“Mübadiller bu kente ihanet edenler değil, mağdurlardır"
Mübadelenin 99’uncu yıldönümü Konak Belediyesi’nin Mübadele Anıtıönünde düzenlediği törenle anıldı.
Başkan Batur, törende yaptığı konuşmada mübadeleyle gelen soydaşların, İzmir’e ve ülkeye büyük hizmetlerde bulunduğunu vurgulayarak, “Mübadiller, bu kente ihanet edenler değil, mağdurlarıdır. Çünkü onlar kendi istekleriyle gelip bu kentte yerleşmedi, zorla bu kente gönderildi, sürgün edildi. Mübadiller, bu kentin sorunlarının kaynağı asla değildir. İzmir’i İzmir yapan nice insan o mübadeleyle gelenlerin çocukları, torunlarıdır. Hepsi de bu ülkeye hizmet etmiş insanlardır” dedi.
Türkiye ve Yunanistan arasında gerçekleşen mübadelenin 99’uncu yılında, Konak Belediyesi’nin mübadele anısına hizmete açtığı Mübadele Parkı’nda anma töreni gerçekleşti. Konak Belediyesi’nin düzenlediği etkinliğe ev sahibi Konak Belediye Başkanı Abdül Batur’un yanı sıra Konak Kaymakamı Gökhan Görgülüarslan, CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, CHP Konak İlçe Başkanı Akın Küçükoğullarından, İyi Parti Konak İlçe Başkanı Coşkun Tatar, MHP Karabağlar İlçe Başkanı Latif Alaboğa, Konak Belediyesi Meclis Üyeleri, muhtarlar, göçmen federasyonları ve dernekleri temsilcileri, sivil toplum, demokratik kitle örgütleri ve hemşehri dernekleri temsilcileri katıldı. Parkın içinde yer alan Mübadele Anıtı önünde düzenlenen törende Başkan Batur, mübadelenin her iki ülkede de aynı yara ve acıları yaşattığını ifade ederek “Mübadele acısını yaşayan her iki halk da aynı kaderi paylaştı. Her iki taraf da doğup büyüdükleri, yaşadıkları evlerden ve sevdikleri komşularından koparılarak; özgürlüklerinden ve kendi iradelerinden savrularak; zorunlu göçe tabi tutuldular. Mübadele, sevdalıları ayıran bir haksızlıktı. Her mübadele bir yaradır. Bu acımasızlığın izleri onları yaşayanlarda kalır. 99 yıl önce, 30 Ocak 1923 tarihinde Lozan Barış Antlaşması kapsamında hayata geçirilen Mübadele Sözleşmesi, doğdukları topraklardan ayrılmak zorunda kalan her iki ülkeden yaklaşık iki milyon insanda da acı, gözyaşı ve yüreklerde sızı bıraktı. Mübadelenin yüreklerde bıraktığı sızıları, acıları, doğduğu topraklardan ayrılmak zorunda bırakılan, o zorlu günleri yaşamış pek çok büyüğümüzden dinledik” diye konuştu.
BATUR: "İZMİR’İİZMİR YAPAN NİCE İNSAN MÜBADİL ÇOCUKLARI, TORUNLARIDIR"
Türkiye ve Yunanistan arasında yaşanan mübadelenin en acıklı göç hikâyelerinden olduğunu hatırlatan Başkan Batur, mübadillerin göç etmek zorunda bırakıldığına dikkat çekti. Mübadillerin İzmir’e ve ülkeye verdiği hizmetin önemine vurgu yapan Başkan Batur, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mübadele, dünyaya gözlerini açtıkları evlerini, tüm bir hayatı, dedelerin, ninelerin mezarlarını geride bırakan yeni bir hayata hem de şartlarını tam olarak bilmedikleri bir ortamda başlamanın tüm zorluklarını göğüslemek zorunda kalan insanların hikâyesidir. Türkiye ve Yunanistan arasında yapılan nüfus mübadelesi belki de dünyadaki en acıklı göç olaylarının başında gelir. Mübadeleye maruz kalan insanların yaşamış oldukları maddi ve manevi zararlar, mübadeleden ölene kadar yaşadıkları duygusal yıkım, o yıkımın kuşaklara miras kalması mağduriyettir. Mübadiller, bu kente ihanet edenler değil, mağdurlarıdır. Çünkü onlar kendi istekleriyle gelip bu kentte yerleşmedi, zorla bu kente gönderildi, sürgün edildi. Mübadiller, bu kentin sorunlarının kaynağı asla değildir. İzmir’i İzmir yapan nice insan o mübadeleyle gelenlerin çocukları, torunlarıdır. Hepsi de bu ülkeye hizmet etmiş insanlardır.”
“HEPSİ BU KENT İÇİN ÇALIŞTI”
Ahmet Piriştina, Burhan Özfatura gibi İzmir’de Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış göçmen kökenli isimleri örnek veren Başkan Batur, mübadillerin Atatürk’ün izinden sapmadan kente hizmet veren kişileri olduğunu ifade etti ve sözlerini şöyle tamamladı:
“Bir göçmen ailenin ferdi olan İzmir Büyükşehir eski Başkanı merhum Ahmet Piriştina’nın İzmir’e hizmetleri tartışılabilir mi? Yine dedeleri ataları, Selanik göçmeni ve mübadele ile gelen iki dönem Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış Burhan Özfatura’nın kente yaptıkları görmezden gelinebilir mi? Belediye başkanı olmuş, siyasetçi olmuş, mimar, mühendis, doktor, öğretmen olmuş, sanatçı olmuş, vatanına milletine hayırlı evlatlar olmuş, iyi yurttaşlar olmuş, ülkesini sevmiş daha nice insanın ismini sayabiliriz. Hepsi bu kent için çalıştı. Biliyorsunuz ben de Selanik göçmeni bir ailenin çocuğuyum ve kendimi bildim bileli Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu, dünyaya emsal olmuş Liderimiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden bir milim dahi sapmadan kentime, vatanıma hizmet etmeye çalışıyorum.”
GÖRGÜLÜARSLAN: "BİZ BU ÜLKEYİ BERABERCE İNŞA ETTİK, BERABER YAŞIYORUZ"
Konak Kaymakamı Gökhan Görgülüarslan da yaptığı konuşmada mübadeleyle gelen soydaşlarına kucak açan bu milletin ülkeyi mübadillerle beraber inşa ettiğini belirtti ve şunları söyledi:
“Ülkelerin, milletlerin tarihlerinde böylesi yazgılar vardır. Tarihin şafağından beri var olan bu büyük milletin de tarihi hep böyle olmuştur. Bu büyük millet, kendi soydaşlarına, kardeşlerine, mazlum hüviyetinde olan herkese gönül açmıştır, ekmeğini paylaşmıştır. 1920’lerin gerçeklerine baktığınızda da bu ülkenin çocukları, ecdadımız, dedelerimiz yeni bir ülke, yeni bir vatan yaratma çabası içerisindeler. İçeride ve dışarıda büyük mücadeleler veriyorlar. Büyük yokluk içerisindeler. Lozan Antlaşması’na ilave bir anlaşmayla terk etmek zorunda kaldığımız alanlardaki soydaşlarımızı bu topraklara, anavatana kabul etmek zorunluluğu hasıl olduğunda çekinmeden bu memlekette, o yokluğun içerisinde ülkesinin ekmeğini beraberce paylaşmışlardır. Onlar bizim soydaşlarımızdır, kardeşlerimizdir. Biz bu ülkeyi beraberce inşa ettik, beraber yaşıyoruz.”
CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır ise Mustafa Kemal Atatürk’ün göçmenler için söylediği “Muhacirler kaybedilmiş toprakların aziz hatıralarıdır” sözlerini hatırlattığı konuşmasında şu cümlelere yer verdi:
“İki kavramı birbirine çok karıştırıyoruz. Muhacir ve mübadil. Aynı devlet toprakları içerisindeki göç hareketiyle gelenler muhacir, iki farklı devlet arasında yapılan anlaşmayla gelen gidenler mübadil oluyor. Ama bir gerçek var, ister muhacir ister mübadil, o topraklar vatan toprağı. Yani o insanlar başka bir vatandan anavatana geliyor değiller, ikisi de kendi vatan topraklarıdır. Ama yapılan anlaşmayla, aslında yüzyıllar öncesinde atalarının da göç hareketiyle acı ve gözyaşıyla gittikleri topraklardan yine aynı şekilde döndüler. Büyük Önderimiz ‘Muhacirler kaybedilmiş toprakların aziz hatıralarıdır’ demiş. Muhacirler ve mübadiller, bu vatanın asli unsuru, hamuru, çimentosudur, Büyük Önderimizin dediği gibi kaybedilmiş toprakların aziz hatıralarıdır.”
"MÜBADELE VE BALKANLAR KONUSU DAHA ÇOK ARAŞTIRILMALI"
Törende konuşan Doç. Dr. Bilgin Çelik, mübadillerin tarihine dair daha çok araştırma yapılması gerektiğini dile getirdi ve “Her iki tarafın da acıları var. Fakat sorun şu ki biz acılarımızı ve hatıralarımızı yazmadık. Yazmadığımız için de maalesef çok az geriye eser bıraktık. Buna karşılık Yunanlılar buradan göç edenlerin tarihlerini çok daha sıkı bir şekilde çalışarak yazdılar, belgeseller yaptılar. Bizim çok ciddi eksiğimiz var, umarım bundan sonraki süreçte Türkiye’de, mübadele ve Balkanlar konusunda çok daha ciddi çalışmalar yapılır” diye konuştu.
MÜBADELE ANITI TEŞEKKÜRÜ
Konak Belediye Meclis Üyesi, Konak Belediyesi Balkan Masası Sorumlusu ve aynı zamanda Gültepe Makedonya Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı olan Birol Özkardeşler, Mübadele Parkı’nı ve Mübadele Anıtı’nı kente kazandıran Konak Belediye Başkanı Abdül Batur’a teşekkür etti. Mübadele dernekleri, federasyonlar, Balkan dernekleri olarak bir araya geldiklerinde her iki tarafın acılarını anlatan bir “Mübadele Anıtı” isteklerini Başkan Batur’a ilettiklerini anlatan Özkardeşler, “Mübadele Anıtı önerimizi kabul ederek, bu konuda büyük destek veren, kısa sürede Mübadele Parkı ve Mübadele Anıtı’nın açılışının gerçekleştirilmesini sağlayan Başkanımız en büyük teşekkürü hak ediyor. Marifet iltifata tabidir. Değerli Konak Belediye Başkanımız Abdül Batur’a çok teşekkür ediyoruz” diye konuştu.
Eşrefpaşa Giritliler Derneği’nden Giritliler Federasyonu adına konuşan Konak Belediye Meclis Üyesi Ali Peynirci de duygusal anlar yaşadığı konuşmasında mübadelenin her iki tarafa da acılar, ızdıraplar yaşattığını belirterek, “Gidenler için de gelenler için de dil, uyum, barınma sorunu oldu ama Büyük Atatürk o dönemde gelen mübadillere sahip çıkmıştır. O acıları yaşayarak bu günlere geldik. Anıtın açılışına ben babamla geldim. Babam anıta bakıp, ‘Şu gördüğünüz anıtta elinde tahta bavulla gelenler tasvir edilmiş. Dedem de Girit’ten Ayvalık’a böyle tahta bir bavulla gelmiş’ dedi. O nedenle heykeltıraşa da o günleri çok güzel anlattığı için, derneğimizin, camiamızın isteğini kırmadığı ve böyle bir anıtı yaptırdığı için teşekkür ederiz” dedi.
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.