Deprem bölgesi: Konteyner kentler travmayı tetikledi

Deprem bölgesi: Konteyner kentler travmayı tetikledi

6 Şubat depremlerinin üzerinden geçen iki yıla rağmen yıkım yaşayan kentlerde hayat konteynerlerde devam ediyor. Yapılan araştırmaya göre konteyner kentler, deprem sonrası travma etkisini katlıyor.

Travma ve Afet Ruh Sağlığı Çalışmaları Derneği (TARDE), UNICEF işbirliği ile Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adıyaman illerinde yürüttüğü araştırmayı raporlaştırıldı.

Raporu TARDE’nin yönetim kurulunda yer alan Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özlem Karaırmak ve Uzman Psikolog Ece Önder sundu. BirGün Gazetesi raporun sonuçlarını yazdı.

'Kalış süreci uzadıkça gelecek umutları azalıyor'

Raporda “Halen sınırlı imkânlara sahip konteyner kentlerdeki koşullar travmaların sürmesine yol açmakta. Geçici denilen barınma merkezlerindeki kalış süreci uzadıkça gelecek umutları da azalmakta” denildi.

11397c60-61e1-11ee-80ac-a995a5b59801-jpg.webp

'Bir ailenin sağlıklı yaşaması için uygun değil'

Gündelik hayat düzenin yeniden kurulması için maddi kayıpların telafi edilmesinin öncelikli bir adım görüldüğü belirtilen raporda şu sonuçlara yer verildi:

“*Konteynerlerdeki fiziksel alanın yetersizliği, ses yalıtımının olmaması, dayanıksız malzeme kullanılmış olması, yaşam alanın darlığı nedeniyle mahremiyetin kaybolması, iklim koşullarına uygun olmaması, konteyner kentlerin tecrit edilmiş yapısı ve boğucu etkisi ruh sağlığı problemlerini derinleştirmekte.

*21 metrekarelik konteynerler alanın bir ailenin sağlıklı yaşaması için uygun değil.

*Aile içi ilişkilerde bozulma ve şiddet, yakın ilişkilerde sorunlar, aile üyelerinin birbirinden ayrılamaz hale gelmesinin etkisiyle aile sistemi zedelenmiş görünüyor.

'Travmadan iyileşme süreçlerini olumsuz etkiliyor'

*Deprem sonrası cami, çarşı gibi şehir hayatının simgesel unsurlarının yok olması ve yıkım sonrası şehirdeki boşlukların giderek artması depremi yaşamış bireylerin travmadan iyileşme süreçlerini olumsuz etkilemekte.

Katılımcıların %60’ından fazlası, sesler, kokular ve depremle ilgili görsel hatırlatıcılar gibi duyusal ipuçlarıyla tetiklenen yüksek uyarılma ve tekrarlayan anılar yaşamaya devam etmiştir. Bu belirtiler, henüz çözülememiş uzun vadeli travmatik etkiye işaret etmekte.

Depresyon oranı yüzde 67,8

Depremin üzerinden 16 ay geçtikten sonra yapılan çalışmada

• Orta ve şiddetli Travma Sonrası Stres Bozukluğu yaşayanların oranı: % 43.6

• Orta ve şiddetli anksiyete: % 64.9

• Orta ve şiddetli depresyon: %67.8

• Kaygı: % 50

• Geleceği karanlık görenler: % 28

• Gelecek 10 yıl içinde hayatını hayal edemiyor: % 45

• Geleceğe umut ve coşku ile bakamıyor: % 38

• Geleceğe dair inancı yok: % 28

• Beni iyi günlerden çok kötü günler bekliyor: %38

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.