Can Holding soruşturması: Sigara fabrikası alımı ve Menzil bağlantısı iddiası

Can Holding soruşturması: Sigara fabrikası alımı ve Menzil bağlantısı iddiası

Geçtiğimiz günlerde operasyon yapılan Can Holding'in Mersin’de Fethullahçı yapıya yönelik soruşturmalar sonrası elden çıkarılan Europa Tobacco fabrikasını satın aldığı, burada Adıyaman tütününü işleyerek kendi markalarıyla piyasaya sürdüğü ileri sürüldü. Ailenin ticari faaliyetlerinde Menzil Grubu’yla da temas halinde olduğu iddia edildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Can Holding’e yönelik “suç örgütü kurmak”, “kaçakçılık”, “dolandırıcılık” ve “kara para aklama” suçlamalarıyla yürüttüğü soruşturma kapsamında Can Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Tekdağ, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış, beş kişi de tutuklanmıştı.

Gazeteci Tolga Şardan’ın T24’teki yazısına göre, Can ailesi geçmişte sigara kaçakçılığı iddialarını bertaraf etmek için Mersin’de Europa Tobacco adındaki bir sigara fabrikasını satın aldı. Mahmut Aslan ve ailesine ait şirketin Fethullahçı yapıya yönelik soruşturma çerçevesinde çok ucuz bir şekilde elden çıkarıldığını iddia eden Şardan, şunları yazdı:

“Fabrikayı alan ise Can Ailesi’ydi. Aile, burada ülke genelinden üreticilerden satın aldığı tütünü işleyip kendisine ait markalara dönüştürüp pazarladı. Ailenin fabrikada işlediği tütünler arasında ünlü Adıyaman tütünü de vardı. Adıyaman’dan fabrikaya gelen tütünün sahibini söylemeye sanırım gerek yok!

Dolayısıyla Can Ailesi’nin; ticari faaliyetleri çerçevesinde, şimdilerde miras meselesinden büyük kavgalar yaşayan Menzil Grubu’yla temas halinde olmaması elbette düşünülemez. Zira vardı.”

Ne olmuştu?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 11 Eylül’de Can Holding’e yönelik operasyon başlatmış, soruşturma kapsamında Can Holding yöneticileri Mehmet Şakir Can, Kemal Can ve Kenan Tekdağ’ın da aralarında olduğu 8 kişi için “suç örgütü kurmak”, “kaçakçılık”, “dolandırıcılık” ve “kara para aklama” suçlamalarıyla gözaltı kararı verilmişti, Kenan Tekdağ’ın aralarında olduğu altı kişi gözaltına alınmıştı. Soruşturma dosyası ise 2022’de açılmıştı.

Can Holding’e yapılan operasyonu ilk haber yapan kanal, eski MHP milletvekili Arzu Erdem’e ait TYT Türk olmuştu. TYT Türk, sabah 6.30’da jandarma operasyon kararını şirket yetkililerine tebliğ ederken Can Holding binasının önündeydi.

Şirket bünyesindeki Show TV, Habertürk, Doğa Koleji ve Bilgi Üniversitesi’nin aralarında bulunduğu 121 şirkete kayyım atanmıştı.

Operasyonun yapılmasından sonra Can Holding yöneticilerinin geçmişte tütün ve akaryakıt kaçakçılığından soruşturuldukları ve şirket yöneticilerinin eski Başbakan Binali Yıldırım ile yakın oldukları kaydedilmişti.

Gazeteciler, operasyonun “bir haftadır yapıldı yapılacak” diye beklendiğini, “siyasi izin” alındığını ve iktidar katında operasyona yönelik bir direnç olduğunu dile getirmişti.

Ayrıca, Can Holding yöneticilerinin “rüşvete aracılık etmek” suçlarından tutuklu bulunan avukat Rezan Epözdemir’in müvekkili olduğu iddia edilmişti. Epözdemir, operasyondan bir gün önce sosyal medya hesabından “Aslında anlatmak istediğim çok şey var fakat avukatlarım ile kıymetli aile büyüklerim bu aşamada açıklama yapmamam konusunda ricacı oldular. Ben de kendilerini kırmadım, şu ana kadar açıklama yapmadım. En kısa sürede bütün bilgi, belge ve kayıtları da sunup tüm gerçekleri sizlerle paylaşacağım” mesajını paylaşmış, daha sonra da silmişti.

‘Yargının tanrısı' polemiği

Operasyonun gerçekleştirildiği gün AKP eski milletvekili Şamil Tayyar, "operasyonu engellemek için son günlerde kendini paralayanların gücünün yetmediğini" söylemişti. Operasyonu "yeni sürprizlere açık, cesurca, büyük bir operasyon" olarak tanımlayan Tayyar, 'ağabey’ dedikleri Kenan Tekdağ’ın gözaltına alınması, tutuklu avukat Rezan Epözdemir’in bile gardını düşürdü. ‘Beni kurtarın yoksa konuşurum’ dercesine aba altından sopa gösterdiği sosyal medya paylaşımını kaldırdı" dedi. 254 milyon liralık suç gelirini aklamak, 88 milyar liralık kaynağı belirsiz geliri kullanmakla" suçlanan Can Holding'in "suç örgütü kurmak" ile suçlanan sahiplerinin de soruşturmayı önceden bildiğini ima eden Tayyar, "Örgüt üyelerinin ‘yargının tanrısı’ diye tanımladıkları dostlarının gücü de kifayetsiz kaldı” demişti.

Tayyar'ın ‘yargının tanrısı’ dediği ismin kim olduğu merak uyandırırken paylaşımındaki tutuklu avukat Rezan Epözdemir detayı akıllara Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum ile girdikleri İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek polemiğini getirmişti.

Tayyar, Epözdemir’in gözaltına olduğu sırada yaptığı paylaşımda "Rezan Epözdemir sorgusu ciddi bir krize dönüşmek üzere. Şüpheli, ısrarla cep telefonunun şifresini vermek istemiyor. Şifre krizi aşılamadığı için sorgu süresi uzatıldı. Mehmet Uçum başta olmak üzere ‘hatırlı’ çok sayıda isim devrede, Başsavcı Akın Gürlek’i kuşatma altına aldılar. Başsavcıyı yalnız bırakmayın” demişti. Gürlek'e Saray'dan baskı yapıldığını öne süren Şamil Tayyar'a destek “Neden bu panik, Ankara’daki bazı çevrelerde neden bu telaş? İster iktidara yakın, hatta iktidarın merkezinde yer alan hatlarda olsun; isterse muhalefetin hatlarında…” diyen Metin Külünk'ten gelmişti.

Can Holding operasyonu kapsamında Can Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Tekdağ, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış, Devran Çimen, Devran Can, Mehmet Kaya, Kemal Çimen ve Cemal Can ise tutuklanmıştı.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.