Mehmet Çetingüleç yazdı: Borsa düşerken yatırımcı sayısı neden rekor kırıyor?
Mehmet Çetingüleç Kısa Dalga'daki köşesinde "Borsa düşerken yatırımcı sayısı neden rekor kırıyor?" başlıklı yazısını kaleme aldı.
Çetingüleç'in yazısı şöyle:
Gündemde borsa ve döviz var.
Hisse senedi sahibi olanların sayısı yılbaşına göre 451 bin artarak 4 milyon 250 bine ulaştı. Bu tüm zamanların en yüksek rakamı.
Merkezi Kayıt Kuruluşu verilerine göre, yılbaşından bu yana her ay ortalama 150 bin yeni yatırımcı borsaya girdi.
Geçen yıl borsa İstanbul’a 1 milyon 600 bin katılım olmuş ve yıl sonu itibariyle yatırımcı sayısı 3 milyon 790 bine yükselmişti. Son 3 ayda 10 şirketin halka açılması yatırımcı sayısının rekor kırmasına yol açtı. Halka açılan şirketlerde hisse alımında sınırlama olduğundan bir kişi daha fazla hisse satın alabilmek için yakınları adına çok sayıda hesap açtırıyor. Bu da yatırımcı sayısının sert bir şekilde yukarı çıkmasını sağlıyor.
Düşen borsanın seçimden önce yeni bir ralli yapabileceğini varsayarak hisse alanları da hesaba katmak gerekir. Ancak bunun sadece bir varsayım olduğu akılda tutulmalı.
Düşüş olur mu?
İktidar 4.2 milyon seçmenin oyunu almak için borsanın düşüşüne izin vermemeye çalışacaktır, ama bu ralli olacağı anlamına gelmez.
Geçen yıl borsayla tanışan yeni yatırımcıların büyük bölümü düşüşe yakalandı. Bir kısmı ayrıldı, ama çoğunluk beklemede.
654 milyarlık kayıp
Yatırımcı sayısındaki artışa karşın -31 Mart 2023 tarihi itibariyle- hisse senetlerinin piyasa değeri 5 trilyon 546 milyar liraya geriledi. Yılbaşında bu değer 6 trilyon 200 milyar lira düzeyindeydi. Yılın ilk 3 ayındaki kayıp 654 milyar lira…
Hisse senedi piyasasına yeni şirketlerin katılımı dikkate alındığında toplam değerin 6.2 trilyon lirayı aşması gerekirdi. Görünen kayıp 654 milyar lira olmakla birlikte, yeni gelen şirketlerin değerleri de dikkate alındığında gerçek kaybın 1 trilyonun üzerinde olduğunu söylemek mümkün…
BİST-100 endeksi ilk 3 ayda toplamda yüzde 12.6 değer kaybetti. Şubat ayında deprem nedeniyle devlet destekli alımların başlaması da borsayı yükseltmeye yetmedi. Geçen yılı 5509 puandan kapayan BİST 100 endeksi 31 Mart itibariyle 4813’e geriledi. Endeksin gerilemesinde dövize yönelişin ve beklentilerdeki zayıflamanın yanı sıra hem ay sonu hem de 3 aylık dönem sonu satışlarının da etkisi var.
BİST 100’de 4800 kritik bir destek noktası. Bu noktanın aşağı kırılması halinde 4 bin 700’de bir destek noktası bulunuyor. Yukarı hareketin başlaması halinde 4860’ta ve 4980’de direnç noktalarının aşıldığını görmek gerekiyor.
Yabancılar ne yapmaya çalışıyor?
Bank Of America başta olmak üzere yabancı kurumların borsada günlük işlemlere yönelmesi, bir gün alıp birkaç gün sert satışlar yapması endeksin düşüşünde önemli bir etken. Borsada payları yüzde 20’lerde olan yabancıların seçime kadar geçen sürede spekülatif sayılabilecek hareketleri iyi izlenmeli. Özellikle endeks üzerinde ağırlığı olan özel sektör kağıtları üzerinden borsayı sallıyorlar.
Düşük fiyatla kağıt alabilmek için borsayı silkeledikleri iddiası doğru değil. Çünkü yabancılar 17 Mart’la biten haftada net 210 milyon dolar, 24 Mart’la biten haftada net 113 milyon dolarlık hisse sattı.
Döviz Piyasasında ne oluyor?
Bank Of America’nın seçimden sonra Türkiye’de kurların yüzde 15 ile yüzde 25 arasında artacağı yönündeki görüş bildirmesi de borsadaki spekülasyonun uzantısı gibi algılanabilir. Dünyada dolar değer kaybetme sürecine girmiş durumda. Dolar endeksi düşüyor. FED’in faiz artırımlarını durdurması doları daha aşağı çekebilir.
Ancak Türkiye’nin durumu kendine özgü. Dış ticareti açığı artıyor. Sadece Şubat’taki açık 12 milyar doları geçti. Cari açığın büyümesi, dövize ulaşımdaki zorluk kurları yükseltiyor.
Pozitif tarafta ise turizm sezonunun yaklaşması var. Ayrıca seçimlerden sonra belirsizlik ortadan kalkacak ve kim gelirse gelsin faizlerde yükseliş olacak. Faiz yükseldiğinde, dövize olan talep kırılabilir.
Bank Of America gibi kuruluşların değerlendirmeleri dövize olan talebi tetikliyor. Uzun süre 18 lira bandında seyreden dolar 19’un üzerine çıktı. Dövize yöneliş borsayı olumsuz etkiliyor. Ancak dövizin değer kazanması orta vadede hisseleri ucuzlatacağı için borsaya yarayabilir.
Merkez Bankasının giderek azalan rezervleri ile doğrudan müdahale imkanı zayıflarken şapkadan yeni bir tavşan çıkarıldı, KKM faizinde üst sınır kaldırıldı.
Şimdiye kadar “faiz karşıtı” politika yürüten iktidar, şimdi “doları nasıl baskılayabilirim” arayışı içerisinde bulabildiği her araç üzerinden yüksek faizin önünü açıyor. Merkez Bankası’na karar aldırıp tabelaya düşük faiz yazmakla olmuyor.
İktidar daha önce döviz bozdurup Türk lirasına geçiş yapanlar için Kur Korumalı Mevduat hesaplarında yüzde 3’lük faiz üst sınırını kaldırmıştı. Son kararla Türk lirasıyla açılan hesaplara uygulanacak faizin üst sınırı da serbest bırakıldı.
Şimdi ne olacak?
Bankalar KKM hesaplarına müşteri çekebilmek için 8.5’luk politika faizinin üzerine istediği kadar faiz verebilecek. Daha önce en fazla 3 puan eklemeyle yüzde 11.50 faiz uygulanıyordu. Bundan sonrası için beklenti faizin yüzde 18-20’lere kadar yükselmesi yönünde. Zaten TL mevduata uygulanan faiz yüzde 30’lar civarında.
Faizde üst sınırın kaldırılmasıyla dövize yönelik talebin azaltılması hedefleniyor.
KKM hesapları son 3 ayda yaklaşık 300 milyar liralık artışla 1 trilyon 673 milyar liraya yükseldi.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.