Ayhan Sefer Üstün, yaptığı açıklamada, ''Biz bir basın açıklaması planladık. Bu parkta Filistin'e destek mitingi yapıldı geçtiğimiz günlerde. Aynı parkta açıklama yapmak istedik. Meclis içerisinde değil. Bize, 'Gelmeyin sakın' dediler. Biz de onlara, 'Bu konuda engelleme olamaz. Anayasa fikir özgürlüğü sağlamış. Herhangi bir yerden izin almaya gerek yok' dedik. Arkadaşlarımızla seçim otobüsümüze binerek TBMM önüne geldik. Bize, 10-15 kişininin girmesine izin verdiler. Sanki bir şey yapacakmışız gibi kapının önüne kamyon getirmişler, polisler bariyer getirmiş. Yüzlerce polis, sanki orada büyük bir olay olacak gibi davrandı. Oraya gelenler, bu ülkenin eski başbakanı, eski milletvekilleri. Biz içeri girdikten sonra, geride kalanlara saldırı yapıldı. Biz biraz ilerlemiştik. Genel Başkanımız, (Ahmet Davutoğlu) bana 'Ayhan Bey arkada bir şeyler oluyor bir bakar mısınız?' dedi. Ben de ikazda bulunmak için arkamı döndüm. Fakat bu arada bir baktım ki bizim arkadaşlarımıza tekme tokat saldırıyorlar. Bunu, dışarıdan getirilen, adı polis ama olayı karıştırmak isteyen, meclis polisi olmayan bir takım özel görevlendirilmiş kişiler yaptı. İl başkanlarımızı ve parti yöneticilerimize saldırıyorlardı, onları kurtarmak için hamlede bulunduğumda bana döndüler. Benim maskem düşünce, 'Kusura bakmayın, özür dileriz' dediler. Ben de onlara, 'Benden özür dilemeyin. Bu insanlardan özür dileyin' dedim. Orada, Prof. Dr. Sedat Yazıcı'yı darp etmişler. İl başkanlarımız, parti yöneticilerimiz darp edildi'' diye konuşarak, yaşadıklarını anlattı. 

Bu korku ne? Bu provakasyon ne?

Üstün, hukukun ayaklar altına alındığına dikkat çekerek, ''Bu ülkede üç kişi bir araya gelip basın açıklaması yapamayacak mı? Bu korku, bu provakasyon ne? Bu insan bu ülkenin eski başbakanı, bu ülkeye hizmet etmiş bir kişi. Bu saldırıyı yapanları ve provake edenleri de tespit ettik. Gereğini yapacağız'' diyerek sözlerini sonlandırdı.