eli baltalı “Thor Savunma Bakanına” konsantre olduğum için atlamışım.

Meğer asıl haber Cumhurbaşkanı'nın A 330 uçağından gelmiş.

Azerbaycan dönüşü uçakta çekilen geleneksel gazeteci crew (mürettebat) fotoğrafında bir ilk vardı.

Masanın başındaki klasik fotoğrafta bir kişi gülüyordu.

Hem de kahkahalarla gülüyordu.

Şaşırdım…

Ama bir yandan da çok hoşuma gitti.


Hadi Özışık

Kimdir o sağ koltukta kahkaha ile gülebilen kişi

O uçaktan bugüne kadar sadece ciddi görünümlü, asık suratlı, kadın ve erkek fotoğrafları geliyordu.

Bütün yüzler Cumhurbaşkanı'nın yüzündeki ifadeye endekslenmiş gibiydi.

İlk defa gülen, hem de kahkaha ile gülen, bir erkek fotoğrafı geliyordu.

Hem de bu kişi masada çok imtiyazlı bir yerdeydi.

Cumhurbaşkanı'nın hemen sağında…

Kimdir bu kişi diye baktım.

Meğer bir yeni medya insanıymış.

Gazeteciler.com’un kurucusu ve sahibi Hadi Özışık’tı kahkaha ile gülen.

Bir de Cumhurbaşkanın solunda oturan kişi hafifçe gülüyor.

Geri kalanlar dediğim gibi Cumhurbaşkanı'na endeksli bir ifadeyle poz vermişler.

1731621907287-son-haber-muhabir-psd.jpg

Kimin, nerede oturacağına kim, nasıl karar veriyor

Bu arada bir parantez açıp merak ettiğim bir soruyu sorayım.

O klasik eski medya masasında kimin, nereye oturacağı nasıl belirleniyor?

İletişim Müdürü Fahrettin Altun mu?

Yoksa yaşa göre bir protokol mu var?Yoksa erken gelen sağ koltuğu kapıyor mu?

Tahminim, İletişim Başkanı'nın akreditasyonundan geçmeyen birinin oraya oturması mümkün değil...

Ben, masadaki hayaletim: A330 crew’undan kimse yazmayınca kulis yazmak görevi bana kalıyor

Tabii uçağın içinden kimse bize niye gülündüğünü anlatmadı.

Çünkü oradan sadece merkezden dağıtımlı metinler geliyor.

Bunun üzerine ben kolları sıvadım ve bir pop sosyolog olarak A330’un mürettebatı içine daldım.

İşte size, A330’den gelen ilk kahkahalı karenin perde arkası hikayesi…

Hacı Yakışıklı ve Recep Tayyip Erdoğan (Fotoğraf: Hacı Yakışıklı X hesabı)

O kareden iki dakika önce masada hangi espri yapıldı

Şimdi bu karenin iki dakika öncesine dönüyorum.

Cumhurbaşkanı baştaki koltuğuna oturduğu an şöyle bir diyalog gelişmiş.

Cumhurbaşkanı Erdoğan solunda oturan TV100 tartışmacılarından Hacı Yakışıklı’ya “Hacı sen hala sigara mı içiyorsun?” demiş.

Tahminim, içtiği sigaranın kokusu elbisesine sindiği için fark etti Cumhurbaşkanı…

Hacı Yakışıklı gülümseyerek “Evet” deyince, Cumhurbaşkanı devam etmiş:“Sigara paketin nerede, paltonun cebinde mi?” diye sormuş.

O “Evet” deyince Cumhurbaşkanı, “Öyleyse önce o paketi çöpe atacaksın. Sonra burada söz vereceksin, şu andan itibaren sigara içmek yok” demiş.

Hacı Yakışıklı bu durumda ne diyecek, tabi ki “Evet” diye cevap vermiş.

Cumhurbaşkanı masanın etrafındakilere dönüp, “Siz de şahitsiniz” diyerek konuyu bağlamış.

Recep Tayyip Erdoğan ve İlham Aliyev

Acaba Aliyev’le dargınlık tatlıya bağlandığı için mi

Azerbaycan dönüşü uçakta hava iyiymiş.

Tahminim, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’le “Karabağ alınganlığı” meselesi tatlıya bağlandı…

Hani Cumhurbaşkanı geçtiğimiz aylarda İsrail’e çıkışırken şöyle bir şey demişti ya:

“Nasıl Karabağ’a girdiysek, nasıl Libya’ya girdiysek oraya da gireriz…”

Başta Aliyev olmak üzere bütün Azerbaycan çok alınmıştı bu söze.

Azerbaycan Meclisi ortak açıklama yaparak, “Karabağ’a Azeri milli ordusu girmiştir” demişti.

Galiba Cumhurbaşkanı Erdoğan Aliyev’in’in gönlünü aldı.

Herkes ciddi poz verirken Hadi nasıl oldu da kahkaha atabildi

Tabii bu fotoğraftan geriye şu soru kalıyor.

Masadaki öteki gazeteciler birer Sfenks ifadesi ile gayet ciddi otururken Hadi Özışık nasıl oluyor da gülmeye devam edebiliyor?

Aldığım bilgi şu.

Aslında öteki gazeteciler de gülüyormuş. Ama cumhurbaşkanı gülmeyi kesip, fotoğrafçı deklanşöre basma anına gelince masanın tecrübeli kıdemlileri anında “en ciddi” sphenks moduna geçmişler.

Hadi Özışık ise geçmişte; ÖzalDemirelÇiller’in uçaklarına binmiş bir gazeteci. Yani oradaki rahat ortamlara alışık.

Yeni nesil Cumhurbaşkanı uçağı kadrosu ise tecrübeli, onlar hazır ola geçerken, herhalde Hadi acemi er gibi kahkahaları ile tek başına kalmış.

Yani “zamanın ruhuna” uygun biçimde ciddi bakış moduna geçemediği için böyle istenmeyen bir durum ortaya çıkmış.

30 bin feet’te kare genişletme sorusu

Durun, bitmedi.

Uçakta o gün hava gerçekten iyiymiş.

Çünkü ikinci bir espri daha var.

Hayrettir, AHaber muhabiri Banu El, Cumhurbaşkanı'na şu soruyu sormuş:

“Zirvede Esad’la aynı kareye girdiniz mi?”

Bu soru normal.

Cumhurbaşkanı “Hayır, girmedim” demiş.

İşte bu noktadan sonra A330’da gerçekten bazı şeylerin değişmeye başladığını gösteren şöyle bir ikinci soru gelmiş:

Banu El, iki parmağı ile ekran büyütme işareti yapıp, “Kadrajı genişletince karede Esad da görünüyor” demiş.

Reis son noktayı konunca ısrar edilebilir mi

Herhalde masadaki erkek mürettebatın hayret dolu bakışları altında sormuştur bu soruyu.

Öyle ya Reis son noktayı koyunca ısrar edilir mi…

Valla bayağı cesur bir iş ve bunu o uçakta ancak bir kadın gazeteci yapabilirdi.

Helal olsun Banu’ya…

O anda Fahrettin Altun’un yüzü nasıldı çok merak ettim ama uçaktan gelen, “ölümlü” faniler arasında onun tek kare fotoğrafını göremediğimiz için bilemiyorum.

Tekrar ediyorum, herhalde Cumhurbaşkanı'nın da keyfi yerindeymiş ki o da şu cevabı vermiş:

“Banu çerçeveyi genişletirsen o kareye daha kimler girer…”

Yani Cumhurbaşkanı “Kadrajı daha fazla genişletme” diyor nazikçe…

Riyad'da düzenlenen "İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi"nde çekilen aile fotoğrafında Esad ve Erdoğan aynı kareye girmişti

A330’daki Chetham House kuralları gevşiyor mu

Bu arada Cumhurbaşkanı'na Esed konuşurken neden salondan ayrıldığı da sorulmuş.

Bir protesto amacıyla yapmadığını, başka bir yerde yemek randevusu olduğu için kalktığı cevabı verilmiş.

Ama benim kulağıma gelen şu.

Arap Birliği toplantısında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan konuşurken Suriye Dışişleri Bakanı salonu terk etmiş.

Cumhurbaşkanı da galiba biraz ona misilleme olarak yapmış.

Neyse bakın A330 uçağındaki Çhetham House kuralları galiba biraz gevşiyor.

Yavaş yavaş gülen insan kareleri, espriler sızmaya başladı.

Uçaktaki arkadaşlar şimdilik bu konuları göremiyor ama ben öğrendikçe “A 330’dan canlı yayına” devam edeceğim.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.