Dikkat çeken sözler: 'Hulusi Akar'da muaz­zam bir kibirle karışık derin bir korku da hissettim'

Dikkat çeken sözler: 'Hulusi Akar'da muaz­zam bir kibirle karışık derin bir korku da hissettim'

İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray, geçtiğimiz günlerde sert bir tartışma yaşadığı Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'la ilgili olarak "Muaz­zam bir kibirle karışık derin bir korku da hissettim" dedi.

Milli Savunma Bakanlığı bütçe görüşmeleri sırasında İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray ile Bakan Hulusi Akar arasında sert bir tartışma yaşanmıştı. Akar, eleştiriler karşısında siyasetçiye "Nah alırsın böyle oy, bozulmuşsunuz" diye seslenmişti. 

Çıray, söz konusu polemikle ilgili olarak Sözcü gazetesi yazarı Uğur Dündar'ın sorularını yanıtladı:

- Medeni eleştiri ve tartışma üslubunuz son derece dikkat çekici. Muhataplarınızı in­citmemeye özen gösteriyorsunuz ama sözünüzü de hiç esirgemiyor­sunuz. Nitekim Meclis'teki konuş­manızın daha başında Milli Sa­vunma Bakanı Hulusi Akar'ın bir öfke patlamasına maruz kaldınız. Ne yazık ki bu tür adaba aykırı tavırlar, siyasette çok yaygınlaştı. Size göre bunun sebepleri ne?

Öfke patlaması da diyebilirsiniz, yirmi yıllık bir iktidarın ortaya çıkardığı kibir ve yozlaşmadan kaynaklanan saldırganlık da… Sayın Dündar, İngiliz tarihçi Lord Acton'ın çok ünlü bir sözü vardır:  "Güç yozlaştırmaya eğilimlidir ve mutlak güç mutlaka yozlaştı­rır."

Burada “mutlak güç” ten kasıt otokratik rejimlerden başlayarak faşizme uzanan çizgidir. İçinde yaşadığımız 16 Nisan 'ucube' rejimi böy­le bir çizginin üzerindedir. Halbuki demokratik parlamenter rejimlerde, güçler ayrılığı, denge ve denetleme mekanizmaları ve özgür basın, yozlaşmayı sınırlar. İşte bu yüzden bizim İYİ Parti ola­rak, Sayın Meral Akşener lider­liğinde görev edindiğimiz hedef, mutlak kuvvetler ayrılığına dayalı demokratik parlamenter rejimi çağın şartlarına uygun olarak inşa etmektir. Buradaki 'mutlak' tanımlamasının altını tekrar çizmek istiyorum.

- Neden?

Şimdi biz, Genel Başkanımızın liderliğinde büyük bir seçim zaferine imza atacağımıza inanıyoruz. Ancak Sayın Meral Akşener'in Başbakanlığında talip olduğumuz devlet gücü sadece yürütme, yani hükümetin icraatları ile sınırlı ola­cak. Biz, bu görev ve yetkileri nasıl kullandığımızın gerek Meclis, gerekse yargı tarafın­dan kendi anayasal mekaniz­maları içinde denetlenmesini istiyoruz. Yani Sayın Akşe­ner denetlenebilir ve şeffaf bir Başbakan olmak istiyor.  Madem güç, yani iktidar yozlaşma eğilimindedir, bu eğilimi engelle­menin tek yolu mutlak kuvvetler ayrılığıdır. En etkili şekli ise Genel Başkanımızın ısrarla vurguladığı gibi; bunun güçlendirilmiş parla­menter sistemle tesis edilmesidir.

'MUAZZAM BİR KİBİRLE KARIŞIK DERİN BİR KORKU DA HİSSETTİM'

- Peki Sayın Hulusi Akar'ın size karşı sergilediği hid­deti ve o akıl almaz küfre varan tavrı da bu çerçevede mi değerlen­diriyorsunuz? 

Ben Akar'da muaz­zam bir kibirle karışık derin bir korku da hissettim. Kısa­ca Akar korkuyor. Çünkü, tu­tanakları okuyanlar, diğer sorula­rımla onların kof yerlilik ve millilik iddialarını, sözde anti- Amerikancı politikalarını ve FETÖ ile sahte mücadelelerini ifşa ettiğimi göre­cekler. Mesela bu ucube rejimin oluşmasındaki payını hatırlattım.

15 Temmuz hain FETÖ Dar­besi ve isyan teşebbüsü esna­sında TSK'nın başındaki kişi sizdiniz, dedim. Uğur Bey, Meclis'te Milletin vekiline efelenen Akar, asıl o gece efelenme­liydi. Buna rağmen bu meşum olayı aydınlat­mak için kurulan Meclis FETÖ Darbesini Araş­tırma Komisyonu'nun davetine icabet etmediğini yüzüne vurdum.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.