Çağdaş Hukukçular Derneği davasında tepki çeken uygulama: "Ne zamandır duruşmalara silahlı giriyor?"

Çağdaş Hukukçular Derneği davasında tepki çeken uygulama: "Ne zamandır duruşmalara silahlı giriyor?"

Çağdaş Hukukçular Derneği ve Asrın Hukuk Bürosu üyelerinin de bulunduğu 21 avukatın yargılandığı davanın duruşması bugün görüldü.

Tutuklu yargılanan avukat Selçuk Kozağaçlı’nın müdafilerinden Hasan Fehmi Demir, “Duruşmalarda kolluk güçleri silahlı olarak bulunuyor. Türkiye Cumhuriyeti’nde kural mı değişti? Ne zamandır duruşmalara silahlı giriliyor? Bu konuda cumhuriyet savcılığını uyarmanızı istiyoruz. Eğer böyle olacaksa biz de silahlarımızı alıp gelelim. Bizim de ruhsatlı silahlarımız var” dedi. Duruşmada, tutuklu yargılanan avukatların tahiye edilmesi talep edildi.

Silivri’de yapılan yaklaşık 8,5 yıllık davanın duruşması, Silivri Cezaevi Yerleşkesi’ndeki salonda görüldü. Yurt dışından gelen avukatlar, duruşma öncesinde mahkeme salonunda avukatlara ayrılan bölümden kaldırılarak, büyük salonun en arkasındaki izleyici sıralarına oturtuldular. Avukatlar bu yer değişikliğini yapan jandarma görevlilerine, “Mahkeme Başkanı’nın haberi var mı, kendi kararınızla mı yapıyorsunuz bu uygulamayı? Yurt dışından gelen bu avukatların bazılarında sanıkların vekâleti var, neden avukat sıralarından kaldırıyorsunuz” diyerek itiraz etti. Ancak itirazlara rağmen, yurt dışından gelen baro temsilcileri salonda avukatlara ayrılan yere alınmadılar. İtirazların sürmesi üzerine, Türkiye dışından gelen bu grup, salonun avukatlar için ayrılan bölümünün karşısında kalan sıralara alındılar.

"KUMPAS" AYRINTISI

T24'ün haberine göre, Hollanda ve Belçika baroları temsilcileri ile CHP İstanbul Milletvekili avukat Sezgin Tanrıkulu’nun da izlediği duruşmaya tutuklu sanıklar Selçuk Kozağaçlı ve Ebru Timtik de katıldı. Duruşma, 11.15’te başladı. Mahkeme Başkanı, Adli Tıp’tab beklenen raporun gelmediğini belirterek, savcıya mütalaasını sordu. Savcı, yazılı mütalaasını aynen tekrar ettiğini, delil durumu ve istenen ceza dikkate alarak tutuklulukların devamını talep etti.

Daha sonra söz alan Selçuk Kozağaçlı’nın müdafii Derviş Aydın; davanın, sahte delil üretmekle yargılanan eski kamu personeliyle üretilen delillerle sürdürüldüğünü anlattı, bu isimlerden firari Adem Özcan’ın soruşturmayı yürüten ve iddianameyi hazırlayan savcı olduğuna işaret etti.Dönemin İstanbul TEM Müdür Yardımcısı Serdar Bayraktutan ve eski İstanbul TEM Şube’de görevli komiser Ferdi Taşkaya’nın durumunu da örnek gösterdi.

Bu isimlerin İstanbul 14. ACM’de görülen “Selam Tevhid kumpas davası”nda yargılandığını anlatan Aydın; sahte delil, ajan-provokatör kullanma, illegal yöntemlerle temin edilen dijital verilerle oynamakla suçlandıklarını vurguladı. suçlanıyor

 

Yargılanan avukatlar aleyhindeki tanıklıklara ilişkin dayanaksızlıklar ve reddedilen tutarsız ifadelerden, iddianameden alıntılar yaparak örnekler veren Derviş Aydın, “FETÖ yapılanması içindeki polislerin her türlü kumpası kullandıklarını biliyorduk. İsmet Özdemir ifadeleri de bunlar arasında. Önceki dönemde başlayan itirafçı üretme ve delil üretme taktiğinin devam ettiği ve avukatlar aleyhinde kullanıldığını görüyoruz” dedi.

"KOLLUK NEDEN SİLAHLI?"

Selçuk Kozağaçlı ve arkadaşlarının müdafii Avukat Hasan Fehmi Demir de, “mahkemenin dijital verilerin sıhhati konusunda şüphesi bulunmadığı” yolundaki kararını eleştirdi. “Bu tarafsız bir mahkeme tavrı değil” diyen Demir, “Ferdi Taşkaya, Adem Özcan ve Serdar Bayraktutan’ın ifadelerinden dijital delillerin üretildiğini biliyoruz. Bu ifadeler sizde tereddüt yaratmadı mı? Bir de ‘Bunu kabul edersek Hollanda’ya sorulacak ve dava uzayacak’ diyorsunuz. Dava başlayalı dokuz yıl oldu, bu hâlâ neden yapılmadı” görüşünü dile getirdi.

Mahkeme heyetine “1 Şuıbat 2022 tarihli kararınızdan dönmenizi ve dilekçemizi Adli Tıp’a göndermenizi talep ediyoruz” diyen Hasan Fehmi Demir, “Duruşmalarda kolluk güçleri silahlı olarak bulunuyor. Türkiye Cumhuriyeti’nde’nde kural mı değişti. Ne zamandır duruşmalara silahlı giriliyor? Bu konuda cumhuriyet savcılığını uyarmanızı istiyoruz. Eğer böyle olacaksa biz de silahlarımızı alıp gelelim. Bizim de ruhsatlı silahlarımız var” diye konuştu.

"GERÇEK KAÇAK BİZ DEĞİLİZ ONLAR"

Yargılanan avukatların müdafilerinden avukat Ozan Karakaya da, özetle şunları söyledi:

 

“Bu dosyanın savcısının kaçma şüphesi yok, zaten kaçak. Bu dosyadaki savcıların hepsinin mesai arkadaşıydı. Bizim dostumuz değil, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın dostuydu. Selçuk Bayraktutan da kaçak. Gerçek kaçak onlardır. Bu kaçaklar bizden değildir. Biz onlarla ya işkenceye maruz kalırken görüşürüz veya savunma yaparken görüşürüz. Bu kaçakların, sahte delil üreticilerinin yaptıklarıyla altı yılı bulan müvekkillerimizin tutukluluklarını sürdürmeyin. Bu acıya son veren. Biz sizden tutukluluk gerekçesi değil, tahilye kararı bekliyoruz bugün.”

Duruşmaya katılan Muş Barosu Başkanı Kadir Karaçelik de; soruşturma başladığında yurt dışından kendi kararıyla gelen Selçuk Kozağaçlı’nın tavrını hatırlatarak, “tutukluluk ayıbına son verilmesini” istedi.

YARGILANAN AVUKATLAR

Savcılığın cezalandırılmasını istediği avukatlar şöyle:

Selçuk Kozağaçlı, Taylan Tanay, Barkın Timtik, Oya Aslan, Günay Dağ, Betül Vangölü Kozağaçlı, Güçlü Sevimli, Gülvin Aydın, Güray Dağ, Efkan Bolaç, Serhan Arıkanoğlu, Mümin Özgür Gider, Metin Narin, Sevgi (Özer) Sönmez, Alper Tunga Saral, Rahim Yılmaz, Selda (Kaya) Yılmaz, Naciye Demir, Özgür Yılmaz, Şükriye Erden. Hakkında yakalama kararı infaz edilemeyen avukat Zeki Rüzgâr yönünden davanın tefrik edilmesi (ayrılması) talep edildi.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.