Ekrem İmamoğlu'ndan 'pazarlama' videosuna çok sert tepki: "Bu siyasiler kim? Bu işe aracılık eden, pazarlamacılık yapan kim?"
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul ve tartışılan MOBESE görüntüleri ile ilgili çok sert konuştu.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, kentin Anadolu yakasındaki su baskınlarını giderecek ve 14 kilometrelik Kurbağalıdere hattı boyunca yaşam vadisine dönüşecek alanda incelemelerde bulundu. İmamoğlu, gazetecilerden gelen, “Ürdünlü bir emlak şirketinin, Kanal İstanbul güzergahına kurulması planlanan ‘Yenişehir’le ilgili müşterilerine müjde verdiği videoyu izlediniz mi” sorusuna, “Başından beri ifade ettiğimiz bir şey var. Bu bir rant projesidir. Para kazanan aracıların tespit edilmesi lazım. Bu aracılar, bu komisyoncular, bu devlet görevlileri kim? Bu siyasiler kim? Bu işe aracılık eden, pazarlamacılık yapan kim? ‘Hazırlarız, yaparız, satarız, para kazanırız.’ Kimi satıyorsun? İstanbul'u satıyorsun. İstanbul'un en kıymetli, en hayati damarı dediğimiz, akan damarı, kanı dediğimiz o güzelim soluk aldığımız alanını peşkeş çekiyorsunuz. Kime? Bir avuç zengin olacak insana. Ne için? İstanbul'un geleceğini mahvetmek için” yanıtını verdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, kentin Anadolu yakasındaki su baskınlarını giderecek ve 14 kilometrelik Kurbağalıdere hattı boyunca yaşam vadisine dönüşecek alanda incelemelerde bulundu. “Ataşehir Kurbağalıdere Göztepe Kavşağı E5 Geçişi Projesi” kapsamındaki çalışmaları, telsiz anonsuyla başlatan İmamoğlu’na, Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı ve İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu eşlik etti.
İSKİ Atık Su İnşaat Daire Başkanı Mahmut Kahraman ve İBB Park Bahçe ve Yeşil Alan Daire Başkanı Yasin Çağatay Seçkin’den proje ve çalışmalarla ilgili bilgi alan İmamoğlu, gazetecilere kısa bir değerlendirme yaptı.
“SEL BASKINI YAŞANAN HER NOKTASINA DOKUNDUK İSTANBUL'UN”
Projenin; bölgede, E-5 diye bilinen D100 karayolu ve Kurbağalıdere yatağı boyunca geçmişte yaşanan su baskınları ve selleri sona erdireceğini vurgulayan İmamoğlu, şunları söyledi:
“Buradaki sel baskınını, taşkınlarını ve onların yarattığı o ne yazık ki İstanbul'a yakışmayan görüntüleri hep beraber izledik. Bu görüntüler, böyle 30-40 yıl öncesine dair görüntüler değil. Yani hemen 2019 yılında, biz göreve gelmeden önceki görüntüler ya da 2017’de ya da 2015’te ya da 2014’te 4, 5, 6, 7 yıl önce gördüğümüz görüntüler. Öncelikle şunu ifade edelim: Tespit ettiğimiz her türlü sel baskını yaşanan noktasına dokunduk İstanbul'un. İstanbul'da belki 50’ye yakın çok önemli noktadan bahsediyoruz. Çok tali bölümlerini sıralamıyorum burada. Burası da onlardan birisiydi. Göreve gelir gelmez hızlıca buraya girilmesini talimat verdik. Gerçekten çok planlı, tertipli, düzenli, ulaşım prensiplerini iyi tasarlayarak ve hiçbir sıkışma yaratmadan, deplaseleri zamanında yaparak ve tabiri caizse, bana gün taahhüdünde bulunup, o günde de işi bitirerek Kurbağalıdere üzerindeki bu operasyonu çok sağlıklı bir şekilde başarmışlardı, bitirmişlerdir.”
“BAMBAŞKA BİR GÖRÜNTÜ OLUŞTU KURBAĞALIDERE’DE”
“Kurbağalıdere meselesini, her zaman Marmara Denizi’ne akan kısmıyla biliyoruz Kadıköy bölgesinden” diyen İmamoğlu, “Ve oradaki görüntülerle paylaşıyoruz. Orada yaptığımız iş de çok kıymetli. Hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ekipleri hem İSKİ'nin ekipleri, müşterek çalışmalarıyla o bölümünü de yine bizim dönemimizde bitirdik, toparladık. Ki Yoğurtçu Parkı ve devamında Moda’ya kadar uzanan yeşil alanın da toparlanmasıyla bambaşka bir görüntü oluştu orada. Zira oradan, devamıyla buraya uzanan ve buradan da Ataşehir'e doğru devam eden Kurbağalıdere'nin tamamında, 14 kilometrelik uzunluğu içerisinde tabii ki bir yaşam vadisi oluşturuyoruz. Aslında ‘puzzle’ın parçaları gibi, bölüm bölüm bitirerek, bu hedefimize de yürüyoruz. Hem Ataşehir hem Kadıköy bölgesinde kalan ve Kurbağalıdere'yi etkileyen atık su, yağmur suyu ayrıştırma çalışmaları da bu işin bir kılcal çalışması. Bütüncül bu yolculuğun çok önemli olduğunu ifade edelim. O dönemin 350-400 milyonluk yatırımını bugünkü değerlerle vatandaşlarımızın anlaması için, neredeyse en az 2,5 kat çarpmanız lazım ki, daha iyi bu yatırımın değerini anlayabilelim” ifadelerini kullandı.
“İSTANBUL'UN HER NOKTASINI DERT EDİNİYORUZ”
İstanbul'un her noktasını dert edindiklerinin altını çizen İmamoğlu, “İhmal edilmiş her sorununu ve bütün kurum ve kuruluşlarımızla çözmeye devam ediyoruz. Burada ilçe belediyeleriyle olan dayanışmamızın da önemli olduğunu ifade edelim. Biz, her belediyeyle, her ilçe belediyesiyle, İstanbul'u dert eden, masada buna çözüm bulan ve geçmişten bugüne ihmal edilmiş hem idari hem teknik hem protokol tabanında masadaki sorunları çözen ama aynı zamanda sahadaki sorunları da çözen, uyumlu, koordineli, çok sağlıklı bir hizmet sürecini devam ettiriyoruz. Sahadayız ve tespit ettiğimiz sorunları çözmeye de devam edeceğiz. İnşallah Kurbağalıdere'yi, İstanbulluların böyle bir talihsiz görüntüsü, çok affedersiniz kokusuyla, ne yazık ki sel baskınlarıyla değil, bisiklete binilebilen, Ataşehir'den bir insanın yürüyerek burada bulunan metro durağına erişebildiği ya da yine devamında koşarak, ta Marmara Denizi sahiline, Moda sahiline inebildiği, İstanbul'u birbirine bağlayan vadiler şeklinde bu çalışmalarımızı sonuçlandıracağız. Sadece Kurbağalıdere değil, İstanbul'un 15 noktasında, yaşam vadileriyle ilgili bu anlamdaki çalışmamız devam ediyor. İnsani, toplumu mutlu eden, çocuklarıyla, gençleriyle, kadınlarıyla keyifli bir kentte yaşamalarını sağlayabilen, çıldırmış değil akılcı, mantıklı, günün ve bu çağın ihtiyaçlarını karşılayan hizmetlerimizde, projelerimizle İstanbulluların yanında olmaya, onlara çözüm üretmeye devam edeceğiz” dedi.
İmamoğlu, değerlendirmelerinin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Gazetecilerin soruları ve İmamoğlu’nun sorulara verdiği yanıtlar şöyle oldu:
- Kanal İstanbul tekrar gündemde. 17 Ocak'ta, Çevre Şehircilik Bakanlığı tapu sürecini başladı. Madde on sekiz uygulaması başladı Yenişehir'i ilk üç etabı için. İBB'nin hukuki bir girişimi olacak mı bu sürece? Ve bir de video dolaşıyor; Ürdünlü bir emlak şirketinin müşterilerine yönelik kutlama yaptığı. Bu videoyu izlediniz mi?
“Videoyu izledim. İBB bünyesinde Kanal İstanbul ya da Beton Kanal diye tariflediğimiz, az önce ifade ettiğim sıfatıyla, çıldırmış projeyle ilgili bir masamız var, bir platformumuz var. Burada, İBB’nin bütün kurum ve kuruluşlarıyla ilişkili hangi husus var ise, orada değerlendirip, o müşterek değerlendirmeden sonra da hukuki süreçleri harekete geçirdiğimiz ve takip ettiğimiz bir zeminde süreci ele alıyoruz. Yani çok ciddi ele aldığımız, takip ettiğimiz, İstanbul'un en büyük tehdidi olarak gördüğümüz, geleceğini ne yazık ki ipotek altına alan, geri dönüşü olmayan, büyük tabiat zararları veren, insanlığa zarar veren unsurlarıyla sıkı bir takibimizde. Bunu bir kere ifade edelim.”
“GÜZERGAHININ PAYLAŞILMADIĞI DOĞRU;
AMA KİME? TOPLUMA, VATANDAŞA”
“Başından beri ifade ettiğimiz bir şey var. Bu bir rant projesidir. Bunun içinden geçecek tankerin, şilebin veya işte Boğaz’ı tehdit edecek unsurların bertaraf edilmesiyle, uzaktan, yakından ilgisi yoktur. Burada hesap kitap, birilerinin cebine girecek olan paralardır, kazanılacak paralardır. Oradaki zavallı köylülerimiz, oradaki yerlerinden edilen vatandaşlarımızı da ilgilendiren bir husus değildir. Bakın, o kadar çıkarcı davranılmıştır ki; hatırlarsanız en üst perdeden, en üst ağızdan şu söylenmiştir. ‘Güzergahını bile paylaşmıyoruz. Çünkü, buradaki arsa rantına izin vermeyeceğiz’ denildi. Tam tersine bunun altından şu çıkıyor: Güzergahının paylaşılmadığı doğru. Ama kime? Topluma, vatandaşa. Ama birilerine paylaşıldığı da bugün ortaya çıktı. Ama Ürdün'deki emlakçı ama başka ülkelerdeki bu işten para kazanan kişiler. Ve bunların çoğu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı da değil.”
“KANAL; İSTANBUL’A KÖTÜLÜKTÜR”
“İkincisi; bir de para kazanan aracılar var tabii. Bir de bunların tespit edilmesi lazım. Bu aracılar, bu komisyoncular, bu devlet görevlileri kim? Bu siyasiler kim? Bu işe aracılık eden, pazarlamacılık yapan kim? Başından beri tarifim; ‘Bu Beton Kanal işi, bir emlak projesi’ demişimdir. ‘Hazırlarız, yaparız, satarız, para kazanırız.’ Kimi satıyorsun? İstanbul'u satıyorsun. İstanbul'un en kıymetli, en hayati damarı dediğimiz, akan damarı, kanı dediğimiz o güzelim soluk aldığımız alanını peşkeş çekiyorsunuz. Kime? Bir avuç zengin olacak insana. Ne için? İstanbul'un geleceğini mahvetmek için. Yenişehir. Adı bile Yenişehir. Yani adı bile konmuş. Düşünebiliyor musunuz? Ben bu kepazeliği her zaman ifade ettim. Kanal manal, ulaşım mulaşım hikaye. Orada 2 milyon insanın, belki de 2,5-3 milyon insanın İstanbul'a ilave edilmesiyle, İstanbul'un bütün doğal yapısını, bütün kurgusunu bertaraf etmesiyle sonuçlanacak kötülüktür bu, kötülük. Altını çiziyorum. Bunu engelleyeceğiz, bunu öbürleri yetmeyecek. Siyasi ömürleri buna yetmeyecek.”
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN DÖNÜŞÜM HİKAYESİNİN EN
ÖNEMLİ GÖSTERGESİ OLACAKTIR KANAL İSTANBUL'A KARŞITLIK”
“Türkiye Cumhuriyeti'nin dönüşüm hikayesinin en önemli göstergesi olacaktır Kanal İstanbul'a karşıtlık, Beton Kanal projesine karşıtlık. Hem de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan bir avuç insanı zengin etme projesine karşıtlık, simgesi olacaktır ve değişimin, dönüşümün merkezi odağı olacaktır. Karşısındayız. Hukuki süreçlerimiz devam ediyor. Bilirkişilerin atandığı, hukuki süreçlerde yavaşlatılmış adımların sürdürüldüğünü gözetliyoruz. Yargı mensuplarını da bu anlamda göreve davet ediyorum. Bu ihanet projesine, hassasiyetle ve aciliyetle eğilsinler. Bir an önce kararları versinler. Tümden haklı olduğumuz, bir gecede 1/100.000’lik plan, bir gecede 1/5000’lik plan, bir gecede 1/1000’lik plan devreye sokup… Düşünsenize; Ankara'da birileri oturmuş masanın üstünde; vatandaşın haberi yok, ilçe belediyelerinin haberi yok, Büyükşehir Belediyesi’nin haberi hiç yok; kararlar alıyor.”
“BU İHANET PROJESİNİ MUTLAKA ENGELLEYECEĞİZ”
“Birileri de çıkıyor, ‘Benim adım Çevre ve Şehircilik Bakanlığı…’ Ne çevresi ne şehirciliği Allah aşkına? Çevre ve şehircilik değil. Onun için yani bu vahşi durumu takip ediyoruz, içindeyiz. Tek bir gün bile zihnimizden çıkarmadık. Başından beri bu konuya nasıl müdahil olduğumu, nasıl karşıt olduğumu ifade etmeye devam ediyoruz. Bu ihanet projesini mutlaka engelleyeceğiz. İleride sorumluları da bunun hesabını verecek. Artı, bu emlak projesini hayata geçirmek isteyenlere de buradan ilanımdır ki; tekrar o araziler, İstanbul'un çok sağlıklı tarım arazileri olmaya devam edecek. Aldıkları günkü fonksiyonuyla devam edecek. Yani o gün tarım arazisi olarak aldılar, ileride de tarım arazisi olacak. O gün rekreasyon alanıysa, rekreasyon alanı devam edecek. Yani fırsatçılık yapmalarına müsaade etmeyeceğiz. Ama kimsenin hakkıyla, hukukuyla da işimiz yok. O bakımdan, İstanbul'un kaderini etkileyecek bu sürece karşı dik duruşumuz ve kararlı duruşumuz zerre geri değildir, ileri seviyede devam etmektedir.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.