Gazeteci-yazar Muzaffer Ayhan Kara, Muhalif’te yayımlanan son köşe yazısında, hem bölgesel gelişmeler hem de Türkiye iç siyasetindeki gerilimli tablo üzerinden dikkat çeken uyarılarda bulundu. Kara, "uzun süreceğe benzeyen bu ateş bizi sarar mı?" sorusuyla başladığı yazısında, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde daha büyük ve derin krizlerin içinde yer alma ihtimaline dikkat çekti.

Genişleyen Kriz Dalgası

Yazıda, özellikle İsrail ile İran arasındaki gerilimden başlayan bölgesel çatışma dinamiklerinin artık Türkiye’yi de etkilemeye başladığına işaret edildi. Kara, bu sürecin yalnızca askeri ya da dış politika çerçevesinde değil; iç siyasetteki kutuplaşma, demokrasi sorunları, ekonomik kırılganlıklar ve hukuk sistemine duyulan güvensizlik gibi alanlarla iç içe geçtiğini belirtti.

İç Politikada Derinleşen Çatlaklar

Kara’ya göre Türkiye'nin içeride yaşadığı yönetim sorunları, temel kurumlara duyulan güveni zedeliyor. Toplumun farklı kesimleri arasında artan güvensizlik ve devletin kurumlarıyla yurttaş arasındaki mesafenin açılması, ülkeyi daha kırılgan hale getiriyor. Yazıda, bu durumun hem içe kapanma eğilimini artırdığı hem de dış politikanın manevra alanını daralttığı ifade edildi.

Toplumsal Faturaya Dikkat Çekti

Yazar, siyasal aktörlerin ve toplumun büyük bir kısmının yaşanan gelişmeleri sadece bir iktidar-muhalefet çekişmesi olarak okumasının yetersiz olduğunu savundu. Kara’ya göre asıl sorun, ülkenin yapısal bir gerilim hattına oturmuş olması ve bunun hem siyasal hem ekonomik hem de sosyal açıdan bir "yangına" dönüşme riski taşıması.

Uyarı ile Bitirdi

Yazısını, "Bu ateş bizi de sarar mı?" sorusuyla bitiren Kara, karar alıcıları ve toplumu bu süreci ciddiyetle değerlendirmeye çağırdı. “Yangın bize sıçramadan önce toplumsal uzlaşıya, şeffaflığa ve hukuk devletine yönelmek kaçınılmazdır” ifadeleriyle, kısa vadeli çıkarlar yerine uzun vadeli çözümler üretilmesi gerektiğinin altını çizdi.