Erdoğan'dan sahte diploma açıklaması: 199 kişi hakkında kamu davası açıldı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sahte diploma soruşturma kapsamında 220 şüpheliye yönelik adli işlem başlatıldığını ve 199 şüpheli hakkında kamu davası açıldığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 2 saat süren Kabine Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, "Ana muhalefetin Türkiye ekonomisini baltalamaya yönelik tüm çabalarına rağmen brüt rezervlerimiz 169 milyar dolara çıktı. Yine muhalefetin kışkırtmalarına rağmen kamu işçilerimizle yürütülen görüşmeler de uzlaşıyla sonuçlandı" diye konuştu.
Erdoğan, Meclis'te kurulan komisyona ilişkin şunları söyledi:
"Muhalefet partilerinin de katılımıyla kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, milli iradenin tecelligahı olan Meclis'in süreci sahiplenmesi ve desteklemesi bakımından son derece kıymetliydi. Bu sahiplenmenin gerçekleşmesinden memnuniyet duyuyoruz. Komisyonun ilk iki toplantısında kararların oy birliği ile alınması ise ümit verici bir başka gelişmeydi. Bu yapıcı yaklaşımın sürdürülmesini temenni ediyoruz. İlk günden beri bu konuda tavrımız gayet nettir. Milli meselelerde, milli duruş sergilemesi siyaset kurumunun millete karşı görevidir. Türkiye hepimizin ortak yurdudur. Bu devlet Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla, Alevi'si ve Sünni'siyle 86 milyonun her bir ferdinin devletidir. Her karşısında bir şehidin yattığı bu topraklar bizim ebedi vatanımızdır. Siyasi görüşlerimiz, hayat tarzlarımız, kökenlerimiz, fikirlerimiz farklı olsa bile hepimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin asli sahipleriyiz, aynı evin fertleriyiz. Ne farklılıklarımız ne siyasi rekabetlerimiz ne de günlük tartışmalar bunun önüne geçemez, geçmemelidir, hiçbirimiz buna izin vermemelidir. 86 milyonun bekasını, güvenliğini, huzurunu ve istikbalini ilgilendiren böyle bir meselenin çözümünde sorumluluk sahibi herkesin katkısını, desteğini, yol gösterici eleştirisini bu bakımdan ayrıca önemsiyoruz. Komisyon çalışmalarında ehem mühim tercihinin çok iyi yapılması. Süreci enfekte edecek söylemlerden uzak durulması şüphesiz çok mühimdir. Milletin yeşeren umutları ümit ederiz gündelik siyasetin mevzi kazanma hesaplarına dileriz kurban edilmez. Terörden kurtulmamız için Türkiye'nin önünde bir fırsat penceresi aralanmıştır. Bunu ziyan etmenin vebali ağır olacaktır. Komisyonun üzerine düşeni layıkıyla yapacağına inanıyorum."
"Kim milletin malına mülküne el uzatıyorsa yakasına yapışmaya devam edeceğiz"
"Son haftalarda yaşanan tartışmalar, Türkiye'nin halen en büyük sorununun siyasi rekabeti yıkım siyasetine çeviren, hükümeti yıpratmak için devletin kurumlarını itibarsız hale getirmeyi meşru gören çarpık muhalefet anlayışı olduğunu bir kez daha teyit etmiştir" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biliyorsunuz önce LGS sonuçları üzerinden imam hatip okullarına yönelik bir linç kampanyası yürüttüler. Bursa'daki bir okulumuzun duvarına astığı tebrik mesajını çarpıtarak sınav üzerinde şüphe oluşturmaya çalıştılar. Yüz binlerce gencimizin umutlarıyla, hayalleriyle, tertemiz duygularıyla oynadılar. İddialarının hepsinin yalan olduğu ortaya çıkınca erdemli davranıp özür dilemek yerine hiçbir şey olmamış gibi sessizce köşelerine çekildiler.
Manavgat'taki rüşvet skandalını aklamak için emniyet ve yargı mensuplarına kumpas iftirası var. Elinizdeki 32 saatlik video kaydıyla beraber gidin mahkemeye başvurun. Bunu söyledik. Burada da hemen geri vitese taktılar. Dikkatimizi çekiyor. Bu yıpratma savaşında hedef yalnızca hükümetimiz değil, aynı zamanda devletimizdir. Şimdi aynı koroyu yargıya intikal etmiş bir soruşturma dosyasının başına üşüşmüş halde yine sahnede görüyoruz. Basın etiğiymiş, gazetecilik ilkeleriymiş, siyasi mesuliyet duygusuymuş, insanların onuruymuş, devlet kurumlarının itibarı, Türkiye'nin kazanımlarıymış. Bunların hiçbiri umurlarında değil.
Ortada çok açık bir gerçek var. O da soruşturma konusu suçu bundan bir sene önce tespit eden de, şikayet eden de, yargıya intikal ettirip şüphelilerin yakalanmasını sağlayan da devletimizin ilgili kurumlarıdır. Soruşturma kapsamında 250 şüpheliye yönelik adli işlem başlatılmış ve 199 şüpheli hakkında kamu davası açılmıştır. 37 kişi tutuklanmış ve 150 kişi hakkında adli kontrol kararı verilmiştir. Tıpkı İstanbul merkezli sahtekarlık ve yolsuzluk soruşturmasında olduğu gibi devletimiz burada da milletin hakkını yiyen haramzadelere acımamış hepsini kulaklarından tutup adalete teslim etmiştir. Şunu açık ve net ifade ediyorum; 30 yıl sonra İstanbul'da yakayı ele verenlerin konumlarına ve unvanlarına nasıl bakılmadıysa bu dosyada da kimsenin gözünün yaşına bakılmadı. Daha önemlisi suç örgütü üyelerini aklamak için kimse sokağa çıkmadı, protesto eylemi düzenlemedi, milli markaları boykot çağrısı yapmadı, Batılı medya kuruluşlarına kimse şikayette bulunmadı. Hele hele tehdit ederek, hakaret ederek kimse mahkemeler üzerinde baskı kurmaya çalışmadı. Yani her şey kanuna, nizama ve hukuk devleti ilkelerine uygun yürütüldü. Şunu herkesin, özellikle de bağıran çağıran ve tetikçileri vasıtasıyla devlet kurumlarına saldıran hadsizlerin bilmesini istiyorum: Ne yaparsanız yapın, Türkiye'nin rüşvetçilerle, suç örgütleriyle, milletin malına çöken siyasi tefecilerle mücadelesini sulandıramazsınız. Kendinizi ve suç ortaklarınızı temize çıkarmak için gençlerimizi, masum çocuklarımızı kullanmaktan vazgeçin. Ekmeğini yediğiniz devletinize karşı asgari seviyede de olsa mesuliyet duygusuyla hareket edin. Her kim milletin hakkına giriyor, malına mülküne el uzatıyorsa yakasına yapışmaya devam edeceğiz."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.