2018'deki imar affı: 'Neye yapı belgesi verildiği bile bilinmiyordu'

2018'deki imar affı: 'Neye yapı belgesi verildiği bile bilinmiyordu'

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yüksek Onur Kurulu üyesi Ayşe Işık Ezer, 2018'deki imar affının içeriğinden bahsederken, devletin neyi yasallaştırdığının dahi farkında olmadığını ifade etti.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Başkanı Emin Koramaz, Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan ve Şehir Plancısı Ayşe Işık Ezer, Kısa Dalga'dan Ersan Atar'ın hazırladığı 'Nasıl Oldu' podcast'ine konuk oldu.

Programda, Bakanlar Kurulu'nun deprem risklerini bölgelere göre değil parsellere göre belirlediği deprem haritası gündeme geldi. Hükümetin kararıyla, 1996’dan 2018’e kadar kullanılan Deprem Haritası değiştirilmişti. 2018'deki kararla birçok il birinci ve ikinci derece deprem bölgesinden çıkarılmıştı.

Jeoloji Mühendisleri Odası’nın Başkanı Hüseyin Alan, deprem haritalarının, binaların buna göre inşa edildiği için çok önemli olduğunu ifade etti. Deprem kuvvetinin bu haritalardan anlaşıldığını kaydetti.

Alan, sorunun sadece parsel bazlı deprem riski belirlenmesinde olmadığını, bu yöntemle yapılan haritayla o binaları denetlerken kriter olarak alınacak mevzuatın da uygun olmadığını ifade etti. Oda başkanı, sigorta primlerinin de haritaya göre değişiklik gösterdiğini aktardı.

Alan, 7269 sayılı Afetler Kanunu'nun dahi 2018'deki karar uygun hale getirilmediğini aktardı.

'Yapı envanteri çıkarılmalı'

TMMOB Başkanı Emin Koramaz, Türkiye'deki imar aflarının ikinci amaçla kullanıldığını, birincisinin bütçeye kaynak aktarmak, diğerinin ise oy kaygısı olduğunu kaydetti.

Koramaz, Türkiye’de her şeyden önce yapı envanteri çıkartılması gerektiğini, envanterin 'depreme dayanamayacak binalar' ve 'güçlendirme çalışmalarıyla dayanabilecek binalar' diye tasnif edilmesi gerektiğini kaydetti.

Koramaz şöyle devam etti: "Gerekli kaynaklar yaratılarak deprem mevzuatına uygun hale getirilmelidir. Ne yazık ki bu olmadı Türkiye’de. Yıllardır sağlıklı bir bina envanteri çıkartılmadı. Ülkemizdeki yapı stoku, depreme dayanıklılık ölçütü açısından gruplandırılmadı. Tam tersi yapıldı. İşte ardı ardına imar afları. Bunlardan en büyüğü de adına imar barışı denilen TMMOB’nin de imar cinayeti dediği o büyük af.

'Yapı denetim süreci ticarileştirilmemeli'

Türkiye’nin bina envanteri çıkartılmalıdır. Gerekli iyileştirme çalışmaları yapılmalıdır. İmar afları kesinlikle yasaklanmalıdır. Deprem öncesi, deprem esnası ve deprem sonrasında yapılacak tüm işlemlere dair bütünlüklü bir devlet politikası oluşturulmalı. (...) Yapı denetim süreci kesinlikle ticarileştirilmemeli. Tasarımından başlayarak bin binanın, yapının yapılmasına hatta kullanılma süreçlerine kadar bir kamusal denetim sağlanmalı. Eğer bunlar bir ticari faaliyete dönüştürülürse ki buradaki kamunun sorumluluğu bir kar faaliyeti için çalışan şirketlere devredilirse yaşanacak budur. Çünkü ticari şirketlerin birincil önceliği karlılıklarını artırmaktır. İnsan hayatı, genel toplum çıkarı onlar için ikinci plandadır."

2018'deki imar affını anlattı

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yüksek Onur Kurulu üyesi Ayşe Işık Ezer, 2018'deki imar affını öncekilerle kıyasladı.

Ezer şunları söyledi: “Diğerlerinin sınırları içinde şu tür yapılar, şu yerdeki konumlananlar gibi bir takım koşullar vardı. Artı bir şey daha vardı 2018’e kadar. Bir teknik kişiden, bir teknik rapor, bir proje bekleniyordu. Siz gidip kaçak veya imara aykırı yapınızı orada tariflenmiş bir ofise, büroya gidiyordunuz, gelip bir röleve çıkarılıyordu. Bir durum tespiti kısmen de olsa yapılabiliyordu öncekilerde. Buradakinde hiçbir şey yok. Buradaki durumun çok vahim olmasının sebebi bu. Siz hiç bilmediğiniz bir yapıyı beyana esas tutarak ‘Ben yapı kullanım belgesi veriyorum’ dediniz. Bir şey daha yaptı, vatandaşa dedi ki ‘Bundan ben sorumluyum’ diye imza attırdı. Yani şimdi burada bina envanteri çıkarsanız ne olacak? Ben diyorum ki X yerde benim üç katlı binam var. Hava fotoğraflarından bakıldı, hatta espri yapıldı, saman balyaları yapı gibi gözüküyor. Onu bile yapı diye gösterdiler. Bunun gibi çok vahim örnekler vardı. Dolayısıyla siz neyi yapı kullanım belgesiyle ruhsatlandırdığınızı ya da yasallaştırdığınızı bile bilmiyorsunuz. Vahamet burada. Ve kaç kişinin yaşadığını bilmiyorsunuz. Kaç haneye denk geldiğin belki bilmiyorsunuz."

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.