AP Raportörü: Türkiye'nin AB üyelik sürecini darbe yasalarının kalıcı olması durdurdu
AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, Türkiye’nin AB'ye tam üyelik hedefinden uzaklaştığını, mevcut sistemin 'Rus modeline' benzediğini söyledi. İmamoğlu'nun tutukluluğunu ve PKK'nın silah bırakma kararını değerlendirdi.
Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Daimi Raportörü Nacho Sanchez Amor, Türkiye'nin AB üyelik sürecinin 15 Temmuz darbe girişiminin ardından çıkarılan olağanüstü hal (OHAL) yasalarının kalıcı hale gelmesi nedeniyle durduğunu söyledi.
Euronews Türkçe'ye konuşan Sanchez Amor, darbe girişimi sonrası getirilen "kayyım düzenlemesine" atıfta bulunarak, "Devleti darbeden korumak için çıkarıldığı söylenen bu yasalar, darbe ile ilgisi olmayan kişilere karşı da kullanılmaya başlandı. Sonrasında bu olağanüstü yasaların kalıcı hale gelmesi Türkiye'deki yapının AB'nin genetik kodlarıyla bağdaşmaz hale gelmesine yol açtı" dedi.
İlk olarak o dönemki Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) kayyımlardan etkilendiğini ve ardından son dönemde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) belediyelerinin kayyımlarla karşı karşıya kalmasına atıfta bulunan Sanchez Amor, "Seçimle gelen başkanlar, seçim kaybeden partinin atadığı görevlilerle değiştiriliyor. Bu, dışarıda açıklanması çok zor bir durum. Bu nedenlerle AB'ye katılım süreci donduruldu" ifadelerini kullandı.
İmamoğlu yorumu
Sanchez Amor, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınma şeklini de "gerçek bir demokraside asla kabul edilemeyecek bir uygulama" olarak tanımladı ve şunları söyledi:
“Sabaha karşı İmamoğlu’nun evine polis gönderiyorsunuz, sanki elinde bomba, silah varmış gibi. Bu, halkın gözünde onu kriminalize etme çalışmasıdır. Demokrasilerde birine dava açılırsa çağrı mektubu gönderilir."
Eski İngiltere Başbakanı Winston Churchill tarafından söylenen bir söze atıfta bulunarak demokrasi vurgusu yapan Sanchez Amor, "'Demokrasi, gecenin üçünde kapı çalındığında muhtemelen sütçünün gelmesi anlamına geliyor.' Bu, Türkiye’deki demokratik gerilemeyi anlatmaya yeter. Demokrasi ile Türkiye arasındaki fark budur" dedi.
Rusya benzetmesi
Türkiye'nin mevcuttaki uygulamalarla AB üyelik hedefinden uzaklaştığına değinen Sanchez Amor, ülkedeki sistemi "Rusya modeline" benzeterek şöyle devam etti:
"Sistemin biraz Rus modeli gibi koktuğu hissedilmiyor mu? AK Parti'nin Türk toplumuna sunduğu toplum modeli, Rus modeline benziyor. Bir tek adam yönetimi, seçimler, az ya da çok muhafazakarlık, seçimlerden sonra da denge denetimi eksikliği, düşük parlamento fiiliyatı, medya özgürlüğün olmaması ve her türlü eleştiriye baskı...
"Muhalif figürler yargılanıyor. Şimdi İmamoğlu, ama öncesinde DEM ve CHP’den pek çok belediye başkanı, gazeteciler, avukatlar, barolar, tabip odaları, öğrenciler... Bu modelin olgun bir demokrasiyle bağdaşmadığı gerçekten hissedilmiyor mu? Eğer olgun bir demokrasi değilseniz, Avrupa Birliği üyesi olamazsınız. Gerçek bu."
PKK'nın silah bırakması
Nacho Sanchez Amor,PKK lideri Abdullah Öcalan'ın örgüte fesih ve silah bırakma çağrısı yapması ve PKK'nın da silah bırakarak kendi feshetme kararı almasından memnuniyet duyduklarını da aktardı:
"Terörle mücadele yasası PKK’yı hedef alıyor ama toplumda her kesimin üzerine kullanılabiliyor. Öcalan’ın çağrısını ve PKK'nın silah bırakma kararını olumlu görüyorum. Ancak bu yasa öğrenciler, belediye başkanları, gazeteciler gibi birçok kesime karşı kullanılıyor.
"PKK’nın silah bırakması büyük bir umut. Belki yeni bir barış süreci doğabilir. Ancak bu yasalar tüm topluma uygulanıyor ve bu büyük bir sorun. Eğer barış süreci olacaksa, terörle mücadele yasasının profili tamamen değişmeli. Artık PKK gibi bir tehdit yoksa, bu yasa diğer kesimleri bastırmak için bahane olarak kullanılmamalı."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.