Ergene Nehri zehir saçıyor: Herkes kanser
Sanayi atıkları nedeniyle ciddi derecede kirlenen Ergene Nehri, etrafta yaşayan halkın da zehirlenmesine neden oluyor. Halk, yetkilerden çözüm bekliyor.
Trakya bölgesinde yer alan Ergene Nehri'ndeki kirlilik yılladır gündeme geliyor. Ancak nehrin etrafındaki fabrikalar, nehre sanayi atıklarını bırakmaya devam ediyor.
Bölgede yaşayan halk, oluşan kirlilik ve koku nedeniyle çok rahatsız olduklarını ve bu durumun bölgedeki kanser vakalarını arttırdığını söylüyor.
Soruna çare bulunması için bölge halkı bir araya gelerek açıklama yaptı.
Herkesin evinde kanser hastası var
Semra Kocakaraağaç, "1984 yılından beri burada yaşadığını belirterek “Bir senedir eşimin kanseriyle mücadele ediyoruz. O hastanelere git gel süreci çok zor. Gidiyorsun, geliyorsun, hastan çok ağır. Ne olur bizim sesimizi duysunlar. Rica ediyoruz gerçekten. Bu görüntüyü size veriyoruz ama kokuyu size hissettiremiyoruz ya, bir gelin kokuyu da duyun. 5 dakika duramazsınız. Ölmek istemiyoruz. Şu an çünkü evimde hastam var. O yüzden içimiz çok acıyor. Ne olur sesimizi duysunlar” dedi.
Nazile Altınay, “Burada doğdum, burada büyüdüm. Bu dere zamanında balık tutulan bir dereydi. Şu anda hiç yaşanacak bir şeyimiz kalmadı. Soluk alamıyoruz. Ölüyoruz yavaş yavaş. Ben kanser hastasıyım. Kanser hastası oldum derenin kokusu yüzünden. Ablamın ciğeri yok. Bir sürü arkadaşımızın evlerinde hep kanser hastaları var. Buna bir çözüm bulsunlar. Ben torunlarım için geldim. Ben oldum olacağımı. Ben belki de seneye yokum aranızda ama iki tane torunum. Kapı pencereyi açamıyoruz. Her akşam aynı şeyi soluyoruz biz. Kurtulamıyoruz” diye konuştu.
Kimse bize yardım etmiyor, ölüyoruz
“Hepimiz kanser olduk” diyen Ünzile Ülker, “Benim akciğerimi aldılar. Gecenin saat 2’sinde o kokudan ben nefes alamıyorum, kalkıyorum, makineyle ilaç kullanıyorum. Sabah akşam kullanılan şeyi günde 5-6 defa kullanmaya başladım. Çok pis kokuyor. Kimse bize yardım etmiyor, ölüyüz biz” ifadelerini kullandı.
Emine Turgut da “Ben burada doğdum. Burada büyüdüm. Burada yaşıyorum. Artık burası Sağlık Mahallesi değil. Artık burası kanserle adı anılan bir yer oldu. Bizler nefes alamıyoruz. Mesela gecenin saat 2.30’unda nefesimiz, boğazımız, genizlerimiz yanarak uyanıyoruz. Bu koku öyle bir koku ki, sadece koku değil. Bu koku ölüm kokuyor. Bizler yavaş yavaş ölüyoruz. Ben diyorum ki, sesimizi artık yukarıdakiler duysun. Lütfen imdat diyoruz. Her gün imdat diyoruz. Cumhurbaşkanımız dedi ki, ‘Dereyi temizleyeceğim, balıklar yüzecek eskisi gibi’. Ben onların hayaliyle yaşıyorum. Bilmiyorum kurtulacağız mı bu kokudan ama bu kokuyu yaşayan, çeken bilir. Herkes astım hastası burada. Nereyi gezerseniz gezin, her evde bir kanserli hasta var. Artık buradaki nesil 40 yaşından ötesini göremiyor. Sizler de bu kokuyu şu anda duyuyorsunuz, değil mi? Burası Ergene, Sağlık Mahallesi, şu dere ölüm, zehir saçıyor” dedi.
Kanal İstanbul gibi rant haline gelseydi temiz akardı
İbrahim Serbest, 65 yaşında olduğunu söyleyerek “Pankreas kanseriyim. Bu dere Kanal İstanbul gibi sağlı sollu rant çekilseydi tertemiz akardı. Buraya yetkili geldiği zaman E-5’ten içeri buraya inmedi. Gelemez de. Bu kokuyu koklamaya gelemez” dedi.
Mahallede yaşayan CHP Ergene Gençlik Kolları Başkanı Cem Yıldız da “Burada doğdum, büyüdüm. Sağlık Mahalleliliyim. Ben kendimi bildim bileli burası böyle. 25 yaşındayım. 25 yıldır bu şekilde. Cam kapı açamamayı geçtik, güzel yaz günlerinde gençler açısından konuşursak ne insanlar bir bahçesinde oturabilecek durumda hava kirliliğinden, kokudan ne bir parkta, bahçede veya sokağa çıkıp dolaşabilecek durumda. Bütün hayat standartlarını etkileyen bir durum. Ben astım hastasıyım zaten. O yüzden her türlü etkileniyoruz” ifadelerini kullandı.
Etrafında duramıyoruz
Ercüment Tuncay, derenin zehir saçmaya devam ettiğini belirterek “Cumhurbaşkanımızın 2018 yılında, ‘Ergene temiz akıyor’ dediği noktada şu anda Ergene temiz akmıyor. Hâlâ zehri saçmaya, simsiyah akmaya ve etraftaki insanları tek tek öldürmeye devam ediyor. Bir an önce yetkililere lütfen artık sesimizi duyun diyoruz” dedi.
Sağlık Mahallesi Spor Kulübü Başkanı Ersin Sever, “Hemen hemen 200’e yakın öğrencimiz var. Kapalı yüzme havuzumuz, stadımız tam derenin yanında. Hatta iki gün önce bir idman yaparken idmanı yarıda bırakıp koku yüzünden çocukları geri yolladık. Artık biz çözüm istiyoruz. Tüm yetkilileri artık biz göreve davet ediyoruz. Yani derenin artık pisliğinden falan çıktık, koku” diye konuştu.
Temiz bir ilçede yaşamak istiyoruz
Aynı zamanda CHP Ergene Kadın Kolları Başkanı olan Özlem Akın, “Her günüm burada geçiyor. Sabah geliyorum, akşam dönüyorum. Koku yüzünden nefes almakta güçlük çekiyoruz ve etrafımızda herkes kanser hastası. Benim yakınlarımdan, akrabalarımdan da çok kaybettiğim oldu. Buradaki arkadaşlarımız içinde kanser olanlar da var. Bu keskin koku sadece koku olarak zarar vermiyor. İnsanların vücuduna, sağlığına çok zarar veriyor. Yetkililerin sesimizi duymasını istiyoruz. Temiz bir ilçede yaşamak, rahat bir nefes almak istiyoruz. Şu dere kenarında oturulabilecek bir bank olsa, insanlar otursa, güzel vakit geçirse ne kadar güzel olurdu ama biz böyle sesimizi duyurmak için çabalamak zorunda kalıyoruz maalesef” dedi.
8 kişiden 5'i kanser
Yerel basında gazetecilik yapan Bülent Fidan, “Biz senelerdir canlı yayınlar yaptık, haberler yaptık ama sadece siyaset, seçim olduğu zaman şu köprünün üstüne geldiler, haber yaptılar ve gittiler. Yani herkes kanser. Burada 8 kişiden 5’i kanser. Bir an önce bu olayın çözülmesi gerekiyor. Fabrikaların denetlenmesi gerekiyor. Denetlemeler olursa burada belki biraz daha az bu kokuyu koklarız. Biraz daha rahat nefes almış oluruz çünkü bu illetin buradan gitmeyeceği gözüküyor. Burada eylem planı başlatıldı ama 13 yıl oldu ama herhangi bir şey yok” diye sorunları anlattı.
Revasiye Güngör de 47 yıldır burada yaşadığını dile getirerek “Ben de kanser hastasıyım. Dere kokularından yıllardır çok problem yaşıyoruz. Çok rahatsızım. Kapı camı açamıyoruz. Her hanede bir ölüm, bir hasta gitgide daha da çok yayılıyor. Biz bu durumlardan rahatsız olduğumuz için yetkililere sesleniyoruz” dedi.
Dere kenarında çalışırken hasta oldum
Bölgede hayvancılık yapan Hüseyin Saka, şunları söyledi: “Ben burada herhangi bir siyasi amaçla konuşmuyorum. Mahallemin adına konuşuyorum. Buraya en yakın kişilerden bir tanesiyim. İlk ev benim evim. Gece biz pencerelerimizi açamıyoruz bu kokudan. Gece evlerin içine kadar sızıyor bu koku. Sade bu derede kalmıyor. Ben 1986’da geldim Tekirdağ Çorlu’ya ama maalesef 89’dan sonra bozulmaya başladı. İstanbul’dan fabrikalar buraya taşınınca mahallemizin bir kısmı ‘Fabrikalar kalksın’ diyor. Diğer rantçılar da iş ayaklarının dibinde diye fabrikaların kalkmasını istemediler. Hatta orada eylem bile yaptık. Sözümüz Ankara’ya kadar kesinlikle ulaşmıyor. Ulaşsa da belki yapmak istemiyorlar. Ben kanser hastasıyım. Ben inşaat sektöründe çalışan bir adamım. Fabrikada falan değil. Temiz işlerde, temiz havalarda çalışmış olduğum hâlde bu derenin kenarında ben kanser oldum. Geriden gelecek çocuklarımız, çiçek gibi evlatlarımız kanser olmasın. Buraya devletimiz bir çare bulsun.”
Kanser solumaya devam ediyoruz
CHP Ergene İlçe Başkanı Ramadan Duran, şöyle konuştu: “Ne yazık ki mahallemizin adı Sağlık Mahallesi ama ‘kanser mahallesi’ olmuş durumda. Sebebi tabii ki de dereden akan kimyasallar. Her türlü insan sağlığına ileri derecede zarar veren, kanser solumamıza neden olan atıklar. Bunun haricinde komple etkileyen bir hava sorunumuz da oluyor. Ne yazık ki buralarda nefes alınacak gibi durumlar yok. Türkiye’de iller bazında kanser vakalarına baktığımızda Tekirdağ’ımız ne yazık ki en ön sıralarda yer almaktadır. Bunun sebepleri, Ergene Deresi’ne akıtılan atıklar. Burada mevcut hükümet tarafından 2011 yılında başlatılan bir Ergene Dere Havzası’nı temizleme projesi vardı. ‘Şafak harekatı’ planıyla, havalı bir isimle bunu başlattılar ama ne yazık ki 2011’den beri bu havalı harekat, temizleme eylem planı ne yazık ki hâlâ bitirilemedi. Biz hâlâ havamızdan kanser solumaya devam ediyoruz. Buna acil çözüm bekliyoruz. Çok uzun zamandır yapılmaya çalışılan arıtmaların artık bir an önce faaliyete geçmesi gerekiyor ama ne yazık ki bir türlü faaliyete geçirmiyorlar. Sadece dereden akan sorun değil bu. Bir de hava kirliliğiyle alakalı bir problemimiz var. Bütün sanayi bölgesi, Ergene’de sanayi bölgesi çok büyük oranda. Bütün fabrikalar burada ama bizim burada ihtiyacımız olan bu hava kirliliğini önlemek için, en azından havamızdan kanser olmamak için, zehirlenmemek için Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün Tekirdağ’da bir biriminin 7/24 görev yapması gerekiyor.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.