'Merkez Bankası'nın döviz rezervleri tükenme noktasında' CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, Haftalık değerlendirme raporunu yayınladı.

'Merkez Bankası'nın döviz rezervleri tükenme noktasında' CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, Haftalık değerlendirme raporunu yayınladı.

Erdoğan Toprak, "MB önceki dönemlerde de Cumhurbaşkanının faiz artışlarına olumlu bakmaması, tepki göstermesi nedeniyle politika faizini sabit tutup likidite politikasını değiştirerek çok kez dolaylı faiz artışı olarak nitelendirilmişti” demiştir.

CHP Koordinatörü, Genel Başkan Başdanışmanı, ve İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak Haftalık değerlendirme raporunda, "MB önceki dönemlerde de Cumhurbaşkanının faiz artışlarına olumlu bakmaması, tepki göstermesi nedeniyle politika faizini sabit tutup likidite politikasını değiştirerek birçok kez dolaylı faiz artışı yapmış, bu uygulamalar da piyasalar tarafından ‘örtülü faiz artışı’ olarak nitelendirilmişti” ifadelerini kullandı.

Toprak açıklamasında şunlara değindi:

MB’nin örtülü ve dolaylı faiz artışına gitmesi üzerine kamu bankalarının ucuz konut kredisi faizlerinin de aralarında bulunduğu kredi faizleri yükseltildi ve aylık yüzde 0,95-0,98 seviyesine geldi. Kamu bankaları Haziran ayında başlattıkları kampanyalarda konut kredisine aylık yüzde 0,64 faiz uyguluyordu. Bankalar da lira cinsi bir ay vadeli mevduata yüksek miktarlı işlemlerde yüzde 11 ve üzerinde faiz vermeye başladı. Böylece mevcut yüzde 11,68 düzeyindeki enflasyon seviyesine yaklaşan mevduat faizleri giderek ticari kredi faizlerini de daha fazla yukarıya doğru itmeye başlayacak.

MB’NİN DÖVİZ REZERVLERİ DE İYİCE TÜKENME NOKTASINDA

Ancak tüm bunlara rağmen dövize olan talebin düşmemesi kurları yeniden yukarıya çekmeye devam ediyor. Bu yüzden de MB’nin dolaylı ya da örtülü yöntemler yerinde doğrudan politika faizini önemli bir oranda artırmasının kaçınılmaz hale geleceğini öngörebilirim. Kaldı ki gerek kamu bankalarının gerekse MB’nin döviz rezervleri de iyice tükenme noktasına indiği için yüksek oranlı bir faiz artışının da kurların uzun süre baskılanmasına yetmeyeceğini, kur yükselişlerinin süreceğini söylemek durumundayım. Bu aşamada atılan bazı yanlış adımlar dövizi daha fazla dalgalandırmaya, piyasalardaki endişeleri daha artırmaya ve bankalardan döviz çekilişlerinin hızlanmasına TL ve dövizin yastık altına giderek sistemden çıkmasına neden olabilir.

KAMBİYO MUAMELE VERGİSİ YÜZDE 500 ARTIRILDI

Kurları bastırmak için bir yılda rezervlerden yaklaşık 100 milyar dolar satan kamu bankaları ve MB buna rağmen kurları ancak 2 ay 6,85 TL düzeyinde tutabildi. Geçtiğimiz yılsonunda döviz alım-satımlarını frenlemek için getirilen yüzde 0,2 oranındaki Kambiyo Muamele Vergisi (KMV) umulan sonuç elde edilemeyince Mayıs ayında yüzde 500 artırılarak yüzde1’e yükseltildi. Buna rağmen kur artışları ve dövize talep azalmadı aksine artarak devam etti. Şimdi ise geçen hafta MB’nin bankalara tanıdığı imkânla bankalardaki döviz hesaplarından nakit döviz çekişlerinde yüzde 1,5 ile yüzde 5 arasında komisyon kesilmesi uygulaması başlatıldı. Bir yandan Hazine ve Maliye Bakanı dövizde kaygılanacak bir durum olmadığını, kur artışlarının aksine rekabetçi açıdan olumlu bir gelişme olarak görülmesi gerektiğini söylerken, diğer yandan döviz işlemlerine, alım satımına, bankalarda döviz hesabı olanlara getirilen bu yeni kesinti ve vergi yükümlülükleri inandırıcılığın sorgulanmasına neden olmaktadır.

DÖVİZİNİ BANKADA TUTANLAR AÇISINDAN BİR NEVİ CEZALANDIRMA

Parasını döviz olarak bankaya yatırdığında ne vergi ne komisyon söz konusu olmayan tasarruf sahiplerine şimdi art arda vergi ve komisyon getirilmesi, beraberinde bir sonraki adımın ne olacağı endişesine, bankadaki dövizinin başına bir iş gelip gelmeyeceği kaygısına zemin hazırlayacaktır.

Döviz tasarrufunu bankada tutanlar açısından bir nevi cezalandırma anlamına gelen bu adımlar psikolojik olarak bankalardaki döviz hesaplarının çekilmesini, döviz mevduatının yastık altına gitmesini, bankalara döviz hücumu ihtimalini gündeme getirebilir. Bu açıdan ekonominin ve döviz dengelerinin içinde bulunduğu böylesi hassas bir dönemde döviz, faiz gibi enstrümanlara yönelik alınacak kararlarda daha dikkatli olunması gerektiği kanısındayım!

12.TÜİK’in işsizlik rakamları yine tartışmalara neden oldu. Yüzde 12,9’a yükselen işsizlik oranına karşılık işsiz sayısının azalması, istihdamın ve işgücüne katılanların milyonlarca kişilik düşüş göstermesi çelişki yaratıyor.

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.